İtalya'da Bologna Şehrini Gezeceğiz

Bologna'daki ilk sabahımızda otelde kahvaltı edeceğiz.
İlk İtalya seyahatlerimizde daha farklı İtalyan yemekleri denemek için pek acıkmamış olduğumuzda 3 öğün yemek yesek de bir süredir iyi bir kahvaltı sonrası bazen öğleyin yemek yemeden bir şeyler atıştırıp akşam yemek yiyoruz.Bu yüzden diğer kriterlerimiz yanı sıra otelde iyi bir kahvaltı varsa tercih ediyoruz.İtalyanlar kahvaltı da bir kruvasan yanında içecek olarak kahveyle bu öğünü geçirdikleri için dışarıda kahvaltı etmenin bize göre fazla cazibesi bulunmuyor.İstisnası güzel sandviçlerinden birini denemek olabilir.Bu sandviçler gerçekten en iyi yemekler kadar güzel olabiliyor.Kahvaltı sonrası dışarıya çıkıp yürüyerek Mercato Delle Erbe'ye (Orta Pazar) geliyor ve turistik restoranların yan tarafındaki kapalı pazar yerinde dolaşmaya başlıyoruz.
Sebze ve meyveler o kadar taze ki dönüşte bazılarından alıp Türkiye'ye götüreceğiz.
Biz İstanbul'da yaşıyoruz.İzmir,Antalya,Antakya ve gittiğimiz her yerde mümkünse pazar yerlerini geziyoruz.Bu şehirlerin hepsinde İstanbul'a göre sebze meyve daha taze oluyor.Ancak burası biraz daha farklı sanki veya belki tarladan yeni toplanmış gibiler.Balık reyonlarını da inceledikten sonra
San Francesco Bazilikasının yanından yürüyerek devam ediyor Giardini Margherita'ya (Margherita Bahçeleri) geliyoruz.
Burası büyük, yüksek ağaçlara sahip ,fıskiyeli büyük süs havuzu bulunan şehirde görülmesi gereken bir yer.
Biraz parkı gezdikten sonra Chalet Dei Giardini Margherita'da göl manzaralı bir masada oturup kahve eşliğinde pasta yiyoruz.
Buradaki manzara insanı dinlendiriyor.Oradan ayrılıp yürüyerek şehre dönüyor
Piazza Santo Stefano civarında dolaştıktan sonra Piazza Maggiore'de bir cafede oturup bira ve patatesle kendimizi ödüllendiriyoruz.
Önemli bir üniversite şehri olan Bologna'da bir çok öğrenci önünde kuyruk olan pizzacıdan tanesi 2 € 'ya satılan pizzalar alıp meydanda yerde oturarak yiyorlar,
öyle ki koca meydanda yerde oturup pizza yiyenlerin sayısı cafelerde oturanlardan daha fazla görülüyor.Biz de bu pizza neymiş diye merak edip pizza kutularını takip ederek yeri bulsak da o kadar kalabalık ki kuyrukta vakit kaybetmek istemediğimizden başka bir pizzacıdan dilim pizza alıp yiyor,
Venedik Penceresine geçiyoruz.Bu pencerenin bulunduğu yerde ufak metal delikten bakınca Venedik gibi bir kanalla karşılaşıyorsunuz.
Oraya gelinceye kadar böyle bir manzara beklemediğiniz için insana şaşırtıcı geliyor.Oradan Biblioteca Salaborsa'ya (Salaborsa Kütüphanesi) geçiyoruz.
Cam zemin üzerinde yürünerek aşağıdaki tarihi eserlerin izlenebildiği , üstü kütüphane olan ilginç ve bir kütüphaneden fazlasına sahip görülesi bir yer.
Dışarıya çıkınca havanın kararmak üzere olduğunu farkediyor,
akşam yemeği için bir gün önceden gözümüze kestirdiğimiz Mercato di Mezzo 'ya gidiyoruz.
Burası yerlilerde gitse,fast food tarzı turistik ve ucuz olmayan ,farklı yerel yiyeceklerin de bulunduğu bir yer.
Bir kaç yerin yemeklerini inceledikten sonra deniz ürünleri yemeye karar veriyoruz.
Gün içinde bayağı atıştırdığımız için kırmızı şarap eşliğinde Karides ve Kalamar tabağı alıp bir yer bulup oturuyoruz.
Yerliler,öğrenciler ,turistler,etraf çok kalabalık.İnsanlar yemek yiyip ayrılıyor ve yenileri geliyor.Yemek sonrası yürüyerek otelimize dönüyoruz.

Yarın otostop yapmak zorunda kalmak, belediye otobüsüne biletsiz binmek (Şöförün onayıyla) gibi maceralar da yaşadığımız Formula yarışlarının yapıldığı Imola şehrine ve yakınındaki turistik ve çok ilginç Dozza köyüne gideceğiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder