Skiathos Adasında Tekne Turuna Çıkacağız

Sabah erken kalkıp kaldığımız apartın önündeki kumsalda yürüyüş yapıyoruz.
Burası da oldukça büyük ve sakin bir  kumsal olsa da  hemen arkasındaki koyda Skiathos şehir merkezi yer alıyor.Kaldığımız yerden şehir merkezine yürüyüş mesafesi yaklaşık 2 km. ve Türkiye'de güney sahillerinde yaptıkları gibi İngiliz turistler bu mesafelerde araç kullanmıyor,yürüyorlar.Biz bugün odamızın balkonunda kahvaltı etmenin keyfini yaşamak istiyoruz.
Mamma mia filmiyle de ün kazanan bu ada da gerek odamızın manzarası ,gerekse ortamı o kadar güzel ki beklentimizin çok üzerindeki bu yer için hala '' rüyada mıyız '' diye düşünüyoruz.Kahvaltı sonrası Skiathos merkezinin üst bölümündeki otopark'a aracımızı park edip sahile yürüyoruz.Günlük tur yapan teknenin yanına gelince neredeyse tamamen dolu olduğunu görünce hemen kişi başı 20 € olan biletimizi alıp tekneye geçiyoruz.
Dün akşam nasıl olsa yer buluruz diye bilet almamıştık.Saat 10:00 'da hareket eden günlük tur teknesinde bu gün doğu blokundan büyük bir grup ve biraz İngiliz turist bulunuyor.
İlk olarak Skiathos adasına yaklaşık 1 saat mesafedeki doğal yaşam alanı olduğu için yerleşimin olmadığı Tsougkria adasına geliyoruz.
Adanın büyük plajı sessiz sakin,denizi güzel.Bir ağacın gölgesinde oturup denize giriyoruz.Burada 2 saate yakın kaldıktan sonra öğlen yemeğini de yiyeceğimiz Skiathos adasının arkasındaki kara yolu ulaşımı pek iyi olmayan Kantigiorgis'e geliyoruz.
Şirin ,güzel kuma,tertemiz denize sahip bu plaj 'da gelen grupların büyük bölümü hemen restoranlara geçse de biz kumsal da gölge bir ağaç altı bulup yanımızda getirdiğimiz sandviçleri yedikten sonra denize giriyoruz.Restoranlar'a gruplar aşağı yukarı aynı saatlerde geldiğinden yığılma oluyor ve yemek beklendiğinden denize girme süresi azalıyor.Yemek sonrası Skiathos adasının belki de en ünlü plajı olan ıssız kara ulaşımı olmayan Lalaria'ya gidiyoruz.
Aslında bugün ilk olarak buraya gelecektik ,fakat deniz koşullarından dolayı önce gelemeyeceğimiz söylendi,şansımıza akşamüstü deniz biraz düzelince rüyalarda görülebilecek güzelliğe sahip plaja gidiyoruz.Tekneler kötü deniz koşullarından dolayı programda olmasına rağmen bazen bu plaja gelemiyormuş.Yolda hava rüzgarlı bu yüzden insanlar üzerlerine bir şeyler giyiyor veya havluya sarınıyor.Lalaria plajının ürkütücü kayalıkları,ıssız kumsalı,turkuaz denizi rüyalarda görülebilecek güzellikte.
Neyse bu plaj için ben susayım ,fotoğraflar konuşsun.Buradan ayrıldıktan sonra Skiathos Limanına dönüyoruz.Biz bu adaya tek kelimeyle aşık olduk.Bu yüzden kaldığımız pansiyoncuyla konuşup bir gün daha kalmak istediğimizi belirtince hem daha iyi fiyat hem de olumlu cevap alıyoruz ve limanda feribot bilet satış ofisinin yolunu tutuyoruz.Fakat 2 gün sonrası grev'den dolayı sefer olmadığını öğrenince ertesi güne biletimizi alıyoruz.Pansiyoncuya da arayıp bir sonraki gece kalma rezervasyonumuzu iptal ediyoruz.Onun da grevden haberi yokmuş.Kaldığımız stüdyoya gidip üstümüzü değiştiriyor ve bu kez yürüyerek şehre gidiyoruz.
Dün yediğimiz kuzu tandır o kadar güzeldi ki yine aynı yere gidince garson bizi tanıyor ve yine gelmemiz hoşuna gidiyor.Bize bir masa ayarlıyor.Ona Special menüyü soruyoruz.
2 kişilik olduğunu ve karışık etlerden oluştuğunu söylüyor.Bu kez bu yemeği deniyoruz.Fakat porsiyon çok büyük 2 kişi yemekte zorlanıyoruz.
Yemek sonrası sokakları dolaşırken aynı sokaktan geçerken ise garson bizi görünce '' Oooo doymadıysanız size bir masa ayarlayayım '' diye espri yapıyor.Yemek sonrası şehri kuşbakışı görebilmek için saat kulesine çıkıyoruz.
Mamma mia filminin gösterildiği açıkhava sinemasının dev ekranı oldukça iyi görünüyor.Şehri izledikten sonra sahile geçiyoruz.Bu hafta bizim evliliğimizi aynı zamanda Tatil Alternatifleri bloğumuzun 10.yılını ifade ediyor.Bu yüzden sahildeki Marilyn isimli bara gidip en güzel masaya oturuyor ,birer kadeh roze şarap siparişi veriyoruz.Bu manzara eşliğinde en ilginç olan ise bizim düğün şarkımız Bryan Adams'ın ''Everyting I do '' şarkısını o sırada çalması oldu. Böyle bir sürprizi ne benim ne de eşimin yapması için vakti yoktu.Marilyn'den kalkmak için hesabı istediğimizde garson bir dakika dedi ve bize ikramları olan birer kokteyl getirdi.
Bu buzlu meyve kokteyli öyle bir şeydi ki  hayatımda bu kadar soğuk ve güzel bir kokteyl içmemiştim.Ayrılırken '' Yarın yine bekleriz '' dedi.Böylece Marilyn isimli bar da bizim için unutulmaz bir anı oldu.Kaldığımız yere yürüyerek dönerken şehrin bazı güzel manzaralarını ve restoranlarını keşfetme şansı da bulduk.
Hatta bazılarının önünden geçerken bizi içeriye davet edip manzaralarını  ve menülerini gösterdiler.Şehirde yüzünüzü denize verdiğinizde sağ tarafta biraz tepedeki restoranlar çok romantikti.Yarın feribotla Volos şehrine geçeceğiz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder