Chiavari etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Chiavari etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Bugün Cenova 'dan Ayrılıp Portofino 'ya Uğrayıp Chiavari' ye Gideceğiz.

Genova 'da Merkezi bir yerdeki otelimizin kahvaltısı çok zengin olmasa da yeterliydi.
Kahvaltı sonrası önce sahildeki parka uğruyor ,
bir ağaçta gördüğümüz dutlardan doyasıya yiyoruz.
Parka yakın bir yerde birtürlü anlamlandıramadığımız heykeli inceleyip şehirden ayrılıyoruz.
Bu günkü ilk durağımız Bogliasco 'da kalabalık bir plaj oluyor.
Hava çok sıcak olduğundan sanki herkes denize gelmiş . Burada merkezi bir yerdeki araç park yerini umutsuzca dolaşırken bulunca çok mutlu olduk.
Denizde yüzdükten sonra biraz çevreye baksak da sıcakta pek gezilmiyor .
Bizdeki gibi sahil kasabalarında akşamüstü insanların incik boncuk ,şekerleme aldığı pazar yerine bakıyor ,
bir sonraki durağımız Sori 'ye doğru yola çıkıyoruz.
Sori 'de kendimizi yine plaja atıyor ,
yüzdükten sonra Recco 'ya geçiyor , burada biraz resim çekip
peri masallarındaki kasabalara benzeyen Camogli'ye geliyoruz.
Bu sahil kasabası ilginç tarihi yapılarıyla bizi oldukça etkiliyor. Önce hava çok sıcak olmasına rağmen sokakları geziyoruz.
Burada araçlar üst yola girebiliyor .Bu yolu takip edip kasabanın sonuna kadar yürüyor ,böylece sahile iniyoruz.
Bu kez sahil yolunu takip ederek geldiğimiz yöne geri dönüyoruz.
Plajların birine girip eşyalarımızı bırakıp yüzüyoruz. Plaj çok kalabalık olduğundan denize ilerlerken güneşlenen insanların üzerine basmamaya dikkat etmek gerekiyor.
Yüzdükten sonra bu eşsiz tarih ve doğayı biraz daha izleyebilmek için bir cafe 'ye oturup cappucino içiyoruz.
  Camogli 'den ayrılıp Portofino 'ya doğru ilerliyoruz.
Bölgenin tepeden görüntüsü etkileyici . Yeşille mavinin birleştiğini fark edebiliyorsunuz.
Fazla turistik ve popüler olan yerlerde otopark yeri bulmak hem zor hem de pahalı olduğundan çok umutlu olmasak da
yukarıya doğru bir yerde nisbeten uygun fiyatlı bir kapalı otopark görünce hemen o yöne ilerliyoruz. Şehrin girişi bol ağaçlı ve etkileyici.
Bu otoparkı bulamasak şehri göremeden geri dönecektik. Çünkü polisler aracın  yol kenarında bırakılmasına izin vermiyordu. Şarkılara konu olan Portofino şık butikleri ,
tertemiz sokakları ,
deniz kenarı ve meydandaki güzel cafeleri ,
çiçekli balkonları ile
büyük bir yer olmasa da insan üzerinde bir etki bırakıyordu. Bana göre en güzel yeri deniz kenarı cafeleri idi. Cafeler çok basit yapılmış gibi görünse de şıklık hissediliyordu.Çok nadir yaptığım bir şey olsa da bana şık gelen bu ortamda cafelerin resmini çekmeye çekindim ve yalnızca meydana yakın bir tanesinin fotoğrafını  çekebildim.
Buradaki cafelerin hissettirdiği Bodrum da Mavi Bar 'ın denize sıfırı olanları gibi olmasına benzerdi sanırım.Sokaklarında dolaştık , alışveriş dükkanlarına baktık ,
cafelerin olduğu bölgeyi gezdik. Bu cafelerin birinde oturmak eminim çok dinlendirici olacaktı ,
fakat akşamüstü olmuş ve bizim gece kalacağımız kasabaya bayağı mesafe vardı. Bir de yolda beğendiğimiz yerlerde denize girersek geç kalacağımızdan Portofino 'dan ayrılarak gelirken yolda gördüğümüz Santa Margiret 'e doğru yola çıktık.
Ama siz Portofino 'ya giderseniz sahilde cafelerin birinde benim içinde bir şeyler için. Güzel koylardan geçerek Santa Margiret 'e doğru ilerliyoruz.
Santa Margiret 'e geldiğimizde aracımıza bir park yeri bulmamız gerekiyor.
Her yer dolu. İtalyanlar bu konuda da bize çok benziyor , yani bir park yeri boşalsa orayı gözleyen birileri hemen dolduruyor. Ama biz de Türkler olarak bu konuda İtalyanların kendi sahasında onlarla başa çıkabiliriz diye düşünüyor ve ilk boşalan parklardan birine hızlıca aracımızı çekiyoruz. Park ettikten sonra burasının klasiklerinden Santa in Love koltuğunda resim çekiyor
ve kalabalık plajda uygun bir yer bulma arayışına giriyoruz.
Burada günlük tekne turları da yapılıyor .
Denizde yüzdükten sonra biraz etrafı geziyor ,
sonrasında gece konaklayacağımız Chiavariye doğru yola koyuluyoruz.
Chiavari 'ye ulaştığımızda otelimize eşyaları bırakıp kendimizi dışarıya atıyoruz.
Bu konaklama noktamız ile önceden hiç bir fikrimiz olmasa da beklentimizin üzerinde güzellikteki bir yerle karşılaşıyoruz.
Sahilde yürüyerek çevreyi keşfetmeye başlıyoruz.
Deniz kenarında fıskiyeli süs havuzları dikkatimizi çekiyor , bir bölümü basit bir mendirekle çevrilmiş plaj sakin bir deniz görüntüsü veriyor.
Burada günbatımının da etkileyici olduğunu fark ediyoruz. Karnımız acıkmaya başladı , sahildeki ve arka sokaktaki restoranlara bakıyoruz. Bir tanesi çok kalabalık ve yer bulamıyoruz. Tekrar sahile dönüp en güzel manzaralı olan restoran 'ın menüsünü inceliyoruz. Avrupa 'nın genelinde karşılaştığımız gibi İtalya 'da da  menüye bakmak isteyince hemen getiriyorlar ve kimse sizi , orada oturmaya zorlamıyor , bu restoranın menüsünü beğeniyoruz , fiyatlarıda arka sokaktakilere göre çok farklı olmayınca en güzel manzaralı masaya oturuyoruz.
Yemek olarak kırmızı şarap eşliğinde deniz ürünlü pizza
ve deniz ürünlü makarna siparişi veriyoruz.
Karnımız çok acıkmış olsa da yemeği beklerken gün batımına dalınca açlığımızı unutuyoruz.
Yemek sonrası yürüyüş yapıyoruz. İtalya 'nın bir çok yerinde olduğu gibi burada da kukla tiyatrosu var. İtalyanca olsa da biraz izliyoruz.
Bu gün bayağı yorulduk. Odamıza gidip uyuyoruz.

İtalya 'da Kahvaltı Sonrası Chiavari'den Ayrılıp Sestri Levante , Levanto , Portovenere ve La Spezia 'ya Uğrayarak Viareggio'ya Gideceğiz.

Chiavari 'de kaldığımız otel ve kahvaltısından memnun kalarak ayrılıyoruz.
Saat sabah 10 olsa da hava çok sıcak . Sestri Levante 'ye gelince uçsuz bucaksız gibi görünen , berrak bir suya sahip çakıl taşlı sevimli bir plajla karşılaşıyoruz.
Burada sahil çakıl taşlı olsa da denizin dibi kumla kaplı .Tertemiz denizde serinledikten sonra tekrar yola çıkıyoruz. Biz bu tatilimizde genelde her tatilimiz de yaptığımız gibi ana rota dışında denize girmek veya uğramak için herhangi bir yer belirlemiyoruz.Neresini daha çok beğenirsek oraya uğruyor , bir park yeri bulup aracımızı park ediyor , yüzüyor veya geziyoruz. Yalnız İtalya 'nın batı sahilleri çok sayıda güzel plajlara ev sahipliği yaptığından rotamızda oldukça yavaş ilerliyoruz. Bir marinanın yanından geçtikten sonra
yol üzerinde İtalya 'nın büyük marketlerinden Coop 'a uğrayıp su, soda , meyva suyu ve biraz da bisküvi alıyor tekrar yola çıkıyoruz.
Hava çok sıcak olduğundan günde 1-2 litre arası sıvı tüketiyoruz. Bu günkü 2. durağımız , oldukça yüksek bir tepeyi tırmanmayı gerektiren Levanto oluyor. Çam ağaçlarının eşsiz kokusu eşliğinde manzarayı izliyor.
Buradan ayrılıp Porto Venere sahiline iniyoruz. Burada yine uçsuz bucaksız bir plaj var ve çok kalabalık görünüyor.
Burada ücretli ve ücretsiz plajlar bulunuyor.
Ücretli plajın olduğu yerde şezlong , şemsiye almadan ücretsiz olarak denize girme olanağınız bulunuyor.Çevrede plaj cafe-bar 'ları size bir şeyler atıştırma imkanı da veriyor.
Bu sıcakta canımız yemek yemek istemediğinden günü marketten aldığımız bisküvi gibi şeylerle atıştırarak geçiriyoruz.La Spezia 'ya geldiğimizde güzel bir manzara yanı sıra
deniz ve plajla karşılaşınca sahile doğru yöneliyor
, plaja inip denize giriyoruz.
La Spezia 'dan bu gece konaklayacağımız Viareggio 'daki şirin butik otelimize geldiğimizde bir sürprizle karşılaşıyoruz.
Otel sahibi ve karısı biz gelince çok seviniyorlar ve büyük bir ilgiyle karşılıyorlar.
Tabi biz de bu duruma çok şaşırıyoruz. Otelcinin oğlu turist rehberiymiş ve Türkiye 'ye turist götürüyormuş . Sanırım bu nedenle bizi görünce sanki oğullarını görmüş gibi hissettiklerini hissettik . Bize otelin teraslı en güzel odasını verdiler .
Bu aile bence biz Türkleri çok sevmiş , normalden fazla bir şekilde bize ilgi gösterdiler. Odamızın güzel terasında biraz keyif yapmak için yerel bir marketten alışveriş yapıp akşam yemeğini odamızda yemeğe karar veriyoruz.
Marketin şarküterisinden akşam yemeğimiz için pişmiş enginar , patlıcan , peynir ,sebzeli soğuk bir pilav , pastırma , mücverimsi bir şey ve içecek olarak kırmızı şarap ve soda alıp odamızın verandasına dönüyor , güzel bir sofra kuruyoruz.
Otelin bulunduğu bölge yerel bir mahalle izlenimi veriyor. Yemek yerken biraz da insanların kültürünü anlamaya çalışıyoruz.
Yemek sonrası dışarı çıkıp çevreyi keşfetmek istiyoruz. Otelin karşısındaki yoldan bir koruya girip kısa bir süre yürüdükten sonra İzmir Fuarı 'nın lunaparkına benzeyen bir yere çıkıyoruz.
Burada çocukları mutlu edecek çeşit çeşit bisikletler dikkat çekiyor.
Oradan sahile doğru yürümeye devam edince Miami caddeleri gibi bir caddeye çıkıyoruz.
Caddenin çok geniş ve uzun olması Toskana bölgesindeki bu tatil beldesinin bayağı büyük bir yer olduğu izlenimi veriyor. Cadde boyunca bir yanda şık oteller yer alırken diğer tarafta cafeler, dondurmacılar , tiyatro,
restoranlar , hediyelik eşya satan dükkanlar bulunuyor.
Doğrusu biraz önce içinde lunapark bulunan korudan geçerken böyle bir caddenin karşımıza çokması bizi çok şaşırttı. Kendi halinde bir tatil kasabasına geldiğimizi sanırken meğer ki şık ve büyük bir tatil merkezine gelmişiz. Bu büyük caddenin sahil tarafında ise her biri uçsuz bucaksız izlenimi veren 20 kadar beach yer alıyor. Önünde kuyruk olan bir dondurmacıya girip
dondurma ve sorbe alıp caddeyi boydan boya yürüyoruz.
Uzun ve geniş cadde de 1 km. kadar yürüdükten sonra Amsterdam kanallarına benzer bir kanala gelince
Viareggio 'nun nasıl bir şehir olduğunu tanımlama konusunda kafamız iyice karışıyor .Aç olsaydık kanaldaki teknedeki balıkçıdan bir şeyler yerdik diye düşünüyoruz.
Saat geç oldu , şimdi odaya gidip uyusak 'da sabah Toskana bölgesindeki diğer kasabalara doğru yola çıkmadan erkenden buraya gelip gündüz gözüyle anlamaya çalışacağım.