Bu gün Verona ve Mantova Şehirlerini Gezeceğiz

Bu sabah Verona,Mantova'ya da yakın konumda olan Brescia'ya bağlı şarap bağları,soğuk etleri ile ünlü ortaçağ kasabası görüntüsündeki Pozzolengo'da Il Castollo isimli otelimizde erken kalkıp muhteşem kahvaltısı için aşağıya iniyoruz. Dün kahvaltı'da yumurta ile ilgili ilginç daha doğrusu biraz komik bir şey yaşadığımdan bu gün yumurtayı banketteki sıcak suya koyup istediğim süre haşlıyorum.
Dün yumurtayı haşlanmış sandığım için çiğ olduğunu masaya getirip kırdığımda fark etmiştim.Kahvaltı sonrası 38 km.uzaklıktaki Verona şehrine doğru yola çıkıyoruz.
İtalya'da otobanlar pahlı olduğundan navigasyon ile alternatif yolları kullanarak şehre geliyoruz.Yol kenarı otoparklara baktıktan sonra şehir merkezindeki katlı otoparkı tercih ediyoruz.
Çünkü yol kenarları 2 saate kadar izin veriyor.Biz git gel yapmak istemiyoruz.Şehre ihtişamlı bir kapıdan girdikten sonra
biraz ilerideki merkezinde milattan sonra 1.yy.'da inşa edilen Verona Arenası muhteşem görünüyor. Ziyarete açık olan Arena'da konserlerde düzenleniyor.Kolezyum girişi kış olmasına rağmen kalabalık görünüyor.Bu yüzden sıraya girmeyip Arena'nın karşısındaki cafelerden birisine oturup kahve içiyoruz.(Hesap 6 €)
Eşim Gin Seng'li kahveyi deniyor,ben cafe Orzo'yu tercih ediyorum.Kahvenin tadı bir tuhaf gelince google translate'e baktığımda arpa kahvesi içtiğimi fark ediyorum.Kahve sonrası şehrin en büyük meydanı olan Erbe Meydanına geçiyoruz. Burada seyyar tezgahlarda bir çok satıcı bulunuyor.Bir maske için pazarlık ederken bir göçmen olan satıcı nereli olduğumuzu sorduğunda ''Türk'üz '' deyince bize bayağı iyi bir indirim yapıyor.
İtalya'da gezdiğimiz 24.şehir olan Verona'da da diyebilirim ki İtalyanlar Türkler'i seviyor. Meydan'ın bir bölümünde ise yiyecek standları yer alıyor.Standların birinde peynirlerin tadına bakıyoruz.
Çok beğensek de bir kaç gün sonra döneceğimiz için almıyoruz. Daha sonra yürüyerek Juliet'in evine geçiyoruz.Juliet'in evinin önünde uzun bir kuyruk bulunuyor.
Evi dışarıdan izleyip arka sokakların birinde bulunan Romeo'nun evine geçiyoruz.Romeo'nun evi pek ilgi görmüyor.
Herhangi bir kalabalık değil pek insan bile bulunmuyor.Sonra Adige nehri kenarına gelip San Pietro kalesi ve çevresinin manzarasını izliyoruz.
Biz kaleye çıkmasak da isterseniz 15 dakikalık bir tırmanışla çıkabilir ,buradaki cafeden şehir manzarasını izleyebilirsiniz.Yürümekten biraz yorulduk, Piazza Duomo'da bir cafe 'de oturup Kahve ve bir kadeh şarap ve Tramisu sipariş veriyor,9,80 € ödüyoruz.
Nehir kenarında biraz yürüdükten sonra karnımız acıktığını fark ediyor , Bigoi isimli ayak üstü makarnacıya giriyor biraz sıra bekledikten sonra soslu taze makarnalardan sipariş veriyoruz.Bu çok doyurucu güzel makarnaların fiyatları 5-6 € civarında.
Bu hafta sonunda Verona'da Romeo - Juliet yarı maratonu yapılacağından son hazırlıklar tamamlanıyor.
Bu güzel şehirden ayrılıp 47 km.uzaklıktaki Mantova şehrine geliyoruz.Burası göl kenarında bulunan küçük ve şirin bir yer.Şehir merkezinde çok büyük bir meydan bulunuyor.
Hava kararmaya başladı ve soğuk ,karnımız aç, bu yüzden hızlı bir yemek olarak katedralin yanındaki Ristorante Pizzeria Acqua e Farina isimli salaş pizzacıda oturup 4 peynirli ve Ançuezli pizza siparişi veriyoruz.Garson siparişi yanlış anladığından pizza'nın birini Margharita olarak getirince vaktimiz az olduğundan bu pizzayı deniyor ve beğeniyoruz.
Bu pizzacı'da hesabın içindeki bahşiş dahil 15 € hesap ödedikten sonra 37 km. uzaklıktaki otelimizin bulunduğu Pozzolengo'ya dönüyoruz.Yarın Brescia şehrine uğradıktan sonra Milano'ya geçeceğiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder