Belgrad'da İlk Gün Şehri Gezeceğiz

Yağmurlu bir havada ayrıldığımız İstanbul’dan yaklaşık 1,5 saatlik bir yolculuktan sonra 5 günlük tatilimizi geçireceğimiz Belgrad’da ılık bir hava bizi karşılıyor.
Küçük bir hava alanı olan Nikola Tesla  kalabalık olmadığından gümrükten hızla geçtikten sonra valizlerimizi alıp
daha önce bloglardan bilgi aldığımız için hızla yürüyen merdivenle üst kata çıkıp koridorun sonundaki döviz bürosunda 10 € bozdurduktan sonra hemen çıkışta bulunan Zeleni Venac’a giden 72 no’lu otobüs durağına geliyoruz.
Gideceğiniz yer Slavija Meydanı tarafındaysa alt kattan hareket eden A1 no’lu minibüsle 300 RSD (2,5 €) ödeyerek şehre daha hızlı gelebilirsiniz.Yaklaşık 15 dakika bekledikten sonra otobüsümüz geliyor ,bileti kişi başı 150 RSD (1,3 €) ödeyerek şöförden alıyor , şehre doğru hareket ediyoruz.
İnternette  bu belediye otobüsü  için 89 RSD’ye bilet satan kiosk olduğu yazsa da hava alanında sorduğumuz kişiler bu kiosk’u bilmediklerini söyledi.Bu otobüs 18 km’lik yolda bir kaç yüz metrede bir duraklarda durduğundan şehri izleme imkanı verse de şehre geliş fazla trafik yoksa 1 saat kadar sürüyor.Şöförümüz bir durakta inip Pekara adı verilen fırından ekmek  aldıktan sonra yola devam edip Zeleni Venac’a ulaşıyoruz.
Zeleni  Venac köhne görünümlü bir yer olsa da bu sizi yanıltmasın, bir üst caddeye çıkınca modern bir Avrupa şehrine geldiğinizi hissetmeye başlıyorsunuz.
5 gün kaldığımız şehir de gezerken de Zeleni Venac kadar kötü görüntülü herhangi bir yerle karşılaşmadık.Otobüsten inip şehrin bohem mahallesi Cetinjska’da bulunan B&B Garni Petrov isimli otelimize 1 km. kadar yürüdükten sonra ulaşıyoruz.Bu 2 yıldızlı otel çevresindeki eğlence yerleri nedeniyle gece biraz gürültülü olsa da duşlu tuvaletli dar olmayan odası,konumu ,ilgili personeli ile bizim beklentimizi karşılıyor.
Odamıza yerleşip gezi planımızı gözden geçiriyor ve önce bir kaç yüz metre mesafedeki Bajloni köylü pazarına gidiyoruz.Çok sayıda tezgahın bulunduğu bu pazarda gıda,giyim,çiçek satan çok sayıda tezgah bulunuyor.
Biz peynirleri merak edip kapalı bölümü gezerken peynir satan bir amca bizi çağırıp tezgahındaki her peyniri tattırıyor.Kendi dilinden başka dil bilmese de fiyatları bir kağıda yazarak anlatıyor.Ona teşekkür edip ayrılsak da dönüş günü isli peynir almak için uğrayacağız.Pazardan ayrılıp Cumhuriyet Meydanı’na çıkıyoruz.
Burası Ulusal Müze ve Tiyatro’nun da yer aldığı bayağı büyük bir meydan.Burada biraz etrafa baktıktan sonra biraz ilerideki İstanbul İstiklal Caddesini andıran trafiğe kapalı Knez Mihailova caddesine geliyoruz.
Çeşitli markaların mağazalarının da yer aldığı oldukça uzun olan bu cadde sonunda kale ve büyük bir parkın yer aldığı Kale Meydan’a kadar uzanıyor.Bu bölgede ve şehrin merkezi bir çok yerinde döviz büroları bulunuyor.Kurları birbirine yakın,alım satım farkları düşük.Caddeyi boydan boya yürüdükten ve para bozdurduktan sonra karnımız acıkıyor orada mı burada mı yiyelim diye bakındıktan sonra Koma isimli çeşit çeşit sosisler yapan Kale Meydan’a doğru bir pub’da oturuyoruz. Garson yanımıza geliyor , Alman ,Avusturya ve Sırp sosislerinden oluşan bir tabağı ve yerel bira önerince siparişimizi veriyoruz.
Garson önce nereden geldiğimizi soruyor,ilk gelişiniz mi sorusuna ‘’Evet’’, ne zaman geldiniz sorusuna ‘’Biraz önce’’ cevabını veriyoruz.Biz önce iyi bahşiş almak için sorular mı soruyor diye düşünsek de arada nerelere gidelim gibi sorularımıza samimi cevaplar veriyor,boş kaldıkça yanımıza gelip sohbet ediyor.İnternette Belgrad’da bahşiş beklerler şeklinde yazılar okusak da biz memnun kaldığımız yerlerde verdik ,bazense vermedik.Bu güzel yemek için 1.700 RSD (14,5 €) ödedikten sonra yürüyerek Kale Meydan’a doğru ilerliyoruz.
Sonbahar olmasına rağmen bu bölgede özellikle Uzakdoğulu turistler oldukça fazla görünüyor.Bu güzel parkta 150 RSD’ye (1,3 €) parkı gezdiren treni  görünce boş gördüğümüz bir vagona biniyoruz.
Tren giderken eşime Kale Meydan ile ilgili bir şeyler söylerken karşımda oturan 7-8 yaşlarındaki çocuk annesine ‘’Kale Meydan dediler ‘’ gibi bir şeyler söyleyince annesi kızına bizi anlatmak için ‘’ Türki ‘’ gibi bir şeyler söyledi.Sanırım annesi ülkede çok sayıda Türk Tv dizileri nedeniyle Türkçeye aşinaydı. Belgradlıları çok medeni, yardımsever bulduk.Öyle ki otobüste yaşlıya, çocuklu insanlara hemen kalkıp anında yer veriyorlar.Bizlerse 5 günlük seyahatimizde daha sonra anlatacağımız konularda turistlere karşı çok ilgili olduklarını gördük.Gençlerin çoğu,orta yaşlıların bazıları ingilizce biliyor.Yaya geçitlerinde trafik kurallarına uyma konusundaki sabırları ise bize fazla geldi.Parkta trenle 20 dakikalık turla gezdikten sonra en çok beğendiğimiz Sava nehri manzaralı yerleri yürüyerek gezerken resimler çektik.
Ayrıca meydanda Urfa Göbeklitepe’yi resimlerle anlatan büyük bir sergi vardı.
Sergiyide gezdikten sonra oradan ayrılıp aşağıda Jardin,Skica gibi cafelerin bulunduğu nehir manzaralı yere gidiyor, Skica cafede oturup dinleniyor,manzarayı izlerken kahvemizi yudumluyoruz.
Burada turistler dışında gençlerin  ağırlıkta olduğu  bir piyasa ortamı var. 2 kahve için 320 RSD (2,7 €) ödeyerek Cafe'den ayrılıp Male Stepenice’deki Jazz Basta Restoranın yanındaki merdivenlerden yürüyerek aşağıya iniyor,sahile geçiyoruz. Karadjordjeva Sava Rıhtım ‘da bulunan sahile geliyoruz.
Sırp kültürü bize pek yakın olmasa da çok sayıda yemek,yer isimleri aynı.Örnek vermek gerekirse İşkembe çorbası, Dolma,Şiş Kebap,Çorba,Bürek, şu an geldiğimiz Rıhtım ve diğerleri.Bu sahilden Sava nehrinde tur yapan tekneler bulunuyor.
1 – 1,5 saatlik turlar için kişi başı 10 € ile 13 € fiyat veriyorlar.Sahilde çok sayıda şık cafe restoran’da bulunuyor. Ortam güzel  fakat biz aç değiliz.
Tekne turu yapmak istiyorsanız gelmişken hızlı karar verip yapın.Çünkü biz 5 gün kalacağımızdan bugün yarın derken yapamadık. Oradan tekrar Cumhuriyet Meydanına çıkıp dolaştıktan sonra
otelimizin bulunduğu Cetinjska bölgesine gelince biraz acıksak da fazla bir şey yemek istemiyoruz.Ayaküstü pizzacı’da dilimi 1 €’ya satılan çeşit çeşit büyük pizzalardan seçerek 0,10 €’ya aldığımız ayran eşliğinde yiyoruz.
Balkanların genelinde hamur işlerini nasıl yapıyorlarsa hepsi çok güzel,dolayısıyla pizza da çok güzeldi. Bugün sabah geldiğimiz Belgrad’da gün içinde 15 km. yürüdük .Siz bu kadar yürümek istemezseniz şehrin her yerinde bulunan Kiosklardan 250 RSD+40 RSD kart parası (2,5 €) karşılığı otobüs ve tramvayda 24 saat geçerli kart alabilirsiniz.
Programınıza uygunsa bir kaç günlük kart da alabilirsiniz.Yalnız bazı Kiosklarda günlük kartlar olmayabiliyor.O zaman yakındaki başka bir Kiosk’a bakabilir veya bilet alabilirsiniz.Biz çok yürüdüğümüz için 5 günde 3 günlük kart yeterli oldu.Otelimiz Bohem mahallesinde olunca çok yorgun olsak da bu havayı  yaşamak için Kaldrma Bar’da oturup bir şeyler içerken ortamı seyrediyoruz.
Sokaktaki bazı restoranlar da çalgıcılar yerel canlı müzik yaparken cafeler de oturan insanlar sohbet ediyor.
Bu gün şehre erken saatte gelmenin avantajıyla çok gezdik ve çok yorulduk.2 kadeh Rose Şarap için 4 € karşılığı ödedikten sonra otelimize gidip uyuyoruz.Yarın Ciganlija Adasına,Expo Bölgesine, Nebojsina'da bulunan Mala Fabrika ‘ya gideceğiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder