Karaburun Koylarını Gezeceğiz

Bugün sabah yürüyüş sonrası
kahvaltı için Karaburun'dan yola çıkıp Urla yakınlarındaki Barbaros köyündeki Hobbit House gidiyoruz.
Barbaros köyünde köy okullarına kütüphane yapmak gibi bir amaç edinen Hobbit House gibi Çatkapı Evi adı verilen köylülerin evlerinin bahçelerinde yerel ürünler ikram ettikleri yerlerde  bulunuyor.
Açıkhava daki kahvaltımızda yerel ürünler dikkat çekiyor.Burada ilk servis yapıldıktan sonra kahvaltıya devam etmek isterseniz mutfaktan istediğiniz şeyleri kendiniz alabiliyorsunuz.
Kahvaltı sonrası müzeyi geziyor,köyde bir tur atıyor ,video'da Mimoza koyunun ilerisinde görünen Karaburun Bodrum plajına gidiyoruz.Oldukça geniş bir koyda bulunan plajın arka tarafında cafeler ve pansiyonlar bulunuyor.
Denize girdikten sonra yakındaki Yeni liman köyüne geçiyor burada sahilde ki salaş cafe restoranda oturup denize giriyoruz.Burada deniz çakıl taşlı ve çok temiz görünüyor.
Sonrasında Karaburun'a dönüp İncirlikoy'a geçiyoruz.Burada deniz kum,manzara güzel.
Hava kararmasına yakın bir saate kadar burada kalıyoruz. 

Sığacık'dan Karaburun'a Geçeceğiz

Samos adasından döndükten sonra dün çıktığımız tekne turu sonrası sabah çok beğendiğimiz Sahil Pansiyon'da kahvaltı ettikten sonra
sabah yürüyüş yaparken yerini öğrendiğim Sığacık Balık Mezatı'na gidiyoruz.Mezat saat 10:30 'da başlıyor.Öncesinde insanlar büyük tezgaha yerleştirilen balıkları inceliyor.Mezata balık dükkanı sahiplari,restoranlar,yazlıkçılar ve bizim gibi oradan geçenler katılıyor.Katılmak tecrübe gerektiren bu açık arttırmada önce bir kaç satış izledikten sonra gözümüze kestirdiğimiz balıklar için katılıyoruz.
Bir tanesinde fiyatı fazla yukarı çekip almıyoruz.Sonrasında tecrübeli olanlar sanırım bizim alıp çıkmamız için fiyatı yükseltmeyip mezatın bizde kalmasına izin veriyor.Çok farklı ve oldukça heyacanlı bir deneyimdi.Aldığımız balıkları mezat yerinde ayıklama sırası fazla olduğu için arkadaki balık restoranlarına götürüp ayıklattırıyoruz.Restoran sahibi köşedeki balıkçıdan buz alabilirsiniz diyor.Diğer balıkçı'ya geçince mezattaki en büyük rakibimiz olduğunu farkediyorum ve ona en çok balığı siz aldınız deyince gülümsüyor ve bize verdiği buzdan para almıyor.Mezat sonrası Sığacık'dan ayrılıp bir kaç km ilerideki Seferihisar Pazarına geçiyoruz.
Bu pazar bayağı büyük,kalabalık,yerel ürünlerinde çeşitli olduğu bir pazar.Ben İstanbul'da profesyonel pazarcılarla pazarlık etsem de artık olabildiğince yerel satıcılardan ve pazarlıksız almayı tercih ediyor ve taze sebze ve meyveler aldıktan sonra pazarın karşısında gerçekten kaliteli et satan büyük  kasaba da uğrayıp Seferihisar'dan ayrılıyor.İzmir Karaburun'a geçiyoruz.
İzmir Karaburun benim 20 yıldır gittiğim bakir,güzel koylara sahip kendi halinde bir yer iken yolu yapılınca daha fazla insan trafından keşfedilmeye başlanan bir yer.Eşyalarımızı bıraktıktan sonra Yeni liman yolundaki Kuyucak plajına gidip sahildeki cafede bir şeyler atıştırıp denize giriyor akşam hava kararınca dönüyoruz.Akşam Karaburun merkezinde dondurma yiyip yürüyüş yapıyoruz.
Yarın Karaburun Koylarından İncirlikoy, Bodrum, Yeniliman daki plaja ve çocuklar için İzmir köy okullarında kütüphane yaptıran Barbaros köyündeki Hobbit House'a gideceğiz.

Sığacık'da Tekne Turuna Çıkacağız

Bugün günlük tekne turuna çıkacağımız için sabah erken kalkıp sahilde beğendiğimiz bir yerde kahvaltı edeceğiz.Saat 08:30 civarında kahvaltı veren pek bir yer göremiyoruz.Kalenin arkasında Sahil Pansiyon ve yanındaki pansiyonlar müşterilerine de servis veren yerlerde kahvaltı bulunuyor.Biz bugün Sahil Pansiyonun kahvaltısını denemek istiyor, deniz kenarında gölge bir masaya oturuyoruz.Sınırsız çay ile 30 TL'ye (5 €) verdikleri kahvaltı da ürünlerin tazeliği dikkat çekiyor.
Özellikle Menemen'i çok beğendiğimiz için hesap öderken nasıl yaptıklarını soruyor ve kendilerinin bir karıştırma yöntemi yanında kaliteli ürün kullandıklarını öğreniyoruz.Kahvaltı sonrası limandaki teknemize geçiyoruz.Turlar Taş Ada,Harabeler ,çamur Banyosu,Papaz Boğazı,Mağaralar ve Akvaryum'a gidiyor.
Burada boy boy tekneler bulunuyor.Biz küçük bir tekneyi tercih etmiştik.
Akdeniz'de bir kaç ülkede bu tecrübeyi yaşamış biri olarak Türkiye de ki günlük tekne turları hakkında söyleyeceğim en önemli şey fiyat-kalite dengesinin çok yüksek olması.Bir kaç tekne birarada yola çıkıyoruz.İlk önce Taş ada 'ya geliyoruz.Burada denizin berraklığı dikkat çekiyor.Açıkta demirleyen teknemizden atlayıp yüzüyoruz.
Daha sonra öğlen yemeği molası vereceğimiz 2.koya geliyoruz.
Burada da   denizde yüzdükten sonra kaptanımız Balık-Makarna ve Salata'dan oluşan öğlen yemeğinin hazır olduğunu söyleyince yemeğe geçiyoruz.
Tekne ekibi çok misafirperver,isteyenlerin balık dahil ikinci kez yemek alabileceklerini belirtiyor.
Yemek sonrası biraz dinlendikten sonra yol üstünde Mağaralar'dan geçiyor sonrasında Harabeler Koyuna geliyoruz.
Burada da yüzdükten sonra Çamur Banyosu koyuna gidiyoruz.
Sığacık koylarının gördüğümüz en önemli özelliği denizinin çok berrak olması,diğer taraftan suyu oldukça serin.Çamur banyosu koyunda sahile çıkıp çamurlanıyoruz.Burada tekneye çıkınca Karpuz servisi yapıyorlar.Daha sonra geldiğimiz koyda da yüzdükten sonra Sığacık'a dönüyor, bu güzel tur için genç kaptanımız ve ekibine teşekkür ediyoruz.Apartımız'da hazırlandıktan sonra Bir kaç gün önce Samos adasına gitmeden geldiğimiz Ermiş Balık Restoranı'nın yemeklerini çok beğendiğimizden soluğu orada alıyoruz.Burada ki restoranların hepsi çok kalabalık.Deniz Bölürcesi, Fava,Karides,Sardalya Tava,Salata'dan oluşan yemeklerden her biri bir başka güzeldi.
Yemek sonrası 5 yıl önce geldiğimizde küçük bir balıkçı kasabası ,bugünse şık bir turistik merkez olan Sığacık'ın yenilenmiş evlerinin bulunduğu kalenin arkasındaki tertemiz sokaklarını dolaşıyor,
cafe'lerin birinde kahve içiyor,sonrasında kalenin içindeki tiyatro gösterisini biraz izliyor sonra marinadaki konsere geçiyoruz.Sığacık'da çok sayıda böyle ücretsiz aktivite bulunuyor.Konseri de biraz dinleyip apart otelimize dönüp uyuyoruz.
Yarın İzmir Karaburun'a geçeceğiz.

Samos Adasında Vourlates Köyü ve Marathokampos Plajlarına Gideceğiz

Otelimizde böreklerinin lezzetini unutamadığımız kahvaltı sonrası
Urla'dan gelenlerin yerleştiği bulunduğumuz Karlovasi'ye18 km uzaklıktaki Vourlates Köyüne gitmek üzere yola çıkıyoruz.Yüksek bir tepede bulunan pek turistik olmayan bu köy güzel bir deniz manzarasına sahip,
ayrıca doğa manzaralı güzel bir kır restoranı dikkatimizi çekiyor Burada bir kaç resim çektikten sonra çok sayıda plajı bulunan Vourlates'e 34 km  uzaklıktaki Marathokampos'a doğru yola çıkıyoruz.
Marathokampos'da çok uzun bir kumsal ve koylarda çok sayıda plajla karşılaşıyoruz.En sondaki plaja kadar gidip kumsala iniyoruz.
Bu plaj sessiz ve sakin.Oradan ayrıldıktan sonra Psili Ammos plajına gelince yine büyülü bir ortamla karşılaşıyor,aracımıza bir park yeri bulup denize giriyoruz.
Burası o kadar güzel ki pek ayrılmak istemesek de bir sonraki koyun bizi beklediğini düşünerek biraz yüzdükten sonra sahil yolunda ilerliyoruz.
Karnımız da acıkmaya başladığından yiyecek bir şeyler bulunan beach'lere bakıyor, sakin bir tanesinin şezlonguna oturuyoruz.Bu plajda 2 şezlong ve şemsiye için çoğu yerde 5 € ödeniyor
dışarıdan yiyecek,içecek getirip getirmediğinize pek bakmıyorlar.Deniz sakin ve berrak.Yüzdükten sonra arka taraftaki restorana geçip bir şeyler yedikten sonra
bu gün Samos adasından ayrılacağımızdan Karlovasi limanına yola çıkıyoruz.Rent a car 'cı bize anahtarı resepsiyona bırakın demişti fakat siesta vakti olduğundan resepsiyonda kimseyi göremeyince kağıt kalem bulup bir kağıda yazıp anahtarı resepsiyon desk'ine bırakıp feribotumuza gidiyor, Sığacığ'a doğru yola çıkıyoruz.
Yaklaşık 2 saatlik yolculuk sonrası Sığacığ'a gelince limandaki apartımıza yerleşip sahile inip bir şeyler atıştırıyor
sonrasında otelimize gidip uyuyoruz.

Bugün Samos'da Manolates Köyüne,Tsamadou ve Lemonakia Plajlarına Gideceğiz

Fiyat - Kalite dengesi yüksek olan Samaina Port otelimizde zengin bir açıkbüfe kahvaltı sonrası
Karlovasi'ye 16 Km uzaklıktaki Seramik köyü Manolates'e yola çıkıyoruz.Ağaçlar içinde bir yoldan yukarıya çıkılan bu köy,Gökçeada'da ki Zeytinli köyünü andırıyor.
Seramik dükkanlarını gezerken en çok ünlü matematikçi Pisagor'un Adalet Bardaği ilgimizi çekiyor.O dönemde herkesin eşit içecek alması için  yapılmış bardağı limitinin üzerinde doldurmak isterseniz içine koyduğunuz sıvı boşalıp gidiyor.
İçinde çeşme bulunan köy kahvesi ilgimizi çekiyor,
fakat henüz açılmadığından gezip çıkıyor,merkezdeki Kallisti cafeye oturup kahve ve portakallı kek siparişi veriyoruz.
Sakin ortamda kuşların sesini dinliyor, sonrasında Tsamadou ve Lemonakia plajlarına gitmeye karar veriyoruz.Bu 2 plaj yanyana 2 koyda yer alıyor ve 2'side birbirinden güzel görünüyor.Biz tamamen yazı tura atar gibi karar vererek Tsamadou plajını bir sonraki tatilimize bırakarak
Lemonakia plajına geliyoruz.
Sahilde 2 tane beach bulunuyor ,biz bir tanesine oturuyoruz.Bu gün burada uzun süre kalacağımız için ücretli bölümde 5 € ödeyerek şezlong şemsiye alıyoruz.
Burada şezlong şemsiye parası ödense de yiyecek içecek konusunda kimse bir şey demiyor.isterseniz menüdeki uygun fiyatlı yiyecek içeceklerden sipariş verebilir
veya yanınızda getirdiklerinizi yiyip içebilirsiniz.Çakıl taşlı rengarek denizde gün boyu yüzüp güneşlendikten sonra
Samos şehir merkezinin üst tarafındaki çevre yolunda bulunan  büyük Lidl markete alışverişe gidiyoruz.
Alışveriş sonrası akşam yemeği için Kokkari sahilindeki tavernalardan birinde yemek yemek üzere yola çıkıyoruz.Kokkari'ye gelince aracımızı ücretsiz büyük park yerlerinden birisine park edip restoranların menülerine bakıyoruz.Bu akşam deniz ürünleri yiyeceğiz.Menülerdeki fiyatların aşağı yukarı aynı olduğunu görüyor,bize deniz kenarı masa veren Stathis Tavernayı tercih ediyoruz.
20 'lik bir Uzo ile Kabak Kızartma,Balık Kroket,Tarama,Ahtapot Carpaccio siparişi veriyor,Menüde en çok Ahtapot Carpaccio'yu beğeniyoruz.
Yemekten sonra bir çok restoran gibi tatlı ikram ediyorlar.
Bu yemek için 34 € ödüyoruz.Yemek sonrası Kokkari'de biraz dolaştıktan sonra yarım saat uzaklıktaki otelimize dönüyoruz.