Trilye Mudanya Kumyaka Tatili - 1.Bölüm

Bölge hakkında fazla bir fikir sahibi olmadan gazetelerdeki yeni seçilen belediye başkanının makam aracını halka tahsis ettiği haberiyle ilginç gelen , deniz kenarı ve İstanbul 'a yakınlığı gibi nedenlerin
ilgimizi arttırmasıyla  çıktığımız 2 gece 3 günlük Trilye Mudanya Kumyaka tatilimizde beklentimizin çok üzerinde bir doğa ,kültür ,tarih ve mutfak zenginliği ile karşılaştık ,
Hafta sonları , İstanbul civarında gidecek yer arayıp hep aynı yerlere gitmek zorunda kalırken  deniz otobüsüyle 1 saat 20 dakika ,feribotla 1 saat 45 dakika ,araçla Trilye 'ye kadar 140 km. mesafede olan , burnumuzun dibindeki böyle muhteşem bir bölgeyi daha önce nasıl keşfedemediğimize oldukça şaşırdık . 
Mudanya Tirilye ve Kumyaka 'ya gitmek için İstanbul' dan Eskihisar Topçular feribotuyla karşıya geçiyor ,

Yalova üzerinden giderek Gemliği bir kaç km. geçtikten sonra Kurşunlu tabelasından sapınca kendimizi sanki Fethiye civarında geziyor hissettik .
Buradan sahil yolu ile muhteşem manzaraları izleyerek Mudanya yaklaşık 25 km. sürüyor . Bursa üzerinden gitmek isterseniz yolu 70 km. kadar uzatmanız gerekiyor . Kurşunlu 'ya geldiğimizde güzel bir sahil manzarasıyla karşılaşınca arabadan inip  manzarayı izliyor ,
yola devam ediyoruz .Burada güzel manzaralı ,şık bir balık restoranı da göze çarpıyor .
 Bir süre sonra Güzelyalı 'ya geldiğimizde kendimizi Mudanya 'ya gelmiş sanıp kalacağımız oteli sorduğumuzda insanlar '' bilmiyoruz '' deyince anlamakta güçlük çeksekte  Mudanya 'nın bir kaç km. uzakta olduğunu öğrendiğimizde kendimize geliyoruz . Meğer biz daha önceki tatil dönüşlerinin birinde  Mudanya - İstanbul feribotuna Güzelyalı'dan bindiğimizden burasını Mudanya'nın merkezi sanmışız .
Güzelyalı 'da eski bir şehir hatları gemisinin yenilenerek ilginç bir otel 'e dönüştüğünü görüyoruz .Geçmişi M.Ö. 1400 yıllarına dayanan Mudanya 'ya gelince yol tarifini kolayca alıp marina ve balıkçı barınaklarını geçince otelimize ulaşıyor,
odamıza yerleşiyor

ve aracımızı ücretsiz park yerine bırakıp kendimizi Mudanya sokaklarına atıyoruz .
Önce oldukça büyük olan Girit Mahallesine gidiyoruz . Burada yer alan sokaklarda bir çoğu bakımlı ,
bazıları butik otel yapılmış çok sayıda tarihi bina yer alıyor .
 Çoğu bina o kadar estetik ve ilginç ki dakikalarca inceliyoruz .
Neredeyse tüm evlerin birbirinden farklı ve özenle işlenmiş balkonları , cumbalı pencereleri ,sokak kapıları var.
Bölgede tarihi evlerin altında şık cafeler bulunuyor .
İlginç olan şeylerden biri ise bu tarihi ortamda halkın doğal hayatını devam ettirmesi . Evlerin önüne konulmuş bazıları piknik masası şeklinde olan masalarda oturan insanlar komşularıyla sohbet ediyor ve akşam yemeklerini de buralarda  yiyor .
Akşam insanları sokakta yemek yerken gördüğümüzde çok hoşumuza gitti ve keşke onlarla aynı masada oturup bu ortamı daha fazla yaşayabilseydik diye düşündük .Şehir ortamı olarak İtalyan mühendis Piçiretu tarafından planlanmış , her yerinden deniz görülen Mudanya daki Girit Mahallesi Ayvalıktaki Cunda adasını , Mudanya ise Ayvalığı andırıyor .
Bir sokakta resim çektiren gelinle damadı izliyoruz .
Sonrasında deniz kenarında muhteşem bir yapı olan Mütareke Evini gezmek istesekte uzun süredir bitmeyen bir tadilatta olduğunu öğreniyor,

karşısındaki parka baktıktan sonra
 sahilde yürümeye gidiyoruz .
Karnımız acıktığından aperitif olarak ayaküstü midye dolma yedikten sonra
Kabataş 'tan 1 saat 20 dakikada Mudanya 'ya ulaşan deniz otobüsü iskelesinin de bulunduğu meydana geliyor , faytoncuları görünce biraz bilgi alıyor , 3 - 4 km ilerideki Güzelyalı civarına kadar gidip 20 - 25 dakikalık bu gezinti için 20 TL ücret aldıklarını öğreniyoruz .
Meydanda kermes gibi bir yerde ev yapımı börek çörekler olsa da akşam balık restoranına gideceğimiz için bu güzel yiyecekleri görmezden geliyor ,
biraz ileride eski tren garından dönüştürülmüş Montaina Otele geliyoruz . Deniz kıyısındaki bu şık otelin bahçesinin İstanbul Çırağan otele benzerliği dikkat çekiyor . Resepsiyonist arkadaşla konuştuğumuzda bunu bir çok kişiden duyduğunu söylüyor . Bize göre bu otelin bahçesinde yemek yemek veya bir şeyler içmek Mudanya 'nın olmazsa olmazlarından biri gibi geliyor .
Daha sonra sahildeki balık restoranlarına dönüp meze çeşitleri ve fiyatları öğreniyor güzel manzaralı bir masaya oturup
ılık bir bahar akşamı , açık havada sahili izliyoruz .
Önce masamıza ikram olarak meşhur Mudanya zeytini geliyor ,
biz ise balıklı meze ,
turp otu ve deniz bölürcesi salatası ,
çok taze bir mevsim salatası ,
halka kalamar siparişi veriyoruz .
Yemekte yörenin sıradan olmayan meşhur ekşi ekmeğini de gözardı etmemek gerekiyor .
Her ne kadar balıkla beyaz şarapta iyi gitse de bu yemekte kırmızı şarap içmeyi tercih ediyoruz . Ana yemek olarak ne yiyelim derken bir aile işletmesi olan restoranın üniversitede okuyan oğlu '' arkadaşlarım bu gün güzel İstavrit tuttular '' deyince İstavrit tavayı tercih ediyoruz .
Hava kararmaya başlayınca çalgıcılar müzikleriyle bu güzel ortama eşlik etmeye başlıyor .
 Bu muhteşem yemek için bir şişe şarap dahil 105 TL ödüyoruz. Hava karardıkça ortam kalabalıklaşmaya başlıyor,
 yemek sonrası çayımızı çok sevdiğimiz Girit Mahallesindeki bir cafede içmeye giderken çevredeki restoranların hala dolu olduğunu görüyoruz .
Işıklandırılmış tarihi binaların görüntüsü çok güzel .
Geldiğimiz cafede çoğunluğu öğrenci , her yaştan insan dikkat çekiyor . Açıkçası bu tatile çıkarken beklentimiz fazla yüksek değildi . Fakat buraya gelince bölgenin İstanbul 'a yakın en cazip alternatiflerden biri olduğunu düşünmeye başladık .Deniz kenarında 2 fincan çay ve 1 adet pasta için 14 TL ödüyor ve otelimize dönüyoruz .









Yarın taş sıkması zeytinyağı üretimi ,doğası ve eşsiz tarihe sahip Kumyaka
ve Trilyeyi gezip ,
Trilye 'de ,Türkiye 'de bu kadar lezzetlisi oldukça nadir bulunan enfes bir Ahtapot Izgara yiyeceğiz .


 Trilye Mudanya Kumyaka Tatilimizin Tamamını Buradan Okuyabilirsiniz .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder