5.Gün Rodosu Özlemişiz

Sabah kahvaltı sonrası saat 9 gibi Rodos 'a iniyoruz . En yakın rent a car ' a gidip fiyat soruyoruz . Bir yeri gezmek için kısa bir zamanınız varsa süre fiyat kadar önemli olabiliyor . Kısa sürede , gemiye yakın bir yerden araç bulabilmek daha önemli oluyor . Rent a car şirketindekiler sıcakkanlı , güleryüzlü ve profesyonel insanlar . Rent a car mağazasının işletmecisine Biz 2 yıl önce 35 Euro 'ya araba kiralamıştık diyince , o fiyata bu mevsimde araba bulursanız ödemeyi ben yapıcam diyor ve günlük 55 Euro 'ya bir fiat Punto kiralıyor ve Lindos 'a doğru yola çıkıyoruz .

Bu gün Lindos 'ta denize girmeyi , önceki gelişimizde tadını unutamadığımız , ismini hatırlamadığımız daha güneydeki ıssız koydaki salaş restoranda deniz ürünleri yemeyi ve tenha , uçsuz bucaksız plajında yüzmeyi , daha sonra vakit kalırsa keşfetmediğimiz bir iki plajda daha yüzüp , Faliraki plajına bir uğramayı , (Geminin turu Falirakiye yapılıyor), Akvaryum plajında yüzmeyi , dedemin evine bakmayı , sonrasında kale içinde dolaşmayı düşünüyoruz .

Resim yazısı ekle
Toplam süremiz ise 10 saat . Lindos 'a 40 km .Lik bir yolculktan sonra ulaşıyoruz . Yolda önceki gelişimizde inşaat halinde olan otellerin açıldığını , yolların bir kısmının otobana çevrildiğini görüyoruz . Lindos 'ta biraz tepede ücretsiz park yerleri olsada ,plajın arkasında günlük 3 Euro 'ya park yeri bulunca hemen duruyoruz . Çünkü hava çok sıcak .Adalarda gördüğümüz ücretli tek park burasıydı . Kumsal ve deniz çok güzel . 1 saat yüzüp sonra daha önceki gelişimizde tadını hala unutamadığımız ahtapot yediğimiz salaş restoranı bulmak için güneye doğru yola çıkıyoruz .

Lindos 'tan 20 km. kadar aşağıda aradığımız aşağıda resmi görünen Genadi 'de ıssız bir plajdaki eşsiz ahtapot ve deniz ürünleri yapan salaş restoranı buluyoruz . Aslında burada 2 restoran var . İkiside salaş , ikiside balık restoranı ,fiyatları benzer , bizimkisi daha tenha diğerinde 5 - 6 masa dolu .

Diğerini denesek mi diye düşünüyoruz . Ama biz burada yediğimiz lokum gibi ahtapot 'un tadını unutamamış , bunun için 60 km. yol gelmiştik .

O yüzden bildiğimiz restorana giriyoruz . Yaşlı amca yine orada ve yine pek ilgili görünmüyor . Ona biz buraya 2 yıl önce gelmiştik diyince iyi diyor , menü getiriyor ve masamızın temiz fakat kenarı yırtılmış Rodos haritalı örtüsünü değiştiriyor . yemeklerin detayını öğrenmek isteyince gülümseyerek eşim ingilizce biliyor diyerek eşini çağırıyor .

Burada zaman sanki 2 yıl önceye geri çekilmiş . Restorancı amcanın üzerinde benzer bir tshirt var , torunları ve arkadaşları olduğunu sandığımız masada yine gülüşüyorlar yalnız çocuklar biraz büyümüşler . Tesisatçı gibi genç bir adam arka masada birasını yudumluyor . Plaj ise biraz daha kalabalık . 2 yıl önce yalnızca biz ve bir anneyle çocuğu vardı . Önce biraz yüzüyoruz , sonrasında yemeğe geçiyoruz , 5 çeşit deniz ürünü ve içecek için 50 Euro hesap ödüyoruz .

Ahtapot , soslu midye , deniz ürünlü makarna ve yanında püre olan balık yine olağanüstü güzelllikte . Balığın yanında süt , peynir ve sarımsak katılmış bir patates püresi geliyorki bu püreyi yemek için Rodos a tekrar gelirsem 60 km . lik yolu tekrar gidebilirim .

Bir an ben burada ailemle birlikte bir hayat boyu kalabilirim diye düşünüyorum .

Rodosta ve diğer adalarda her yer halka açık plaj görünümünde . Hepsine uğramak istesekte bunun için haftalar gerekli , bizimse yalnız saatlerimiz var . Gözümüze kestirdiğimiz aşağıda resmi görülen plaja giriyoruz . Güzel bir kumsal , deniz ,salaş bir cafe ve fazla kalabalık değil . Biraz yüzüp aşağıdaki resimdeki Faliraki Plajına gidiyoruz .
Burası çok kalabalık ve popüler bir yer . Fakat biz daha önceki gelşimizde de yaptığımız gibi bir kaç resim çekip oradan ayrılıyoruz . Gidecek çok yerimiz var .

Bu arada Rodosta yiyecek içecek alışverişi düşünüyorsanız Falirakiden çıktıktan bir kaç km. sonra büyük bir iki süpermarket yer alıyor . Rodos şehir içinde büyük market bulunmuyor . Böylece çok sayıda esnaf iş yapabiliyor ve bu durum kazancın daha yaygın paylaşımı anlamına geliyor , bir çeşit küçük esnaf desteği diyebiliriz . Şehir dışı marketlerde çok çeşidi bir arada bulabilirsiniz . Sağdaki ve aşağıdaki resimdeki Akvaryum Plajı Rodos adasının en güzel plajlarından birisi . Bu mevsimde çok kalabalık oluyor . Bir tarafta insanlar güneşlenip denize girerken , bazı gençler plajda voleybol oynuyor .

Eğlenceli bir ortam .

Aslında Rodosa geçen geldiğimizde tesadüfen yolda tanıştığımız ihtiyar delikanlı Mehmet amca ve eşini çok özlemiştik .

Yolda yürürken eşimle Türkçe konuşuyorduk , Mehmet amca yanımıza geldi ve nereli olduğumuzu sordu . Türküz deyince yarım saat sohbet ettik ve iki kez evinde eşinin kahvesini içtik .

Hikayesi bir çok göçmenin hayatı gibi oldukça hüzün vericiydi . Ailesi 1897 yılında Giritten katliamdan kaçarak Rodos 'a gelmiş ve kötü anıları olduğundan bir daha oraya hiç gitmemişler . 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sırasında ise köylüler bulundukları semtin iki km. yakınına kadar ellerinde bıçak ve satırlarla yaklaşmışlar . Mehmet amca bazı yakın komşularımız bile o dönemde bize düşman olmuştu diyor . Ecevit 'in ''Bir Türkün kılına zarar gelirse adalara gireriz '' demesi üzerine köylüler çekilmiş .

Bu da yakın tarihin canlı tanığı sevgili Mehmet amcanın bir anısı . Biz biraz yüzüp dedemin eski evine bakmaya gidiyoruz .

Ailemin Rodostaki hayatı ve eviyle ilgili çok hikaye dinlemiştim . Onlarda göçmen ve doğdukları yerden zorla uzaklaştırılmışlar ve özlem duyuyorlardı . Evin son halini görmek istedik .

Rodosun iyi korunmuş kale içinde çok sayıda turistik cafe , restoran ve mağazalar bulunuyor . Biraz dolaştık ,daha önceden tanıdığımız bir dükkana uğradık , alışveriş yaptık ,sonra meydandaki bir cafede dondurma yedik .

Bu gelişimizde süre yetersizliğinden gidemesekte adanın 110 km. güney ucundaki sörfçülerin merkezi kumburnu ( Prasonisis )çok güzel bir yer . Yalnızca salaş bir cafe ve uzun kumsallar var .

Sevgili Rodostan ayrılma vaktimiz yaklaşıyordu , arabamızı alıp rent a car firmasına bıraktık ve gemiye döndük .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder