Skopelos Adasından Skiathos Adasına Geçeceğiz

Sabah yakındaki Breakfast House'dan muhteşem börekler alıp terasımızda kahvaltı ediyoruz.
Ayrıca bugün Skiathos adasına geçeceğimizden öğleyin yemek için aldığımız sandviçleri paket yaptırıyoruz.Kahvaltı sonrası Skopelos merkezindeki apartımızdan ayrılıp yine aynı isme sahip yaklaşık 15 km. uzaklıktaki Skopelos kasabasına gidiyoruz.
Burada otel ve yazlıklar yer alıyor.Biz daha önce soldaki plaja gitmiştik bu kez sağdaki plajda sandalyelerimizi çıkartıp ağaç gölgesine yerleştiriyoruz.
Burada denize girdikten sonra feribotumuzun kalkacağı Glossa limanına geliyor,
biraz erken geldiğimizden yakındaki cafe de dinleniyoruz.Burada da Yunanistan'ın çoğu yerinde olduğu gibi ücretsiz bir şişe su yalnızca bir tane kahve siparişi vermemize rağmen 2 tane bardakla masamıza geliyor.
Feribot gelene kadar marinada dolaşırken Türk bayraklı bir tekne görünce yanına gidiyorum,fakat içerde o an kimse görünmüyor.Feribot gelince hızla boşalıyor ve doluyor.Adalar arası dolmuş gibi o kadar çok araçlı araçsız feribot seferleri var ki feribot sirkülasyonu sanki hızlı çekim yapılıyor.
Skopelos adasından Skiathos adasına yolculuğumuzu Anes Ferry isimli şirketin feribotuyla yapıyoruz.Bilet satış ofislerinde tek bir yerden tüm gemiler için satış yapılıyor olması alternatifleri arttırıyor ve rekabeti sağlıyor.Yaklaşık 1 saatlik feribot yolculuğu sonrası Skiathos adasına geldiğimizde şık bir yerle karşılaştığımızı fark ediyoruz.
Feribot'un yanaştığı şehir merkezi Bodrum'u çağrıştırıyor.Limandan çıkınca navigasyonla kalacağımız aparta gidiyoruz.
Bize önce alt katta pek deniz görmeyen bir oda veriyorlar , başka odanız yok mu deyince ''Bugün çıkacak bir ingiliz aile var ,ancak akşam çıkarlar '' cevabını duyunca '' tamam '' diyor ve eşyalarımızın bir bölümünü apartta bırakıp gideceğimiz ilk plaj olan Koukounaries 'e doğru yola çıkıyoruz. Oda'ya akşam yerleşmeyi kabul etmemiz bize muhteşem manzaralı bir oda sağlayacak.Geldiğimiz ilk plaj bir milli park içinde yer alıyor.
Bu çok büyük Patara plajını andıran yerde ağaçların altında cafe restoranlar,sahilde şezlonglar bulunuyor.

Biz eşyalarımızı sahile yakın bir yerde kumsala bırakıp denize giriyor ve yüzerken eşsiz manzarayı seyrediyoruz. Hani ilk kez bir yere gidersiniz de bir çok şey benzer görünse de orası size daha güzel gelir.
Bu ada ilk plajda bile bize henüz fazla bir yerini gezmesek de çok beğeneceğimizin ipuçlarını veriyor.Yüzdükten sonra arabamıza binip çok yakındaki Agia Eleni Plajına baksak da sanırım diğerine çok yakın olduğundan bir başka plaja gitmek için yola çıkıyoruz.Geldiğimiz Troulos plajında şemsiye şezlong bu ada geneli gibi ücretli ( 8 € ) ,biz katlanır sandalyelerimizi alıp çam ağaçlarının altına açıyoruz.

Adalar arası feribotlar nasıl pratik ve hızlıysa bizimde arabadan sandalye çıkarma, taşıma,açma,kapama hızımız hiç fena görünmüyor.Deniz ve doğa bu plajda da çok güzel .Yüzdükten sonra toplanıp tepeden resimdeki gibi görülen
muhteşem koydaki Vromolimnos plajına gidiyoruz. Burası çok büyük 2 koydan oluşan bir yer,aracımızı parkedip voleybol sahasının yanından bir tanesine giriyor yine ağaçların gölgesine şezlonglarımızı koyup oturuyor yanımızda getirdiğimiz bir şeyler içiyor ve '' ne güzel bir adaya geldik '' demekten kendimizi alamıyoruz.
Burada da yüzüyoruz.Kalacağımız apartın sahibi arıyor ve odamızın hazır olduğunu söylüyor.Saat 18:00'i geçtiğinden odaya yerleşip şehir merkezini dolaşmak istiyoruz.Odamıza gelince basit,her türlü ihtiyacı karşılayacak şekilde dizayn edilmiş muhteşem deniz manzaralı bir yer olduğunu görüyoruz.
Yerleşip şehir merkezine iniyoruz.Bulunduğumuz yerden pek çok insan yürüyerek şehir merkezine gitse de biz bayağı yorulduğumuzdan enerjimizi şehri gezmeye ayırmak istiyor ve araçla gidiyoruz. Şehir merkezi nin üst kısımlarında bayağı dolaşsak da park yerleri hep dolu görünüyor.Bu arada adada araç park etmek ücretsiz.Biraz dolaştıktan sonra bir aracın çıktığını görünce park ediyor ve yokuş aşağı yürüyerek şehre geliyoruz.
Şehir merkezindeki ara sokaklar Muğla Dalyan'ı andırıyor.Karnımız çok acıktığından restoran menülerini inceliyoruz.
Sahile yakın ara sokakların birinde çok kalabalık bir restoran görünce garson'u buluyoruz.
Oda bize zar zor bir masa ayarlıyor.Tamamen et üzerine olan bir restoran'da Kuzu çevirmenin bizdeki market satış fiyatının altında olduğunu görünce denemek istiyoruz.
Kiloyla satıyorlar.Garson'a '' yarım kiloyla doyar mıyız '' deyince garson fazla bile gelir gibisine gülüyor.
Gerçekten yağsız ve sanırım pişmiş haliyle yarım kilo olan porsiyon en az 3 kişiyi ,belki de 4 kişiyi doyurabilecek büyüklükte ve tadı olağanüstü.Bu muhteşem yemeğe 1/2 Litre beyaz şarapla birlikte 22 € ödüyoruz.
Skiathos adası çok şık ,kalabalık ve İngiliz turist ağırlıklı bir yer, fiyat rekabeti Skopelos adasına göre daha fazla olduğundan yiyecek fiyatları daha ucuz.Yemek sonrası sahile iniyor ve yürüyoruz.Biraz ileriden müzik sesleri gelince o tarafa yöneliyoruz.Meydanın bir tarafında halk oyunları ekibi oldukça büyük bir kalabalığa gösteri yapıyor.

Biraz izledikten sonra dondurmacıya uğrayıp dondurma alıyor,sokakları gezmeye devam ediyoruz.Bodrum barlar sokağı benzeri bazı sokaklara giriyoruz.Burada çoğunlukla restoranlar,tavernalar yer alıyor.Bu ada o kadar güzel ki çok yorgun olmamıza rağmen her sokakta karşımıza farklı şeyler çıkınca oradan oraya gezip duruyoruz.
Sahilde tekne turu için konuşuyoruz.Aslında süremiz kısıtlı olduğundan pansiyon sahibine sohbet ederken '' adada sizce hangi plajlara gidebiliriz '' diye sormuş ve '' karadan gidilmeyen bazı plajlar ve çevre küçük adalara giden turlar var '' '' Büyük tekneleri tercih edin ,onların fiyatları daha ucuz (20 €) '' cevabını almıştık.Bir teknenin programını inceleyip
yarın geliriz diyor ve odamıza dönüp uyuyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder