Marmaris Selimiye 'den Datça Üzerinden Bodrum 'a Geçiyoruz

 
Yaklaşık 1 ay önce yola çıkarak , İstanbul 'dan karayoluyla  İzmir üzerinden önce Hatay 'a ,sonrasında Türkiye 'nin Doğu Akdeniz deki son noktası olan Samandağ'ın Deniz Kasabasından sahil yolunu takip ederek başladığımız sahil turunun Ege denizine kıyısı bulunan Bodrumdaki son durağımıza ulaştığımızda ,Doğu Akdeniz 'de benim hayranı olduğum   Samandağ 'dan  Saroz Körfezine kadar tüm güney sahillerimizi gezmeyi bitirmiş olacağız .

Doğu Akdenizden  Ege sahillerine kadar gezerken inanılmaz güzelliklerle karşılaştığımızdan öğrencilik dönemimde bir kaç sezon rehberlik yaptığım Bodrum 'a tekrar gelirken '' Benim için Acaba hala etkileyici olacak mı '' diye düşünsem de ulaştığımda o büyüleyici yer için bu yazıyı yine  ''Nerden başlasam ,Nasıl anlatsam '' sendromuyla yazıyorum .


Bodrum 'a gitmek için sabah kahvaltı sonrası Selimiye 'den ayrılıyor , yol üzerinde karşıdan karşıya geçmeye çalışan bir kaplumbağayı görünce karşı şeritten gelenleri uyarıyor , kaplumbağa geçtikten sonra yola devam edip 45 dakikalık bir yolculuktan sonra Datça Aktur 'a ulaşıyor ,
burada arkadaşlarımızda hem yorgunluk kahvesi içiyor , hem de pazara uğrayıp  ,
Datça balı , badem ' i ve inanılmaz lezzetteki badem ezmesinden alıyoruz .
Buradan aldığımız taze badem ezmesinin tadını uzun süre unutamayacağız . 
Yola çıkınca Datça 'ya gelmeden sağa saparak
feribota bineceğimiz Karaköy 'e ulaşıyoruz .
Datça - Bodrum feribotunu Bodruma ulaşım için kestirmeden ve yorulmadan bir ulaşım sağladığından  bu bölgede deniz çoğu zaman oldukça dalgalı olsa da tercih ediyoruz .
Feribot fiyatı 95 , ilave yolcu 15 TL .
Şansımıza fazla dalgaya yakalanmadan yaklaşık 2 saat sonra Bodrum 'a ulaşınca
arabamızı indiğimiz yerin tam karşı sokağındaki otoparka bırakıp
arkadaşlarımızla buluşup Marina 'ya bir şeyler içmeye gidiyoruz .
Bu otopark Bodrum 'a gittiğinizde ,fazla trafiğe girmeden ulaşabileceğiniz ,daha sonrasında ayrılabileceğiniz bir konumda bulunuyor . Ücreti ,sabah 8.00 - akşam 8.00 arası 10 , kalan saatler için ise 20 TL .Marina 'daki bir cafe de otururken ben Bodrum mandalinalı ve nane yapraklı buzlu tonik içiyor , çok serinletici buluyorum .Mis gibi kokan Bodrum mandalinasını nereden bulabileceğimizi garsona soruyor , '' Bizde bazen pazarda bulamayınca ,çevrede dolaşmaya çıkıp ağaçlardan topluyorum '' cevabını alıyoruz . Bu dinlenme sonrası kalacağımız yere doğru 17 km. mesafedeki Turgutreise doğru yola çıkıyoruz .
Bir arkadaşımız 'ın son dakika olarak iki kişi kahvaltı hariç gecelik 100 TL 'ye ayarladığı kalacağımız bu hotel , hostel karışımı yerde kalorifer olsa da klima bulunmuyor , musluktan su ip gibi akıyor ,oda küf kokuyor .
Zaten akşam olduğundan moralimizi bozmuyor , seyahatlerimizde her gün farklı yerlerde kalmaya alışkın olduğumuzdan ''Yarın başka bir yer buluruz '' deyip kendimizi Turgut Reis sokaklarına atıyor ,
bu günlerde denize çok girdiğimizden gün batımını izleyip
biraz dolaştıktan sonra sahile yakın bir restoranda oturup
Deniz Ürünlü Krep
ve Makarna siparişi veriyoruz .
Müessesenin ikramı olarak gelen kuru domatesli ,zeytinli biberli zeytinyağı oldukça lezzetli ,
yemeklerse oldukça iyiydi . Yemek sonrası Turgut Reis marinayı geziyoruz.
Burada şık restoran ve cafeler bulunuyor , marina çok kalabalık olduğundan oturacak yer bulamayınca Bodrum Belediyesinin deniz kenarındaki cafesinde şansa boş bir masa bulunca oturup manzarayı izliyoruz .
Bodrum belediyesinin cafeleri bir çok yerde bulunuyor ,deniz kenarı konumları ve daha uygun fiyatlarıyla büyük ilgi görüyor . Sahildeki sergileri gezdikten sonra odamıza dönüyoruz .



Yarın kendimize Ortakentte deniz kenarında  kalacak mükemmel  bir Motel bulup  ,akşam Yalıkavağa gideceğiz .

Bodrum Tatilimizin Tamamını Buradan Okuyabilirsiniz .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder