Bu gün Adrasan 'dan Finike , Demre , Kekova ,Kale Ve Kaş 'a Gidiyoruz

Sabah erkenden kalkıp yürüyüşe çıkıyoruz . Issız Adrasan sahili ve eşsiz manzarası insanı dinlendiriyor .
Yürüyüş yapan insanların birbirini selamlaması ise medeniyet hakkında ipuçları veriyor .
Yürüyüş yaparken bu gün hava kapalı göründüğünden geze geze Kaş 'a kadar gitme kararı veriyoruz.
Yol üzerinde Kumluca 'da uçsuz bucaksız seraların yanından geçiyoruz . Daha sonra Finike 'de çiseleyen yağmur altında sahilde dolaşıyoruz.
Yol üzerinde çok güzel koylarla karşılaşıyor ,
Demreye gelince Noel Baba (Aziz Nicholas)'nın evi yanısıra
kaya mezarlarını uzaktan izleyip
sahil tarafına geliyoruz. Sahil çok güzel fakat sağanak yağmur altına arabadan çıkamıyoruz .
Bir süre sonra Kekova'ya geldiğimizde yağmur hızını iyice arttırıyor .Yağışa rağmen etrafta çok sayıda turist ve tur otobüsleri göze çarpıyor.
Biraz dolaştıktan sonra arabamızı bir yere park ederken önce parkçı sandığımız bir adam yanımıza yaklaşıyor. Camı açıp burada park parası olurmu diyecekken ''Abi Kekova tekne turuna gelirmisiniz '' demesi bize önce kamera şakası gibi geliyor . Etrafa baktığımızda ise sağanak yağış altında bile tekne turuna çıkanlar olduğunu görüyoruz .
Islanmamak için sahilde gördüğümüz bir restorana giriyoruz. Burası genelde turist gruplarına hizmet veriyor .
Yağmur hafiflemeyince sahildeki salaş cafede oturup kahvelerimizi yudumlarken bu havanın tadını çıkarıyoruz.
Burası bu havada böyleyse açık bir havada tadına doyum olmaz diyerek ayrılıyor , cennetin bir diğer adı olan Üçağız 'a geliyor ve Türkiyemizin şu ana kadar görmediğimiz yeni yerlerinin güzellikleri karşısında şaşkına dönüyoruz .
Burada önce sahile arabamızı parkediyor ,
çevreyi dolaşıyoruz.
Burası çok küçük bir yer olsa da güzellikleri çok büyük .
Sahilde dolaşırken Sabancı Pastanesinin minibüsüyle karşılaşıyor ve bu minibüs pastaneler başka yerlerde de rastlıyoruz .
Burada kısa ve uzun tur yapan teknelerde bulunuyor .
Karnımız da acıktığından hayran hayran etrafa bakarken yemek yiyecek bir restorana da bakıyor ,
denizin üstündeki bir restoranı tercih ediyoruz .
Balık tezgahındaki balıklara bakıp 2 kişilik bir Akya için 35 TL 'ye anlaşıyoruz .
Balığın yanında güzel bir salata ve 2 kadeh şarapla birlikte eşsiz manzaranında fiyata dahil olduğu bu ziyafete toplam 65 TL ödüyoruz.
Yemek sonrası daha önce gördüğümüz gezgin Sabancı pastanesinden tatlı yemeyi düşünsekte tatlıcıyı bıraktığımız yerde bulamıyor ,
Üçağız sokaklarında dolaştıktan sonra Kaş 'a doğru yola çıkıyoruz .
Kaş 'a yaklaşırken bizdeki ilk izlenimim dünyada böyle güzel yerler olabilir mi şeklinde oluyor .
Sahilde bir yere parkediyor , şık sokaklarında dolaşıyoruz .
Hava yağmurlu olsa da etraf oldukça kalabalık görünüyor .
Sağanak yağmur altında sahilde balık tutanların yanısıra
yüzenler de var .
Kaş ' a 2 km. mesafedeki Meis adası yüzerek gidilebilecek yakınlıkta görünüyor .
Eşsiz manzaraları izleyerek arabayla yarımadayı dolaşıyor ,
sağanak yağmur altında batan bir güneşe ilk defa şahit oluyoruz .
Bu gün öyle güzelliklerle karşılaştık ki kendimizi bir rüyada hissederek gecenin ilerlemiş bir saatinde sağanak yağmur altında Adrasan 'a geri dönüyoruz .

2 yorum:

  1. Aynı duyguları ben 3 sene önce yasadım ve şimdi hersene gidıyoruz

    YanıtlaSil
  2. Aynı duguları faaliyetı 3 sene önce yaptık eşim ve kızımla bayıldıkk..şimdi hersene ugrarız kaş kekova adrasan....

    YanıtlaSil