İzmir 'in Sokak Lezzetlerini Ve Ege Otlarıyla Yapılan Yemekleri Keşfediyoruz

Bu tatilimizde İzmir 'de daha önceki gelişlerimizde deneyemediğimiz farklı yiyecekleri , özellikle sokak lezzetlerini deneyeceğiz .
İstanbul 'dan güzel bir havada ayrılıp
 parçalı bulutlu bir havadaki 50 dakikalık uçak yolculuğu sonrası İzmir Adnan Menderes Havaalanına ulaşıyor  ,
Konak semtinde bulunan otelimize 48 TL ödeyerek taksiyle 20 dakikada ulaşıyoruz .İzmir 'in gelişmiş raylı sisteminin trafiği rahatlatmasından dolayı karayolu ulaşımı da kolaylaşmış görünüyor . Bu tatil için 2 kişi gecelik oda + kahvaltı fiyatı 160 TL olan 4 yıldızlı deniz manzaralı otelimiz Konak merkezinde ünlü Kemeraltı Çarşısına  , Konak Vapur İskelesine , Konak Metro İstasyonlarına 10 dakikalık yürüme mesafesinde bulunuyor .

İzmir 'de Alsancak , Konak , Balçova otelleri konaklama açısından farklı özelliklere sahip . Alsancak eğlence ağırlıklı ve oldukça merkezi , Konak sanatsal aktivitelere yakınlığı ve merkezi konumuyla ,  Balçova ise termal otelleriyle ön plana çıkıyor . Odamıza yerleştikten sonra otelin yakınındaki tiyatroya uğrayıp akşam için bilet soruyor fakat önümüzdeki 2 haftanın biletlerinin satılmış olduğunu öğreniyor ,
Kemeraltı Çarşısına doğru ilerliyoruz . Meyve suyu tezgahının önünden geçerken
kavun çekirdeği , su ve şekerin karıştırılmasıyla yapılan bardağı 1 TL 'ye satılan Sübye dikkatimi çekiyor ve deniyoruz .
Subye hafif kavun kokulu ve çok tatlı olmayan bir içecek , çok beğeniyoruz .
Karnımız aç olduğundan sokaklarda dolaşırken
öncelikle yiyecekler dikkatimizi çekiyor . Bir sokağa giriyor ve Kuzu Söğüşçüleri keşfediyor , yemek kararımızı veriyoruz .
Kuzu söğüş ,  kuzu yanak , dil ve beyninin haşlanıp ,isteğe bağlı olarak domates ,maydanoz, tuz , soğan , karabiber , kimyon eklenmesiyle yapılıyor ,
arzunuza göre lavaş pide içinde  dürüm
 veya tabakta porsiyon olarak servis yapılıyor .
Bazı söğüşçüler ise içine , yeşil  biber ve turşuda ekliyor .
Porsiyonunu 8 TL 'ye satıyorlar.Söğüşçüyle sohbet ederken bu yiyeceğin İzmir 'de bilindiğini fakat bir saat mesafedeki Aydın 'da olmadığını belirtiyor ve Aydın 'ın kıymalı pidesinin çok güzel olduğunu belirtip , köylerinde yenmesini öneriyor . Bu arada Kuzu Söğüş yapımını aşağıdaki videoda izleyebilir ,
 arzu ederseniz tercihinize göre domates , baharat ilavesini bu videoda görebilirsiniz .
Yemek sonrası Kemeraltının ara sokaklarında dolaşıyor ,
önce bir İzmir klasiği olan ,benim çok sevdiğim  Şammali veya  Şambaba tatlısı olarak adlandırılan tatlıdan yiyor ,
sonrasında kapalı çarşılarda dolaştıktan sonra bir cafeye girip kömür ateşinde yapılmış közde kahve içiyoruz .
Aslında belki Türkiye 'de yalnızca buradan okuyacağınız yazımızda anlatılan  Kemeraltında girişteki sağdaki tarihi pastanede bulunan bir Rum dondurması olan Kasato 'yu da denemenizi öneririm . Dondurmaseverlerin bu tatlıyı beğeneceğini düşünüyorum.

Bu gün çok yorulduk ,otelimize dönüyor ve bir şişe kırmızı şarap açıp İzmir körfezi manzarasını izleyerek  dinleniyoruz .



Ertesi gün sabah kahvaltı öncesi sahilde yürüyüş yaptık ,
İzmir de İnciraltından  Alsancağa kadar bir çok noktada 1 saati 2 TL , sonraki her saat 1 TL olmak üzere belediyenin BİSİM adıyla Bisiklet Kiralama İstasyonları  bulunuyor .
Bisiklet kiralayıp gezince oteldeki  kahvaltıyı kaçırdığımızdan Alsancak sahilinde daha önceki yazılarımızda   yazdığımız buradan okuyabileceğiniz  boyozlu , yumurtalı bir İzmir kahvaltısı yaptık. Kahvaltı sonrası  otelde duş alıp Karşıyaka'ya gitmek üzere yola çıktık . İzmir'de toplu taşımda her yerde satılan Kentkart kullanılıyor. Bu kart otobüs , metro , tren (İzban) ve vapurda geçerli . 2 TL 'ye herhangi bir araca bindikten sonra 1,5 saat süreyle ücretsiz istediğiniz araca binebiliyorsunuz . 65 yaş üzeri ise her araç tamamen ücretsiz.
Vapurla Karşıyaka' ya ulaşınca sahilde biraz dolaşıp bir cafede kahve içiyoruz.
Burada sahilde her bütçeye göre çok sayıda cafe bulunuyor .
Daha sonra çok sevdiğimiz Karşıyaka Çarşısını geziyor ,
ara sokaklarda dolaşıyoruz . Bu ara sokaklarda ne var derseniz ,bazılarında dükkanlar  , bazılarında ise sadece binalar bulunsa da bir mahalle havası olması hoşuma gidiyor .
Buradan okuyabileceğiniz   geçen gelişimizde faytona bindiğimiz sahile dönüyor ve bir balık pişiricisine girerek sardalya tava siparişi veriyoruz .
İzmir de balık pişiricileri  ile her yerde karşılaşabiliyorsunuz ve çok ilgi görüyor .
Yemek sonrası Karşıyaka vapur iskelesinin karşısından kalkan ve çarşı içinden yaklaşık 500 metre ilerideki İzban tren istasyonuna ücretsiz ring seferi yapan golf arabasına biniyoruz.
Karşıyaka belediyesinin bu servisi özellikle İstanbul İstiklal caddesinde olsa özellikle yaşlı insanları taşımak açısından çok işe yarayabilir .  Karşıyaka tren istasyonundan İzban 'a binerek Alsancağa gidiyoruz. 
Trenin vagonlarının körüklü olması dikkatimi çekiyor .
Alsancak istasyonunda Atatürk'ün portresinin bulunduğu vagon çok hoş görünüyor .
Alsancak tan  otobüsle Güzelyalı sahiline gidip cafelerin birinde yorgunluk kahvesi içiyoruz .
Burasının ortamını pek çok İzmirli gibi bende seviyorum .
Daha sonra İzmirli arkadaşlarımızla buluşup ılık midye dolma yemek için  İnciraltına gidiyoruz .
 Önce biraz dolaşıp akşam için hazırlık yapan hediyelik eşya tezgahlarına bakıyor , sonrasında daha önce geldiğimizde Kumrusunu çok beğendiğimiz Kumrucu Eyüp 'ün   biraz  ilerisinde Ilık Midye Dolması satan salaş midyeciye  gidiyoruz .Ilık midye de tezgahın alttan ısıtılmasıyla midyeler ılık kalıyor .
Tanesi 40 kuruş olan midyelerden 4 kişi 75 tane sipariş veriyoruz.
Hangisini tercih edersin derseniz , ılık ve soğuk midye dolması bana güzel lezzete sahip ,fakat farklı tatlar gibi geldi . İzmir'in bazı başka semtlerinde de bu ılık midyelerden yapılıyor .Yemek sonrası otelimize dönüyor ve uyuyoruz .

Ertesi gün sabah erkenden kalkıp sahilde yürüyüş yapıyor ,
kahvaltı sonrası Konak Saat Kulesi civarında dolaşıp
Ege mutfağında yapılan yemeklerde kullanılan otlardan almak için pazar günleri kurulan Üçkuyular Pazarına gidiyoruz .
Bu pazarın özelliği pazarcıların yanı sıra çok sayıda köylünün kendi ürünlerini getirip sattığı ,İzmir 'in içindeki büyük bir pazar olması .
Yöresel bazı balık çeşitlerini de bu pazarda bulabiliyorsunuz .
Buradan okuyabileceğiniz , Antakya SamandağMaltada Marsaxlokk , Sicilya 'da Catania  (Katanya) ,Amsterdam , Paris gibi şehirlerde gördüğümüz gibi  bayan  tezgahtarların çokluğu dikkat çekiyor .Pazarda gezerken satıcı ve İzmirliler ege yemeklerinin nasıl yapıldığını anlatıyorlar .
İzmir halkının  samimi davranışları çok hoşuma gidiyor . Şehre ulaştığınız andan itibaren kültürü , sıcak ortamı ve medeniyeti insanı etkiliyor . Enginarcı 'dan enginar dolması için körpe ''bebek enginar '' lara bakarken yemeğinin nasıl yapıldığını sorunca , satıcı ve bir teyze farklı yemek çeşitlerini anlattı .

Aldığımız enginarları İstanbul 'a dönünce  Kıymalı Enginar Dolması yaptık.
Cibez 'in limonlu ve yağlı yapıldığını öğrendik .
Biraz gezdikten sonra alırız dediğimiz bu otu bittiği için alamadık .
Çok lezzetli olduğunu bildiğimiz Girit Kabaklarından aldık .

 Kabakları dönüşte Etli Girit Kabağı Yemeği yaptık.

Buradan okuyabileceğiniz  Datça tatilimizde  aldığımız çok sevdiğimiz Kabak çiçekleri burada satılsa da ,hazır yapılmış  dolmasından bulamadık . Ünlü Şevketi Bostan otundan aldık .

 Dönüşte Etli Şevketi Bostan Yemeği Yaptık.
Pazarda çok güzel görünen sardalya tava 'da
satılsa da henüz acıkmadığımızdan yiyemedik .
Pazardan çıkınca bir İzmir klasiği olan peynirciye uğrayıp , Ödemiş , Tire , Bergama ,İzmir tulumu yanı sıra Karadut reçeli de aldık .
Yol üstünde gördüğümüz eşya taşımasında kullanılan asansörler ilginçti .
Mithatpaşa 'da önceden sipariş verdiğimiz enginarcıya 'da uğradık ,
vakumlanmış enginarlarımızı da aldık .'' Seyahatte İzmir den enginar alıp taşınır mı ? '' derseniz , gerçekten lezzeti farklı ve bizce taşımaya değer . Artık karnımız acıktığından aldıklarımızı otele bırakıp ,Alsancağa doğru yola çıktık .
Önce trafiğe kapalı caddelerde  dolaştık , Leman Kültür 'de oturup çay içerken etrafı seyrettik ,
sonrasında sahile gelip hem yürüdük ,
hem de kendimize yemek yiyecek bir restoran baktık .
Alsancak sahili çok ferah , uçsuz bucaksız izlenimi veren yemyeşil bir yer . İster faytonla gezin , isterseniz sahilde yürüyün veya çok sayıda olan cafelerden birinde oturun buradan ayrılmak  istemeyeceksiniz .
Biz sahildeki bir restoranda 1 bardak bira ve seçeceğiniz ana yemek dahil 14 TL 'ye bir menü görünce '' Bu teklif kaçırılmaz '' diyerek cam kenarında boşalan bir masaya oturduk . Yemekler güzel , ortam mükemmeldi .
Yemek sonrası otelden eşyalarımızı alıp havaalanının yolunu tuttuk ve
güzel İzmir 'e tekrar gelmek için söz vererek İstanbul 'a döndük .