Budapeşte'ye Gidiyoruz.

Budapeşte^ye Gitmek İçin İstanbul Atatürk Havaalanındayız. Lounge 'da oturup bir şeyler atıştırdıktan sonra yaklaşık 1,5 saat sürecek yolculuktan sonra Budapeşte'ye ulaşıyoruz.Pasaport kuyruğu oldukça kalabalık görünüyor ve bazı insanlar aralardan öne geçmeye çalışıyor.
Bazılarını uyarsam da sayı fazla olunca başa çıkamadım.Yaklaşık yarım saat kuyruk bekleyişi sonrası şehre giriş yapıyoruz.Tatil öncesi internetten biraz araştırma yapmıştık.En önemli konulardan biri tıpkı Prag'da olduğu gibi burada da dikkat etmezseniz dövizinizi bozarken % 20 'ye yakın düşük kurla bozdurarak zarar etmekti.Havaalanında hızlıca bir kaç döviz bürosuna bakıp bir tanesinde % 20 düşük kurla yalnızca otobüs bileti kadar rakamı bozduruyoruz.Havaalanı çıkışında kalabalık içinde bir karmaşa ile karşılaşıyoruz. Şehir merkezine gitmek için en ucuz yolu seçip otobüs'ü kullanacağız.Fakat sonu nerede olmayan uzun bir kuyruk var, üstelik otobüs kuyruğumu ,makineden bilet alma kuyruğumu belli değil.Otobüsün başındaki görevli kılıklı adamın yanına gidip bileti nereden alabileceğimi soruyorum.Benden alabilirsin dese de tam olarak görevli mi değil mi emin olamıyorum. Ferenc Liszt havaalanından şehre 100 E ve 200 E no'lu otobüsler şehre gidiyor.Biz direkt Deak Ferenc Ter'e giden 100 E no'lu otobüsü tercih ediyoruz.
Sağından solundan sürekli ön tarafa kaynak yapılan kuyrukta biraz bekledikten sonra otobüs geliyor ve bir karmaşa oluşuyor.Kuyruk ortadan kalkıyor,herkes otobüse binmeye çalışıyor.Ben de otobüsün başında biraz önce bilet almadığım görevliye gidip bilet isteyince makinayı işaret etse de biraz önce benden alabilirsin demiştin deyince çantasını açıp bana kişi başı 900 HUF (3 €) olan biletlerden veriyor.Beni gören diğer yolcular da istese  de onlara bilet makinesini işaret ediyor.Yaklaşık yarım saatlik yolculuk sonrası Deak Ferenc Ter meydanına ulaşıyoruz. Döviz bozdurmak için internette yol tarifini gördüğümüz otobüsten inince ilk sağ sokaktaki 3. dükkan'ı kolayca buluyoruz.
Zaten döviz bürosunun önünde küçük bir kuyrukta bulunuyor.Daha iyi kur olan bir yer var mıdır diye aramızda konuşurken İngiliz aksanlı bir kadın burası en iyi yer deyince bizde sıraya girip paramızı bozduruyor, sonra 10 dakika yürüyüş mesafesindeki otelimize gidiyoruz.Booking'de 7,7 puana sahip 3 yıldızlı Otelimiz Queen Mary şehri gezmek için çok iyi bir konumda bulunuyor.
Fiyat /Kalite dengesi bana göre mükemmel,gördüğümüz tek negatiflik bazen resepsiyonda duran otel sahibi görüntüsündeki kilolu adamın ukalalıkları olabilir.Ona rastlamazsanız resepsiyondakiler güleryüzlü ve yardımsever.Otelden çıkıp sahile doğru yürüyoruz.Karnımız acıktı fakat akşam yemeği için özel bir yere gideceğimizden yalnızca atıştırmak istiyoruz.Yol üzerinde Cafe de Paris isimli ayaküstü bir yerde dilim pizza yiyip
sahile doğru yürümeye devam ederek sahile geliyoruz.
Buradan Buda tarafını seyredip sahilden Parlemento Meydanı'na yürüyoruz.Bu meydan çok büyük ve çevrede çok sayıda büyük tarihi yapı yer alıyor.
Bize göre tarihi ,şehrinse ulaşım aracı olan eski tip tramvaylar ortama farklı bir hava katıyor.Gün batımında Peşte sahilinden Buda'yı izleyip

akşam yemeği için önceden planladığımız internet sitesine
 buradan ulaşabileceğiniz Sir Ancelot restorana gidiyoruz. Burası için önceden rezervasyon yaptırmanızı öneririm.
 Biz rezervasyonsuz olarak akşam 18.00 gibi gittiğimizde ancak saat 20.00 'ye kadar yer rezerve edebileceklerini söylediler ve saat 20:00 'de masadan kalkmamız gerektiğini kibarca belirttiler. Bu restoranın tarihi ortamı ve yemekleri güzel.Yemekler tarihi bir konsepte servis yapılıyor. Biz gulaş çorbası 
 ve ördek'li bir menü sipariş verdik.
Porsiyonlar çok büyük olduğundan 2 kişi için bir menü bize fazla bile geldi.Çok çeşit sipariş veren masalarda ise yemeklerin yarısı tabaklarda kalmıştı. Bu restoran şehirde yemek yediğimiz yerler içinde en iyilerden biriydi.Bu enfes yemek için 2 kişi 1/2 litre sofra şarabı dahil 37 € hesap ödedik.Yemek sonrası yürüyerek otelimizin yakınında  buradan ulaşabileceğiniz Bistro Kazimir'e gidiyoruz.Burası sıcak  ortamı olan bir restoran, içerisi dolu ,tesadüfen boş bir masa bulup oturuyoruz.
Herkes yemek yese de biz yalnızca çay siparişi veriyoruz.Garsonlar saygılı ve samimi davranıyor.Burasını çok beğendik, önümüzdeki günlerde yemeğe geleceğiz.Çayımızı içtikten sonra otelimize gidip uyuyoruz.Yarın Budapeşte'de  Büyük Pazarı gezip ,Asansörle Balıkçı Tabyasına çıkacağız ,Belediye otobüsüyle Gellert tepesine çıkıp Özgürlük Anıtını gezeceğiz.Akşam yemeği içinse Kavehaz Müze Restoran'a gideceğiz.Bir sonraki Budapeşte yazımızı buradan okuyabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder