Venedik'de San Marco Meydanı'na Gideceğiz.

Bu gün yürüyerek Venedik anakarasını gezeceğiz. Kahvaltı sonrası otelden çıkıp ,şehri keşfetmeye başlıyoruz.
Yol üzerinde ilginç bir yer görünce içeri giriyor ve burasının eski manastır gibi bir yer olduğunu düşünüyoruz.
Venedik'de şansımıza hava açık olsa da yoğun yağmurlarda binalarda su basma riski bulunduğundan kapıların önünde su geçmesini önleyecek bariyerler bulunuyor.
Dar kanallar arasından geçerken
bir anda büyük bir meydana da çıkabiliyorsunuz.
Çok  fazla turist olsa da sonuçta bir yerel hayatta devam ediyor. Geldiğimiz meydanda insanlar manavdan günlük alışverişlerini yapıyor,
seyyar çiçekçiden çiçek alıyor.
Meydan'da oturup portakal suyu ve kahve içip çok lezzetli sandviçlerden yiyor ,
biraz dinleniyor , daha sonra San Marco meydanına çıkıyoruz. Bu büyük meydanda San Marco Bazilikası yanı sıra cafeler ,dükkanlar bulunuyor.
Meydan'da yeni evlenen bir çift maskelerini takmış resim çektiriyor.
Önce San Marco Bazilikasını gezmeye başlıyoruz. Saat henüz oldukça erken olduğundan kuyrukta fazla beklemeden içeriye giriyoruz.
Burası çok büyük bir yer , ilginç duvar tavan resimleri barındırıyor.
Üst kata çıkıyoruz. Burada resim çekilmesine izin verilmiyor.
Üst katta teras gibi bir yere çıkıp meydanı ve çevreyi kuşbakışı izliyoruz.
Dışarıya çıktığımızda meydanın daha kalabalıklaştığını farkediyor, dolaşıyoruz.
Burada karşılıklı 2 büyük cafe var. Her ikisi de canlı müzik yapıyor. Şarkıyı birisi bitirince diğer cafedeki grup çalmaya başlıyor. Cafelerin fiyatları oldukça yüksek olsa da bu ortamı yaşamak için bir tanesinde oturup ortamı izlemeye başlıyoruz.
Hava açık , çoğunluk turist ve herkes neşeli görünüyor. Meydan'dan ayrılınca Venediğin kanallarında ve dar sokaklarında kendimizi kaybediyoruz.
Karnımız acıkmaya başladı . Kanal kenarlarında ,manzaralı ve bölgeye göre oldukça uygun fiyatlı menüler sunan restoranlar olsa da biz şansımızı ayak üstü yerlerde kullanmak istiyor , bir kanalın kenarındaki dükkandan sandviç alıp bir banka oturup yiyoruz.
Burada kanalın sakin görüntüsüne bakınca zaman durmuş gibi geliyor.
Yeniden dolaşmaya başlıyoruz . Venediğin dar sokakları , binaları , kanalları çok etkileyici ,sanki başka bir çağda yaşıyorsunuz izlenimi veriyor.
Biraz önce yediğimiz sandviç küçük olmasa da ayaküstü taze makarna yapan dükkanı görünce dayanamıyor giriyoruz , Burada 3 çeşit makarna yapıyorlar , biz bardakta deniz mahsüllü makarna 'yı alıp orada yiyoruz.
Ayaküstü yemek sonrası Venedik sokaklarında kaybolmaya devam ediyoruz.
Bu şehir büyüleyici ortamlarıyla Ortaçağ peri masallarına benziyor. Bir yerde oturup hem dinleniyor , hem de 1 Euro 'ya expresso içiyoruz.
Biraz daha geziyor , yolda gördüğümüz kestaneciden kestane alalım mı diye düşünsek de yemek öncesi olduğundan vazgeçiyoruz. Bu arada kestane kebap fiyatları bizden biraz daha ucuz görünüyor.
Sonrasında akşam yemeği öncesi otelimize dönüyoruz. Bu akşam yemeği çin turistik menülü bir yer yerine daha özel yemekleri olan klasik bir restorana gitmeyi planlıyoruz. Bu tür restoranlar 'da menü fiyatına yalnızca bir çeşit yemek yiyebilseniz de kalite çok farklı ve toplamda çıkan hesap pek de farketmiyor. Dışarıya çıkınca gündüzden gözümüze kestirdiğimiz arka sokaklarda dolaşıp nereyde yemek yiyeceğimizi araştırıyoruz. İçeride hiç müşteri olmayan bir yere girip '' Doluyuz '' cevabını alınca rezervasyonsuz yer bulmanın zorluğunun farkına varıp hızla diğerlerine girip soruyoruz.
Bir iki denemeden sonra yer bulunca hemen içeriye girip oturuyor ,
önce bruchetta siparişi veriyoruz. Bruchetta oldukça basit bir yiyecek olsa da çok lezzetli.
Ana yemek olarak bir tür biftek siparişi veriyoruz. Bu yemeğin de sunum ve lezzeti olağanüstü .
Yemek sonrası biraz yürüyüş yapıp otelimize dönüyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder