Dalyan' dan Marmaris Selimiye 'ye Geçiyoruz

Sabah erkenden uyanıp ülkemizin tanıtım fotoğraflarında da sıkça yer alan Kaunosluların milattan önce 4 - 5. yüzyılda yaptıkları kaya mezarlarını nehir kenarındaki pansiyonumuzun şezlongunda uzanarak izliyor ,
sonra nehir manzaralı enfes bir kahvaltı ediyoruz .
Kahvaltıdaki bir çok ürün çok taze ve yerel .
Bölgedeki pansiyonlar işletmeciliği iyi biliyor, çalışanlar turistlere ilgili davranıyor , açıkçası yıllar önce geldiğim ve beğendiğim Dalyan ' ı bu kadar çok beğeneceğimi ummamıştım .
Yoğun dönemdeki 60 TL 'lik oda kahvaltı pansiyon fiyatı, konum - kalite - fiyat denkleminde müşteri memnuniyeti açısından mükemmel bir sonuç veriyordu . İngiliz turist ağırlıklı bölgede bir çok restoranda fiyatlar çok yüksek olsa da biraz dolaşınca yemek yiyecek uygun yerler bulunabiliyordu . Ortam şıktı , doğa şaşırtacak kadar güzel ve Rodoslu olan ailemizde çok sevilen  mumlanmamış balık yumurtası olan  Fıska 'nın Türkiye 'de yapıldığı tek yerdi .
Kahvaltı sonrası şehir merkezine inip akşam gördüğümüz balıkçıdan kilosu 150 TL olan Fıska 'dan 100 gram ( 4 adet ) alıp
Selimiye 'ye doğru yolculuğumuza başlıyoruz .
Dalyan 'dan Selimiye 'ye gelirken Marmaristen geçiyor ,
Datça yönünde yaklaşık 22 km. gittikten sonra Orhaniye - Selimiye - Bozburun yönüne giriyor , Selimiye 'ye 7 km. kala geçen yıldan aklımızda kalan Delikyol koyuna girip buradaki cafede bir yorgunluk çayı içiyor ,
 su kaplumbağalarını seyrediyor ,
sonrasında Selimiye deki pansiyonumuza ulaşıyoruz .
Selimiye pansiyonları tıpkı Dalyandakiler gibi doğal bir ortama sahip olmalarının yanı sıra müşteri ilişkileri iyi . Odamızı beğeniyor ve yerleşiyoruz .
Bölgede yüksek sezonda kişi başı 65 - 100 TL civarında rakamlarda oda + kahvaltı kalınabiliyor . Bu arada tatillerimizde nadiren karşılaşsak da istemediğimiz bir olayla karşılaşıyor , arabamızın  çalışmadığını fark ediyor  , yol yardımını arıyoruz . Nerede olduğumuzu sorup pazar günü olmasına rağmen tamir ekibi gönderebileceklerini söylediklerinde rahatlıyoruz. Çünkü bir kaç gün sonra Bodrumda olmamız gerekiyor . Neyse telefonda yönlendirerek sorunumuz çözülüyor ve  eşyalarımızı bırakıp , sahile geliyoruz . Buradaki çoğu pansiyonun denize cephesi ve önünde plaj bulunuyor . Şnorkellerimizi takıp ılık sulara dalıyor ve balıklarla kovalamaca oynuyoruz .
Akşam yürüyerek bir kaç yüz metre mesafedeki merkeze inip dolaşıyor ,
geçen yıl yemek yediğimiz iskele üstündeki restoran sahibiyle sohbet ediyoruz. Burada yarın akşam romantik bir yemek yemeyi düşünüyoruz . Burada güzel ev yemekleri yapan esnaf lokantası tarzında bir kaç yer bulunuyor . Bu akşam  menüsünde işkembe çorbası olan Zekeriya Sofrasında oturuyor ,
çorba yanı sıra taze yapılan mantıyı tercih ediyoruz .
Sahilde akşam yürüyüşü sonrası  fazla bir şey yemediğimden karnım acıkıyor ve orijinal tatlılar yapan Losta Tatlıcısına giriyoruz . Böreğe benzeyen bir rulo 'nun neli olduğunu sorduğumda onun adının '' Rodos Pohaçası '' ve muhallebili olduğunu öğrenince '' Ben Rodos Türkü bir ailedenim fakat bu tatlıyı duymadım '' deyince kardeşlerden birisi '' Bizimde annemiz Rodoslu , bu tatlıyı geçen yıl orada bir Rodos Türkünün dükkanında görmüştük , burada denedik '' dediler . Bu tatlıyı ağızda dağılan Losta tatlısı hamuru içine çok tatlı olmayan bir muhallebi koyarak yapmışlardı ve bence çok lezzetliydi .
Bu pastanede geçen seneden farklı olarak çocuklar işe el atmış ve kalabalıktan oturacak yer bulmak biraz zorlaşmıştı . Tatlının üzerine çay içmek için sahile dönüyor , geçen yılki gelişimizde sıkça uğradığımız köy kahvesine gidiyor ve kapandığını öğreniyoruz .  Bu kahveye yerli halkta geliyor ve sahilde oturup ucuza çay , kahve içip bir şeyler yiyebiliyordu . Köylüler , yeni yerel yönetimler yasası sonrası burasının belediyenin elinden alındığını ve kapatıldığını söylediler . Bu duruma üzülüyor , daha sonra odamıza dönüp uyuyoruz .

Ertesi sabah bal dahil yerel ürünlerle hazırlanmış güzel bir kahvaltı sonrası
Selimiye 'ye 7 km. mesafedeki Delikyol 'a gelip sabah kahvemizi içtikten sonra , bu güzel koyda şnorkelle dalıp balıkları izliyoruz .

Burası sakin denizi ve inşaata açılmamış  sahiliyle tam bir doğal cenneti andırıyor . Acıkınca buradaki tek yemek yenilecek yer olan Deniz restorana geçip menüyü inceliyoruz .
Denizin yakınında bir masaya oturuyoruz .
Eşim Ahtapot Güveç , ben ise Akya Güveç siparişi veriyor , ayrıca Pancar Turşusu söylüyoruz . Ahtapot Güveç  mükemmel ve bana göre 20 TL 'nin alabileceği en güzel yemeklerden biriydi  ,
Akya balığından yapılmış güveci oldukça iyi buluyoruz . Akya ne çok tatsız nede çok lezzetli bir balık olduğundan güveç yapıldığında oldukça lezzetli oluyor .

Yemek sonrası Deniz restorandan ayrılıp yakındaki başka bir koyda yüzüyor ,

sonrasında tatil tercihlerimizde son iki yıldır yer alan Selimiye 'ye dönüyoruz . Bu akşam yemeğini  denize karşı sahildeki iskelelerden birinde yiyeceğiz .

Hazırlanıp sahilde biraz dolaştıktan sonra
denizin üstündeki restoranımıza geldiğimizde önce balık , meze ve içki fiyatlarında pazarlık ediyoruz . Biz bu pazarlığı gittiğimiz balık restoranlarının çoğunda yapıyor , bazen daha fazla , bazense daha az bir indirim alıyoruz .
Bu akşamki yemeğimizde  meze olarak Patlıcan Salatası , Bölürce Salatası , Haydari ,
Ara sıcak olarak Kalamar Tava ,
ana yemek olarak 950 gramlık bir Deniz Levreğini tercih ediyoruz .
Mezeler taze fakat kalamar tava biraz fazla pişmişti . Levrek Izgara ise muhteşemdi . Bu romantik yemek için iki kişi 130 TL ödüyor , dün akşam canlı caz yapıldığını gördüğümüz deniz kenarındaki bar 'a geçiyoruz .
Burası da Selimiye 'nin geneli gibi çok sakin , Alman bir grup caz müziği çalıyor . Sahile en yakın masaya oturuyoruz. Burada kadeh şarap 12 TL olsa da , müzik farkı olarak 10 TL alıyorlar .
Bir süre sonra masalar doluyor , ortam samimi . Bu güzel müzik ziyafeti sonrası tatlı ziyafeti için Losta tatlıcısına geçiyoruz . Burada Rodos Tatlısı sipariş ediyoruz .
Tarçınlı Rodos tatlısının , Tarçınlı Rodos Pohaçasının ortak yönü ikisininde içinde muhallebi olması . Farklar ise şekil , muhallebinin şeker oranı , içindeki muhallebinin fazla veya az olmasından ve pudra şekerinden kaynaklanıyor . Az şekerli tatlıdan hoşlananlar Rodos Pohaçasını , daha fazla tatlı olsun diyenler Rodos Tatlısını deneyebilir .

Selimiye , Bozburun , Datça Koylarını anlatan diğer yazımızı okumak için buraya tıklayınız.

Yarın Bodrum 'a geçerek devam edeceğimiz tatilimizi buradan okuyabilirsiniz.