Kartepe - Yuvacık - Sapanca Tatiline Nasıl Karar Verdik

Sapancaya daha önce günübirlik turlar yapmıştık . Kartepede sonbaharda güzel bir otelin uygun fiyatlı olduğunu görünce seyahate karar verdik . Bu tatilimizde Yuvacık Barajı , Sapanca , Maşukiye , Kırkpınar ve Kartepe'ye uğradık .

1. Gün Önce Yuvacık 'a Gidiyoruz .

Sabah saat 7 gibi yola çıktık ve ilk durağımız olan Yuvacık barajı bölgesine 1,5 saat sonra ulaştık . Bölgeyi bir arkadaşımızdan duymuştuk ve çok beğendik .

Baraja geldiğimizde saat sabah 8.30 ve çalışanlar kahvaltı ediyordu . Nerede kahvaltı edebileceğimizi sorduğumuzda Karaaslan Tesislerini önerdiler . Bir kaç km. sonra oraya ulaştık . 100 metre kadar bir uzunluğa sahip toprak bir yoldan aşağı inince doğal güzellikler içinde bir köyle karşılaştık . Gördüğümüz bir genç bizi kahvaltı için 2. katta heryanı ahşap ısıtılmış sıcak bir odaya aldı . Ortam doğal ve güzeldi . Burada isterseniz atv 'ye binip rehber eşliğinde ormanda gezebiliyor , paintball oynayabiliyor , yürüyüş parkurunda dolaşabiliyor ve otelde konaklayabiliyorsunuz . Oda kahvaltı , yarım ve tam pansiyon konaklama sırasıyla 70,80,90 TL . Ortam çok doğal , işletme ise oldukça profesyonel görünüyor . Biz oradayken atv ve paintball için bir kaç otobüs geldi . Çoğu yöresel ürünlerden hazırlanmış , çok çeşitli olmasa da kendisini özel hissettiren kahvaltı için kişi başı 15 TL ödedik . Yürüyüş yolunda yürüdük ve Sapancaya gitmek üzere yola çıktık . Yolda Başiskeleden geçerken Oya Başar ve Levent Kırca 'nın yaptırdığı ilköğretim okulunu görebilirsiniz .

Sapanca Sahilindeyiz .

Sapanca gölü kıyısında canımız kahve içmek isteyince gözümüze ilk ilişen cafe restorana girdik . Manzara güzel , yalnız makine kahvesi kötüydü . Üstelik 1 kahve için ödediğimiz 6 TL , bu hizmet , kalite ve ortamın bize göre karşılığı değildi . Böyle bir fiyata İstanbulda boğazda lüks bir yerde bile kahve yoktu . Biraz dolaştık . Yürürken gördüğümüz göl kenarındaki güzel başka bir restoran - cafede kahvenin 3 TL olduğunu öğrendik .

Sapanca 'dan ayrıldıktan sonra Kartepeye doğru yola koyulduk . Dağa çıkarken yol üstünde güzel manzaralı restoranlar vardı . Bu restoranlarda da yörenin klasik balığı alabalık olsada biz dere kenarı bir yer olsun diye Maşukiyeye girdik .

Daha önce yazın orada güzel bir restorana gitmiştik . Bu kez gittiğiz yer salaş bir meyhanenin ötesiydi . Kiremitteki alabalığın yarısı pişmiş yarısı çiğdi . Kimseye bir şey anlatabilecek bir ortam göremedik . İki balık , bir salata ve bir biraya 40 TL ödeyerek çıktık . Bu tatilde şu ana kadar Yuvacık dışında her yerden keyifsiz ayrılmıştık . Bazen böyle şeyler olur , insanlar turizmi henüz yeterince anlayamamış diye düşündük ve bir daha buralara gelirsek fiyatlı menü yoksa fiyat sormadan su dahi içmemeye karar verdik .Bölgenin doğal güzellikleri ise her yerde harikaydı .

Kartepeye Çıkıyoruz

Kartepeye ulaşmak için 18 km. kadar dağa tırmanmanız gerekiyor . Yolda bir restoranda kuyu kebabı yapıyorlar . Manzarayı seyrediyoruz , kuyudaki kebabın porsiyonu 30 TL imiş , alabalık ise 10 TL . Eşim sen diğer yeri tercih ettin , bak buranın manzarası hem daha güzel , fiyatlarıda daha ucuz diye takılıyor . Soldaki resimdeki kuyu kebabı güzel görünüyor . Yol üzerinde 7 - 8 tane manzaralı cafe - restoran var . Fakat dönüşte konuştuğumuz köylüler yol üstünde olmayan restoranlardan bahsetsede biz göremedik .

Tepeye 5 - 6 km . kala sis bastırıyor ve göz gözü görmüyor . Yol düzgün , fakat güneş enerjili ikaz lambalarının çoğu güneş olmadığı için çalışmıyor . Otel bölgesine gelsekte sisten oteli göremiyoruz . Birisine soruyoruz ve aslında otele geldiğimizi öğreniyoruz .

Odamıza yerleştikten sonra biraz uyuyoruz . Öğleyin yarı çiğ balık nedeniyle aç kaldığımız için acıkıyoruz ve 5 çayı yardımımıza yetişiyor . Oteli tanıma , tavla oynama derken akşam oluyor . Umarız yarın sis dağılır ve Kartepeyi gezebiliriz .

2.Gün Kartepeyi Dolaşıyoruz

Bu gün uyanır uyanmaz pencereden dışarıya bakıyor ve sisin henüz geçmediğini görüyoruz . Kahvaltı sonrasında sis bir anda kayboluyor ve bu sayede çevreyi tanıma fırsatı buluyoruz . Yoksa otelin dıştan görünüşünü bile ancak resimlerde görebilecektik .

Henüz kar yağmadığından otel kalabalık olsa da çevre çok kalabalık görünmüyor . Bu arada çalışanlardan kayak yapabilmek için en az 1 metrelik kar olması gerektiğini ve geçen yıl 97 gün kayak yapılabildiğini öğreniyoruz .

Burada zorluk derecesi farklı bir çok kayak pisti var . Kar olmasa da sonbaharda ağaçların değişik renk tonlarındaki görüntüsü etkileyici bir görsel ziyafet sunuyor .

Biraz ormanı keşfediyoruz . Ortam ıssız , sakin , dinlendirici ve her şey çok güzel . Otelin karşısındaki dağ evinde tanesi 3 TL 'den makinede değil cezvede yapılmış Türk kahvesi içiyoruz .

Teleferikle zirveye çıkmayı düşünsekte yukarıda biraz sis görünüyor . Teleferiğin öğleyin saat 1 gibi açılacağı söyleniyor . Öğle yemeğindeyken aniden sis bastırıyor .

Bu arada Kartepedeki otelin yemekleri gerçekten çok güzel . Açık büfede böyle bir lezzeti yakalayabildikleri için kendilerini tebrik ediyoruz . Biz otelden gerek servis ve hizmet , gerekse yemekler açısından çok memnun kaldık .

Sis geçmeyince otelden ayrılıp Sapancaya doğru ilerliyoruz . Yol üzerinde bir yerde manzarayı izlemek için duruyoruz . Tahta bankta ailesiyle oturan 10 - 12 yaşlarında bir çocuk bize gülümsüyor ve selam veriyor . Bizde selam verip aileyle konuşmaya başlıyoruz . Bu sevimli aile Filistinliymiş ama Arabistanda yaşıyorlarmış . Ailenin beyi mühendis gibi görünüyor ve iyi ingilizce konuşuyor . Ülkemizi çok beğendiklerini söyleyip bizi orada çay içmeye davet ediyorlar . Onları tanımak güzel fakat bizim süremiz kısa ve yeni yerler görmek istiyoruz ve teşekkür edip ayrılıyoruz . Tekrar Sapanca kıyısına gitmek içimizden gelmiyor . Bir tabela görüp giriyoruz ve bir doğa tahribi ile karşılaşıyoruz . Bu kadar güzel bir yere insan neden bunu yapar anlamak zor .

Oradan ayrıldıktan sonra yolda gördüğümüz birisi aşağıdaki iki resimde görülen Zeliş çiftliğini tavsiye ediyor . Çiftlik bir kaç km . yukarıdaymış fakat gittiğimize deyiyor . Doğal bir ortam içinde güzel bir manzara , kaliteli ve şık bir aile işletmesi ile karşılaşıyoruz . Tepeden Sapanca gölünün manzarası güzel . Burası bir butik otel ve 2 kişi yarım pansiyon günlük 250 TL imiş . Açık büfe kahvaltıya giderseniz ise kişi başı 25 TL . Zeliş çiftliğinde çay içiyoruz ve ısrarlarımıza rağmen bir ücret almıyorlar , misafirperverlikleri için teşekkür edip ayrılıyor ve geri dönüyoruz .