Roma Tatilimize Başlıyoruz

 
Pegasus havayollarından aldığımız promosyon uçak bileti ve booking.com .'dan  aylar öncesinde yaptığımız otel rezervasyonumuzla Roma tatilimize başlıyoruz . Sabiha Gökçen havaalanından masmavi bir gökyüzüne rötarsız havalanıp , yaklaşık 2,5 saatlik bir yolculukla ,
masmavi bir havada Pegasus ve THY 'ninde sefer yaptığı Fiomicino havaalanına iniş yapıyoruz .  

Havaalanından hızlı bir şekilde çıkıp bir an önce şehre ulaşmak isterken Roma şehir merkezine otobüsle transfer konusunda internette en çok adı geçen Terravision yetkilisine otobüsün ne zaman kalkacağını soruyor ve 5 dakika sonra cevabını alınca ondan bilet almamız bize 1 saatlik gecikmeye maloluyor . Otobüsleri gelmeyince en kalabalık peron olan Terravision 'un solundaki Tam firmasının 3 , Alitalia 'nın 1 ve başka bir şirketin 2 otobüsü hareket ediyor ,
fakat biz bilet aldığımızdan dolayı diğer şirketlerin otobüslerini yalnızca seyrediyoruz . Bir turist kızgın bir şekilde parasını geri istese de küçük bir tartışma çıkıyor fakat paralar iade edilmiyor .Çünkü bir kişiye iade yapsalar herkes edip yandaki şirketin otobüsüne binecek . Fiumicino havaalanından Termini 'deki merkeze otobüsle gidiş için 5 , trenle 14 , taksiyle 48  Euro  ödeniyor. En ucuz araç olan otobüsle gidecekseniz tavsiyemiz ,havalanından çıkınca acele etmeden sağ taraftaki Roma Shuttle otobüslere doğru ilerleyip hangi otobüs önce gelirse kapıdan bilet alıp binmek şeklinde olacak ,ama yazın kalabalıkta  nasıl olur bilemiyoruz. Havaalanından  45 dakikada otobüs , tren garı ve metronun bulunduğu merkezdeki Termini bölgesine ulaşıyoruz .
3 gece , 2 kişi oldukça zengin açık büfe kahvaltı dahil ,,üç gün öncesine kadar iptal opsiyonuyla 226 Euro 'ya kalacağımız , booking,.com .'da 8.2 puana sahip 3 yıldızlı Miami Otel ,biraz aşağıda , Trevi Çeşmesine (Aşk Çeşmesi) 15 dakika yürüme mesafesinde Via Nazionale caddesi üzerinde bulunuyor , Terminiden 10 dakika da yürüyerek ulaşıyor ,
güleryüzle karşılanarak elimize Roma haritası veriliyor ve gidilecek yerler resepsiyonist tarafından harita üzerine işaretleniyor .
Odamıza yerleşiyor ve kendimizi dışarıya atıyoruz . Yolda kıpkırmızı bir gökyüzüyle oluşan manzara çok güzel görünüyor .
Trevi Çeşmesine giderken bir tiyatro görüyor ve içeri girip bilgi alıyoruz .
Bilet fiyatları balkonda  15 Euro 'dan başlayıp 45 Euro 'ya kadar çıkıyor . Sanat şehri Roma 'da bir tiyatro veya bale izlemek güzel bir fikir olsa da yarın gelebiliriz diye düşünerek ayrılıyor , Aşk çeşmesine ulaşıyoruz .
Hava oldukça soğuk olsa da burası oldukça kalabalık görünüyor ,

resim çektirip biraz oturuyor ,arkadaki dilim pizzacıda harika bir pizza yiyoruz ,
Yol üstündeki sıradan bir pizzacıda beklentimiz yüksek olmasa da pizzayı çok beğeniyoruz .
Daha sonra İspanyol merdivenlerine doğru ilerliyoruz .
Burası da oldukça kalabalık görünüyor , bazı insanlar kendi aralarında sohbet ederken , bazıları resimler çekip etrafı seyrediyor .
Daha sonra aşağıdaki piyasa caddesine geçiyor , yeni yıl için süslenmiş caddelerde dolaşıyor ,
sokak müzisyenlerini dinliyor ,










Haritayı takip ederek akşam arkadaşımızın İtalyan patronunun önerdiği bir aile işletmesinde yemek yiyeceğimiz restorana doğru giderken yol üstünde bir köprüden geçiyoruz .
Restorana geldiğimizde henüz açılmadığını görünce fazla turistin bulunmadığı bölgede dolaşıyor , bize ilginç gelen bir yere giriyoruz .
Burasını içinde şarküteri , pizza ve içki satılan kafeteryalı  İtalyadaki  adı Gelataria olan ekmek fırını olarak tarif  edebilirim . İnsanlar iş çıkışı böyle yerlerde oturup arkadaşları ile sohbet ediyorlar .
Yaklaşık 1 saatlik süremiz olunca 6,5 Euro 'ya bir şişe Cabarnet şarap alıp , masada oturup sade içmek olmaz diye düşünerek peynir reyonuna ilerliyor , bu şaraba uygun peynirleri soruyoruz .
Buradaki peynirlerin bazılarının üzerinde fiyat olmadığından tezgahtarın önerdiği bir peynirin fiyatını sorduğumda yanlış anlıyor ve İngilizce de sheep yani koyun peyniri diyor , eşimse cheap yani ucuz anlayıp güzel görünen peynirden alıyor , tartılınca kilosunun 55 Euro olduğunu öğreniyor  ,100 gr 'dan biraz fazlası için 6 Euro ile birlikte toplam 14,5 Euro ödüyoruz .
Peynir gerçek Kars kaşarı tadına yakın olup olağanüstü güzeldi , şarapta oldukça iyiydi . Oradan çıkıp tavsiye üzerine geldiğimiz yakındaki içeride hiç turist görmediğimiz restorana geçiyoruz .

  İçeri girince çalışanların yaş ortalamasının yüksekliği dikkat çekiyor , ben Somonlu Ravioli ,
eşim ise Deniz Mahsüllü Makarna siparişi veriyor .
Burada bizde esnaf lokantalarında eskiden bulunan ekmeklik dikkatimi çekiyor ,
şu an içerde İtalyanca dışında bir dil olarak yalnızca biz  Türkçe konuşuyoruz . Eşimin sipariş verdiği deniz mahsullü makarna güzel , benim somonlu ravioli ise bir makarna ancak bu kadar güzel olabilir dedirtecek kadar eşsizdi .Yandaki masanın sipariş verdiği karışık tabak o kadar ilgnç geldi ki , masadaki adamla birlikte bende yemeğin fotoğrafını çekmek için ayağa kalkınca önce biraz şaşırdılar ,
sonra heyo diye bağırarak selamladılar , biz sofradan kalkarken dikkatlerini çekmiş olacağız ki birisi nereli olduğumuzu sorup , iyi tatiller dilediler .Bu yemek için soda ve ekmek dahil 26 Euro ödedik. Restorandan çıkınca caddelerde dolaşarak geriye dönerken ,
hareketli , restoran ,cafelerin de bulunduğu bir meydana çıktık ,
burada gözümüze kestirdiğimiz bir cafede oturup değişik bir trimisu yiyip expresso kahve içtik .
sonra Venedik Meydanından geçerek otelimize geri döndük .






Yarın buradan okuyabileceğiniz , toplam 10 saat yürüyerek Kolezyum 'u da gezeceğimiz yoğun bir gün bizi bekliyor.

Bugün Romayı Gezeceğiz

Sabah kahvaltı sonrası Kolezyum 'a gitmek üzere dışarı çıkıyor , otele yakın bir pazar görünce uğruyoruz . Burası büyük bir pazar olmasa da giyecek ve yiyecek tezgahları bulunuyor .
Burada ve bir çok yerde , cafe ,restoranlarda çalışanların çoğu Hindistan kökenli gibi görünüyor , neredeyse hepsi oldukça iyi İngilizce konuşabiliyor . Güler yüzlü ,yardımsever ve kibarlar .Bir tezgahta eşim şal beğeniyor , biz fiyatı yüksek bulunca satıcı pazarlık olabilir deyince ben yarıdan az bir fiyat öneriyorum .
Satıcı susuyor ve arkasını dönüyor . Ne yapayım ,benim pazarlık kültürüm fiyatın iyice kırılmasını gerektiriyordu .Pazardan ayrılınca önce tarihi bir meydana ,
sonra içinde tarihi eserler bulunan bir parka çıkıyoruz .
Parkta biraz dolaşıyor , musluktan su içiyoruz.
Roma 'nın bir çok yerinde bulunan musluklardan su içilebiliyor ve ücretsiz . Parktan çıktığımız resimdeki caddede sağda görülen Mas isimli giyim eşyaları satan büyük bir mağaza görüyor , içeri giriyoruz .
Bu 3 katlı kocaman mağaza oldukça ilginç . İçerisi çok eski ,sanki 60 - 70 'lerden beri hiç dokunulmamış gibi görünüyor , çalışanların çoğunun yaş ortalaması yüksek , diğer yandan ilginizi çekecek ve bedeninize uygun ürün bulursanız fiyatlar oldukça iyi . Örneğin benim kafamda tatilde hiç bir alışveriş düşüncesi olmasa da 10 Euro 'ya bir kayak pantolonu , 7,5 Euro 'ya kolsuz şık bir mont alıyorum .Satıcı aksi bir amca vardı ki suratsız mı suratsız , pantolonun fiyatına bakmak isteyen bir adamın eline bile vururken ''ellemeden bak , elini sürme '' diyordu , eşim montları karıştırınca onu da '' dokunmadan bakın '' diye hafiften azarlayınca biz gülmeye başladık . Bu hiç beklemediğimiz Alışveriş sonrası , tarihi kalıntıların olduğu bir parktan geçerek ,
Kolezyum 'a ulaştık .
Buraya metroyla da gelinebiliyor .  Kolezyum futbol stadyumları kadar bir büyüklüğe sahip ve kış olmasına rağmen çevresi oldukça kalabalık görünüyor .
Buradaki gladyatör kıyafetli insanlar parayla resimlerini çektirse de arkalarını döndüklerinde resimlerini çekiyorum .
 Colosseum 'a giriş 12 Euro ve oldukça bir kuyruk var , biz ise çok yer gezeceğimizden bugün buraya fazla süre ayıramayacağız .
Diğer yandan Kolezyum 'a girmeyi ve şehri genelde metro , otobüsle gezmeyi düşünüyorsanız 25 Euro 'ya Kolezyum da dahil olarak 2 müzeye ücretsiz girmekte dahil  3 gün geçerli Roma  Pass Kartı almak iyi bir alternatif olabilir .
Üstelik bu kartla her zaman önünde kuyruk olan Kolezyuım 'a sıra beklemeden girebiliyorsunuz . Hemen karşısındaki bir cafede kahve içmek için oturuyor
fakat menüde fiyatların ortalamanın üzerinde olduğunu görünce kalkıp gezmeye devam ediyor ,
sonrasında tarihi festival ve halk oyunları alanı olan Circo Massimo 'ya geliyoruz .
Burası milattan önce 50 yılında İmparator Jul Sezar tarafından genişletilerek 250.000 izleyicilik bir kapasiteye ulaşmış .
Roma da kendi açımdan keşfettiğim önemli bir konu ise  şu an dünyada gelişmiş medeniyet olarak adlandırılan, algılatılan bir çok şeyin belki daha iyisinin ,belki daha gelişmişinin binlerce yıl önce olduğu yönünde . 
Böyle bir izlenimi daha önceki buradan okuyabileceğiniz Phaselis - Antalya  tatilimizde de edinmiştim .
Bu şehirdeki tarihsel medeniyeti , sade görüntüsü altındaki ihtişamı ne kadar anlatabilirim bilemiyorum , çünkü anlamakta da zorluk çekiyorum . Buradan ayrılınca köprünün üzerinden Tevere nehri üzerindeki İsola Teberina adasını izledik .
Şehir merkezindeki nehir üzerinde yer alan bu küçücük ada sararmış yapraklar arasında çok güzel görünüyordu .
İlgimizin restoranlara dönmesi karnımızın acıktığının işaretlerini verdiğinden yemek için bir yer bakmaya başladık .
Piazza del Drago 10  Trastevere, Roma adresindeki Ponentino restoran 'ın 10 Euro 'luk menüsünü denemek  için zenginliğinden dolayı birazda kafamızda soru işaretleri olarak içeriye girdik .





Tipik bir aile restoranı olan Il Ponentino 'nun ortamı bize çok sıcak geldi ,
restoranın sahibi olduğunu tahmin ettiğimiz kasada oturan 60 yaşlarındaki bayan arada bir masaları gezip müşterilerle sohbet ediyordu . Burası turistik bölgelere yakın olmasına rağmen müşterilerin çoğu İtalyandı.
Ben  fix menüyü yazıldığı gibi okuyarak sipariş verince garson İtalyanca konuştunuz dedi. İtalyanca da çoğu kelime yazıldığı gibi okunduğu için Türkçeye benziyor . Menümüzde ilk gelen ara sıcaklar güzel ve değişikti ,
Eşim 'in yediği Somonlu Makarna güzeldi ,
benim sipariş verdiğim pizza ise hayatımda yediğim en güzel pizzaydı .
Menüden tatlı olarak seçtiğimiz trimisu çok tazeydi .
Yemeğin yanındaki kişi başı 1/4 Litre sofra  şarabı ise vasattı . Roma 'da daha sonra dolaşırken bayağı araştırsak da , böyle güzel ve ucuz bir menüye rastlayamadık . Yemekten sonra oldukça turistik olan Trastevere bölgesinde dolaşıyoruz ,buradaki sokaklar buraya tıklayarak okuyabileceğiniz Antakya 'nın ara sokaklarını andırıyor .
hediyelik eşya mağazalarına bakıyoruz , buradaki çocuk roman kahramanı Pinokyo 'nun boy boy biblolarını izliyoruz ,

daha sonra incelediğimiz tarihi Roma haritasındaki şehrin ana hatlarıyla bugünkü hali arasında öyle bir benzerlik var ki , tarihi haritayı kullanarak bugün bile şehri kaybolmadan gezebilirsiniz .

Navona meydanına geldiğimizde eğlenceli bir ortamla karşılaşıyoruz .
Burada bir yanda canlı heykeller insanlarla resim çektirirken ,
başka bir yerde rengarenk dönme dolap çocukları eğlendiriyor , arka taraftaki standlarda insanlar halka atıyor ,
şekerleme dükkanlarındaki renkler çok hoş bir görüntü veriyor , ben tezgahtarların resmini çekince çalışanlar poz verip foto 5 Euro diye espri yapıyorlar ,
sokak müzisyenlerinin yaptığı müzik ortama ayrı bir neşe katıyor .
Roma 'ya yeni yıl için süslendiği bir dönemde gitmenin bizim için güzel bir tesadüf olduğunu anlıyor ,
meydanı en iyi yerden gören cafe' nin en öndeki masası boşalınca burada bir kahve molası veriyor , etrafı seyrediyoruz .



Navona Meydanından ayrılınca hediyelik eşya dükkanlarının önünden geçiyor , bir mağazada Murano camından yapılmış ürünleri seyrediyor ,
oradan bütün tanrıların tapınağı anlamına gelen Pantheon 'a geliyor ,
ücretsiz girişle içine giriyor , etkileyici duvar resimlerini ,
ortası açık tavanını izliyoruz . Burada bir daire şeklindeki açık tavana bakmak ilginç bir duyguya yol açıyor .


Pantheon' dan ayrılıp biraz ilerdeki harika bir şekilde süslenmiş bir çok markanın bulunduğu alışveriş caddesine iniyor ve mağazaları dolaşıyor ,



Bir spor mağazasının önündeki kalabalık dikkatimizi çekiyor ve içeride imza dağıtan Roma futbol takımı futbolcusunun Brezilyanın milli oyuncusu Maicon olduğunu öğreniyoruz ,

biraz ilerde ise bir mağaza açılışı kokteylinde dj vitrinde müzik çalarken insanlar dans ediyor .
Oradan ayrılınca yine bir meydana çıkıyoruz .
Burada biraz oturup etrafı seyrediyoruz. Bu gün Roma 'da yürüyerek dolaştığımız 10 saat boyunca 10 'dan  fazla devasa büyüklükte meydana uğradık . Sonra ara sokaklarda ayaküstü bir pizzacıda harika pizzalar yiyoruz.
 Roma 'da öğle yemeği için bir çok yerde uygun fiyatlı menüler olsa da akşam olunca bu menülere rastlayamıyorsunuz . Bu yüzden akşam yemekleri çoğu zaman daha maliyetli olabiliyor .

Yarın
buradan okuyabileceğiniz Vatikan 'ın yanı sıra şehrin diğer meydanlarını yürüyerek gezip akşam yemeği için bir arkadaşımızın önerdiği şehre 5 metro durağı uzaklıkta önünde kuyrukların oluştuğu yerel bir pizza restoranına gideceğiz .
DEVAM EDECEK