2. Gün Antalyanın Sahilini Ve Yemeklerini Keşfe Çıkıyoruz

Sabah erkenden uyandık ve sahilde yürüyüşümüzü yaptık
Deniz kenarında yürüyüş yapmak isteyenler için özel zeminli yollar bulunuyor .
Oldukça çok sayıda bisiklete de binen var.
Bu şehir bir park cenneti ,
yaptığımız yürüyüş bir süre sonra şaşkınlığa dönüştü ,
çünkü bu kadar büyük ve sahil boyunca kilometrelerce uzanan park bizde sanki Mersine kadar gidecek izlenimini bıraktı .
Üstelik park yapımı devam ediyordu .
Yazın 2 aylık en sıcak dönemi çıkartırsak burası neredeyse yılın 10 ayı çok rahat yaşanılacak bir yer .

Sabah yürüyüşü sırasında falezlerin aşağısında küçük bir plaj gördüm , balık tutanlar da vardı .
Elinde spor çanta olan birisi ise merdivenlerden çıkıyordu , merak ettim benim sorum '' Burada en çok hangi balıklar çıkıyor '' olsa da aldığım cevap '' Ben yüzmeden geliyorum '' şeklindeydi . Böyle bir cevap beklemediğimden önce şaşırdım , sonra arkadaşı tebrik ettim . Aslında yaptığı onun için doğal bir şeydi , o yüzden neden tebrik ettiğimi sanırım anlamadı .

Daha sonra falezlerin üstündeki bir taş anfi tiyatroya gittik ,
yorulunca dinlenmek için bir bankta oturup güneşin doğuşunu izledik .

Antalyaya gelmeden önce ''orada ne yenir'' araştırması yapmıştık .
Arkadaşlarımızın önerisiyle kahvaltı için Antalya Usulü serpme börek yapan bir yere gideceğiz .
Burası sabah 5 'ten akşamüstü 3 ' kadar kalabalık olurmuş . Önce böreğin yapılışını izledik .
Böreği ince bir hamurla bol malzemeli olarak peynirli , patatesli , ıspanaklı ve kıymalı yapıyorlar .
Sofraya önce içinde domates , biber ve maydanoz yer alan bir söğüş tabağı getiriyorlar . Biz serpme böreği çok beğendik ve buyüzden 4 kişi 5 porsiyon sipariş verdik .
Kahvaltı sonrası Antalyanın ünlü cumartesi pazarına gittik . Burası büyük bir yer , turist otobüslerininde uğradığı yerlerdenmiş . Pazarda farklı ürünler olarak tütsülenmiş uskumru ,
yöresel otlar ,
peynirler ,
merzifon marmelatçısı ,zengin balık çeşidi olan tezgahlar ,
wafflemsı bir yiyecek satan hollanda tatlıcısı vardı .
Merzifon marmelatçısına geldiğimizde ''Bu marmelatlar Kastamonu Pazarındada vardı'' diyince satıcı o benim ağabeyim dedi . Satıcı gerçektende Kastamonu pazarındaki abisinin tezgahının yerini doğru tahmin etmişti .
Kastamonudan aldığımız marmelat çok güzeldi ve azalmıştı , biraz daha aldık . Satıcı abime selam söyleyin deyince Kastamonu tatilinin bizde bıraktığı güzel etkiler aklıma geldi . Umarım en kısa sürede tekrar gider ve selamı iletiriz .Hollandadan gelen arkadaşların tanesi 2 TL 'ye sattığı Wafflemsı bisküviyi denedik .
İnce bir tost gibi olan tatlının içine çikolata üzerine kısmen fıstık, fındık koyuyorlar ,şık bir sunum , fazla tatlı olmayan bir lezzet, biz beğendik .

Pazardan çıkınca Lara tarafında bir sahil cafede eşsiz manzara karşısında içtiğimiz kahve beni sanırım cennete falan götürdü .
Güneşin yansıdığı sakin bir deniz , balıkçı teknesi ve ufkun görüntüsü .

Daha sonra Kundu tarafına gittik .
Burada yabancı bir futbol takımı antreman yapıyordu . Sahile indik ve ılık bir kış günü kumsalda yürüyüş yaptık .
O andan itibaren Antalyada hiç bir yer için çok güzel dememeye karar verdim . Burada o kadar çok yer güzel ki kelime anlamını yitiriyor .

Buradan bir at çiftliğine gittik ve 15 dakikası 20 TL 'ye binicilik yüksek okulu mezunu öğretmenler eşliğinde ata bindik.
Yıllar önce küçükken bir kez ata binmiş ve daha sonra ailesine eve at aldırmak istemiş biri olarak at gezisi çok hoşuma gitti . Kundudan dönüşte sahilde yeni dev oteller yapıldığını gördük .
Bu durum bölgede yaşayanlar ve diğer tatilciler için artık tatil köyleriyle kapatılan sahillere ulaşmalarının gittikçe zorlaşacağı anlamına geliyordu . Oysa komşumuz Ege adalarında , sahillerden yararlanmanın bir insanlık hakkı olduğu söyleniyor ve tesisler kumsalları kapatmıyordu . Adriyatiktede durum farklı değildi .

Karnımız acıkmaya başlamıştı .
Bu gün Antalyanın yöresel yemeklerini keşfe çıktığımızdan Antalya piyazı ve Aksu köftesi yemeğe gittik .
Önce tahinli piyazın nasıl yapıldığını izledik .
Antalyanın tahinli piyazı meşhur ,
sıcak pide , közlenmiş soğan ,biber , domates ve yeşillik tabağı eşliğinde servis yapıyorlar . Tahinli piyazda , Aksu köftesi de güzeldi. Üzerine müesseseden Antalya baklavası ikram ettiler . Antalya baklavası ince hamurdan açılmış ,ağızda dağılıyor ve hafifti .
Başka bir baklavaya benzetilmeye çalışılmamıştı . Burada bu kadar yiyeceğe sınırsız ayranla birlikte 4 kişi için 44 TL ödedik .

Akşam Maşka Balkan Kasabı isimli bir restorana davetliydik .
Orasıda restoranta servis yapan , çeşitli et ürünlerinin bulunduğu albenili bir tezgahı bulunan büyük bir modern kasaptı . Etler güzel terbiyelenmişti . Burada değişik bir şerbette içtik . Yine Antalyaya özgü Tahinli kabak tatlısı çok güzeldi .Bu yemekte fotoğraf çekemediğimden buraya koyamadım . Yemek sonrası şık bir bistroya gittik , bir şeyler içtik ve eve döndük .

2 yorum:

  1. ANTALYA USÜLÜ SERPME BÖREK YEMEYE SİZİ YANLIŞ YERE GÖNDERMİŞLER.İNTERNETTEN TEVFİK EKİZOĞLU YAZINCA NE DEMEK İSTEDİĞİMİ ANLARSINIZ. AMA ANLATMAKLA OLMAZ YAŞAMAK LAZIM. MUTLAKA YEMELİSİNİZ

    YanıtlaSil
  2. Yorumunuz üzerine internetten baktığımda Tevfik Ustanın 52 yıldır yaptığı Antalyanın Meşhur Serpme böreği ile ilgili detaylı bilgi sahibi oldum . Teşekkürler .....
    Ayrıca peynirli serpme börek pudra şekerli olarak tavsiye edilmiş . Avcuoğlunda yediğimiz börekte gerçekten güzeldi , birde garajda ünlü bir serpme börekçi olduğunu duymuştuk. Antalyaya bir dahaki gidişimizde Ay işhanındaki Tevfik Ustaya uğramaya çalışacağız .

    YanıtlaSil