Portekiz Lizbon'da Estoril,Cascais ve Expo bölgelerine Gideceğiz.

Bu gün Portekiz'in başkenti Lizbon'un çeşitli bölgelerinde  buradan bilgi alabileceğiniz Golden Visa Gayrimenkul Yatırımcı Programı kapsamında evler gezmek için önce Estoril ve Cascais'e gidiyoruz. Bu bölge Lizbon'a yaklaşık yarım saat uzaklıkta bir sayfiye şehri görünümünde. Burada dünya zenginlerinin de evleri bulunuyor.Bölge biraz Antalya Kemer'i biraz Fransa'nın St. Tropez'ini veya Amerika'da West Palm Beach'i andırıyor.Anlatımım biraz karmaşık olsa da kısaca bölgenin  zengin bir havası var.
Burada gezdiğimiz evler Türkiye ile karşılaştırıldığında  oldukça uygun fiyatlıydı. Sabahtan öğlen'e kadar ev gezdikten sonra Estoril'de okyanus kenarında şık bir restoran'da mükemmel bir yemekle ödüllendiriliyoruz.Yemek fotoğraflarını çekemesem de okyanus'un büyüleyici fotoğrafını çekiyorum.
Yemek sonrası Expo bölgesine gidiyoruz. Burası 1998 yılında Expo fuarıyla gelişmeye başlayan Tagus nehri kıyısında güzel bir bölge.
Burada dünyaca ünlü Portekizli futbolcu Chiristiano Ronaldo'nun da evi bulunuyor.
Ronaldo'nun bu evi'nin fiyatı  Golden Visa Gayrimenkul Yatırımcı Programı alt limitine yakın bir seviyede. Kendisinin Cascais'de de evi olduğundan bahsedildi.Neyse dedikoduyu burada bırakalım. Bölgeden ayrılıp Agusta meydanına geliyoruz.
Bu gün bayağı yorulduk. Seçtiğimiz deniz ürünlerini yedikten sonra
otelimize dönüyoruz.Yarın tipik Güney Amerika esintisi taşıyan Bario Alto , istanbul'da Nişantaşı 'nın eşdeğeri Chiado 'ya gideceğiz.

Bu gün Lizbon'da St.George Kalesi ve Sintra Köyüne Gideceğiz.

Portekiz'de ev alarak GOLDEN VISA Oturma İzni & Vatandaşlık Programı kapsamında geldiğimiz Lizbon 'da bu gün Sabah Kahvaltı sonrası
Saldanha İstasyonundan metroyla Rossio Meydanına geliyoruz.Bu arada Saldanha'dan Lizbon Havaalanına giden diğer bir metro hattı da geçiyor. 
Lizbon'un mükemmel bir toplu taşım sistemi bulunuyor. St.George Kalesine çıkmak için toplu taşım araçları olarak  tramvay ve otobüs alternatifleri bulunuyor.Biz bu gün tramvayı kullanıyoruz.
Tramvay'dan inince meydanın yan tarafındaki cafe'de oturup Tauro nehri manzarasını izliyoruz.
Daha sonra yukarı doğru kaleye çıkıyoruz. Şehrin en güzel kuşbakışı manzarası St.George Kalesin'de bulunuyor.
Kale çok büyük değil fakat içinde büyük ağaçlar bulunuyor.Buradan şehrin çeşitli bölgelerini kuşbakışı izlemek mümkün.
Dönüşte otobüsle aşağıya iniyoruz. Belediye Otobüsü şöförümüz yolcularla sohbet ediyor. Portekiz'de toplu ulaşım şöförleri çok yardımsever ve ingilizce biliyorlar.
Portekizliler sıcak kanlı insanlar. Samimiler fakat laubali değil.Aşağıya inince tarihi Sintra köyüne gitmek için Rossio'daki  tren garına girip bilet alıyoruz.
Yaklaşık 40 dakikada trenle Sintra köyüne geliyor, yakın çevreyi dolaşıyoruz.Burada ilk izlenimiz ihtişam oluyor.
Bu köyden tepelerdeki şatolara gitmek için belediye otobüsü veya tuk tuk kullanabilirsiniz.Karnımız acıktığından bir restoran'a girip yemek yiyeceğiz.
Yemek olarak sebze çorbası yanı sıra hamburger ve tavuk tercih ediyoruz.
Tatlı olarak Belem tatlısı yanında expresso içiyoruz.
Yemek sonrası otobüsle masal kalelerini andıran Pena Sarayına gidiyoruz.
Dağın tepesindeki bu sarayın ihtişamını anlat deseniz anlatacak kelimeleri bulmakta zorlanacağımı düşünüyorum.
Pena Sarayı bir taraftan kuşbakışı Lizbon şehrini ,
diğer taraftan Atlas Okyanusunu görüyor.
Oldukça yüksekteki kalenin burçlarına çıkmayı denesek de rüzgardan uçma ihtimali olduğunu hissedince içerisini gezmeye başlıyoruz.
Bu etkileyici sarayı gezdikten sonra dışarıya çıkıp otobüs beklemeye başlıyoruz.Daha hızlı köye inmek isterseniz tuk tuk 'ları kullanabilirsiniz.
Trenle tekrar Rossio 'ya geldiğimizde akşam olduğundan yemek için daha önce gözümüze kestirdiğimiz içeride zor masa bulunan restoran'a giriyoruz.
Burada önce atıştırmalık ikram olarak yerel peynir , tereyağı ve ekmek geliyor.
Ana yemek olarak Risotto
ve Midyeli Pilav
siparişi veriyor fakat her ikisi de büyük tencereler içinde geldiğinden çok güzel olsalar da hepsini yiyemiyoruz.Yemek sonrası Rossio 'dan metroyla otelimize gidip uyuyoruz.