.Köylü pazarı olarak da adlandırılan bu yerde yiyecek,giyecek çeşitlerinin satıldığı bu büyük yerde çiçek ve balık standlarının çokluğuda dikkat çekiyor.Çeşit çeşit balıkları evde pişirmek için çiğ alabileceğiniz gibi pişirilmiş olarak da alabiliyorsunuz.
Eşim benimle pazara gelmediğinden çiçek reyonlarının birisinden çiçek alıp otele götürüyorum.
Kahvaltı için menüden bu gün başka bir alternatif seçiyor
sonrasında şehrin Zemun bölgesine gitmek için yola çıkıyoruz.İnternette toplu ulaşımda sık bilet kontrolü olduğunu okumuştum, bize de tramvay’da denk geldi.Kontrolör bayan düzgün bir ingilizceyle biletimizi istedi,makinesinde okuttu,teşekkür ederek geri verdi.Zemun bölgesine gitmek için tramvaydan Bulevar Mihajla Pupina’da inince Türkiye’de AVM kültüründen uzaklaşmış olsak da Usca isimli AVM’yi geziyoruz.
Burada Türk markaların mağazalarını da görmek hoşumuza gidiyor.Oturup kahve içerken etrafı seyrediyor
tekrar otobüse binip şehre 12 km uzaklıktaki Tuna nehri kıyısında ki Zemun’a geliyoruz.Bu tarihi bölge bize göre Belgrad’ın gezilecek yerleri arasında ilk sıralarda yer alıyor.Sokaklarındaki tarihi evler güzel görünüyor.
Sokaklarda biraz dolaştıktan sonra Gardos kulesinin bulunduğu tepeye çıkıyoruz.Buraya gitmek için merdiven çıkarken biraz yorulmak gerekse de buna değer.Kulenin bulunduğu yerden şehri izleyip fotoğraf çekiyor,Bu salaş balıkçı lokantasında iyi ingilizce bilen genç bir garson bizi karşılıyor ve o an yer bulunduğundan nehir manzaralı cam kenarı bir masaya oturuyoruz.
Garson yanımıza geliyor ve balık 600 gr olsa olur mu diye sorunca tamam diyoruz.Kömür ateşinde ızgara yapılan balık da haşlanmış spatatesle karışık soğan eşliğinde geldi ve bu yemek de çok güzeldi.
Bir ara hava serin gelince camı elle kapatmaya çalışsak da kapatamadık.Sanırım restoran sahibi olan kişi bizi görüp bir dakika dedi ve uzaktan kumandayla camı kaparken biz salaş restoranın otomatik camına oldukça şaşırdık.
Menüde baklava ve tulumba tatlısı olmak üzere yalnızca 2 çeşit tatlı vardı.Biz ev baklavasını denemek istedik.Baklava oldukça kalın hazırlanıyor, içinde üzümde bulunuyor.Bizim ev baklavasının uzaktan akrabası diyebiliriz.
Tadı fena sayılmazdı.4 kadeh güzel yerel şarap ve salata da dahil bu mükemmel yemek için 20 € ödedikten sonra ayrılıp sahilde biraz yürüyoruz.
Hava kararmaya başlayınca otobüs durağına gelip bu sefer tek otobüsle şehir merkezine geliyoruz.Otelimizin bulunduğu Skarlija’nın biraz aşağısında ki sokaklarda orijinal avlu içinde cafe barlar bulunuyor.Kahve içmek için yaklaşık 1 km yürüyerek o bölgeye gitsek de kahvesinin ünlü olduğunu okuduğumuz dükkan saat 20:00 ‘de kapanmak üzere ve müşteri almıyor.
Bu durumda bölgede başka kahve içilecek yer görsek de yürüyerek Belgrad’ın istiklal caddesi olan Knez Mihailova caddesindeki cafelerden birine gidiyor kahve içerken etrafı seyrediyoruz.
Sonrasında otelimize gidip uyuyoruz.Yarın otobüsle 90 km uzaklıktaki Novi Sad şehrine gideceğiz.













Hiç yorum yok:
Yorum Gönder