Bu 20 günlük tatilimizde Çeşmeden Gökçeadaya kadar Egenin kuzeyini keşfedeceğiz . Otomobille yapacağımız bu turda nereyi güzel görürsek uğramayı ve orada konaklamayı düşünüyoruz .
Tabi bulunmaktan hoşlandığımız güzel İzmire uğramayı ihmal etmeyeceğiz . Çünkü bu şehrin havasını hissetmek bir ömre bedel.
Yol üzerinde Akhisardan geçerken süper lige çıkan Akhisar Belediyesporu selamlıyor ,
tatilimizin başlangıcı olan İzmire ulaşıyoruz .
41 farklı yere uğradığımız 20 günlük Kuzey Ege tatilimizi ne kadarlık bir harcamayla tamamladığımızı duyduğunuzda oldukça şaşıracaksınız .
Yarın Seferihisara da uğrayarak Karaburuna geçeceğiz. Tatilimizin nasıl geçeceğini bende merak ediyorum .
Roma Antakya Rio MALI Tokyo Gökçeada Budva AVRUPA Kho Samui KEŞFEDİLMEMİŞ YERLER Santiago G.AMERİKA Amsterdam Londra NEPAL Hopa Moskova AVUSTRAlYA Pekin K.AMERIKA Kars NewYork Rodos Bali KEŞFEDİLMEMİŞ TATİLLER Melbourne AFRIKA Katmandu Santiago HINDISTAN Maca Pichu Sao Paulo Izmir Utrecht St.Petersburg Antalya Shangai Baku Askabat Caracas Lima Split Montreal Artvin Budapeste Bruksel Nairobi KUBA San Diego Sidney
Kuzey Ege Tatili etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kuzey Ege Tatili etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İzmirden Balıklıova Ve Seferihisara Uğrayarak Karaburuna Gidiyoruz
Öğlene doğru İzmirden Balıklıovaya doğru yola çıkıyoruz .
Burası İzmir Karaburun yolunda Çeşme kavşağından yaklaşık 10 km. sonra ulaşılan şirin bir sahil köyü . Balıklıovaya ulaştığımızda sakin ve tertemiz deniz bizi karşılıyor .
Önce bir şeyler mi yesek , sonra mı yüzsek derken olağanüstü güzellikteki deniz bizi kendisine çekiyor , kendimizi ılık sularda buluyoruz .
Yüzdükten sonra karnımız epeyce acıktığından kendimizi tahta iskeledeki masalardan birine atıyor , kalamar , midye , patates kızartması ve bira siparişi veriyoruz . Yemek sonrası Seferihisar 'a doğru yola çıkıyor , İzmirli arkadaşlarımızla onların önerdiği bir plajda buluşuyoruz .
Hava çok sıcak olduğundan kendimizi serin sulara atıyoruz .
Seferihisarın denizi serin ve çok berrak . Doğası ise muhteşem .
Geldiğimiz beach çok şık ,servis çok iyi ve bir aile ortamı sözkonusu ,
fiyatlarsa İstanbul ve Çeşmeye göre oldukça uygun .
Biraz yüzme biraz sohbet derken havanın karardığını bile farkedemiyoruz. Gece Karaburuna geçip yarın Ardıç ve Mordoğan 'a gideceğiz .
Burası İzmir Karaburun yolunda Çeşme kavşağından yaklaşık 10 km. sonra ulaşılan şirin bir sahil köyü . Balıklıovaya ulaştığımızda sakin ve tertemiz deniz bizi karşılıyor .
Önce bir şeyler mi yesek , sonra mı yüzsek derken olağanüstü güzellikteki deniz bizi kendisine çekiyor , kendimizi ılık sularda buluyoruz .
Yüzdükten sonra karnımız epeyce acıktığından kendimizi tahta iskeledeki masalardan birine atıyor , kalamar , midye , patates kızartması ve bira siparişi veriyoruz . Yemek sonrası Seferihisar 'a doğru yola çıkıyor , İzmirli arkadaşlarımızla onların önerdiği bir plajda buluşuyoruz .
Hava çok sıcak olduğundan kendimizi serin sulara atıyoruz .
Seferihisarın denizi serin ve çok berrak . Doğası ise muhteşem .
Geldiğimiz beach çok şık ,servis çok iyi ve bir aile ortamı sözkonusu ,
fiyatlarsa İstanbul ve Çeşmeye göre oldukça uygun .
Biraz yüzme biraz sohbet derken havanın karardığını bile farkedemiyoruz. Gece Karaburuna geçip yarın Ardıç ve Mordoğan 'a gideceğiz .
Karaburunda Ardıç Ve Mordoğan Koylarına Gideceğiz
Karaburunda masmavi bir gökyüzüne uyandık , hava açık , belliki sıcak olacak bu yüzden önce Ardıç koyuna gitmeye karar verdik .
Karaburuna yaklaşık 10 km. mesafedeki Ardıç koyuna yaklaştıkça isabetli bir karar verdiğimizi düşünmeye başladık. Çünkü burasının dalgalı denizi rüzgar olduğu anlamına geliyordu . Eşyalarımızı kumsala , kendimizi serin sulara bıraktık . Yarım saat yüzdükten sonra kumsaldan geçen mısırcıyı gördük ve tanesi 2 TL 'den mısır aldık .
Sıcak havada rüzgarlı bir plaj bize iyi geldi .
Öğle yemeği için plajın yanındaki salaş cafeye gittik ,Kumru yedik .
Yemek sonrası biraz dinlendik ve Mordoğan 'a gitmek üzere yola çıktık .
Mordoğan Karaburuna 20 km. uzaklıkta şirin ve modern bir kasaba . Burası oldukça büyük bir yer ve sahilde oteller bulunmakta .
Eşyalarımızı plaja bırakıp denize girdik . Burada Ardıç 'ın aksine hiç dalga yoktu . Bu yüzden sıcakta denizden çıkmak istemedik . Sonrasında Karaburuna geri döndük .
Yarın Çeşme tarafına gideceğiz .
Karaburuna yaklaşık 10 km. mesafedeki Ardıç koyuna yaklaştıkça isabetli bir karar verdiğimizi düşünmeye başladık. Çünkü burasının dalgalı denizi rüzgar olduğu anlamına geliyordu . Eşyalarımızı kumsala , kendimizi serin sulara bıraktık . Yarım saat yüzdükten sonra kumsaldan geçen mısırcıyı gördük ve tanesi 2 TL 'den mısır aldık .
Sıcak havada rüzgarlı bir plaj bize iyi geldi .
Öğle yemeği için plajın yanındaki salaş cafeye gittik ,Kumru yedik .
Yemek sonrası biraz dinlendik ve Mordoğan 'a gitmek üzere yola çıktık .
Mordoğan Karaburuna 20 km. uzaklıkta şirin ve modern bir kasaba . Burası oldukça büyük bir yer ve sahilde oteller bulunmakta .
Eşyalarımızı plaja bırakıp denize girdik . Burada Ardıç 'ın aksine hiç dalga yoktu . Bu yüzden sıcakta denizden çıkmak istemedik . Sonrasında Karaburuna geri döndük .
Yarın Çeşme tarafına gideceğiz .
Bu gün Karaburundan Çeşmeye Gidiyoruz
Kahvaltı sonrası Karaburundan günübirlik Çeşmeye Gitmek üzere yola çıkıyoruz .
Aslında bugün bizim için Çeşmeye gitmek bir amaç olmaktan çok yol üzerinde ilginç yerler olduğundan bir araç niteliğinde olacak .
Yenilimandan sonrası dağ yoluna sapıyor ,yolda eşeğiyle bir şeyler taşıyan teyzeyle karşılaşıyor ,
aşağıda görünen yolunu bulamadığımız enfes bir koya tepeden bakıyor,
kısmen yıkılmış eski rum köylerinden geçiyor ,
etkileyici görüntülerin fotoğraflarını çekiyoruz.
Karaburun bölgesinin tarihi geçmişi çok eskiye dayandığından tarihle iç içe bir yolculuk yapıyoruz.
Bu yolu kullanarak Karaburundan Çeşmeye durmadan 1,5 saatte ulaşabilirsiniz.Yol üstünde Türkiyeye çok yakın olan Sakız adasınıda izleyebilirsiniz . Bir süre sonra geldiğimiz Küçükbahçe 'de dağlardan görüp yanına yaklaşamadığımız güzel plajlardan birine ulaşıyoruz .
Buraya köyün içinden geçerek ulaşıyorsunuz .
Sahilin arkasındaki cafede kahvelerimizi içip berrak denizde yüzüyoruz.
Yol üzerinde çok sayıda ıssız ve eşsiz koyla karşılaşıyoruz.
Dağ yolunu bitirdikten bir süre sonra Ildırıya ulaşıyor ,
burada arkadaşlarımıza uğrayıp yemek yiyoruz.
Daha sonra Ilıcadan geçerek Altınkum plajına gideceğiz .
Altınkum plajında oldukça serin bir denizle karşılaşsakta hava çok sıcak olduğundan yüzüyoruz.
Burada da doğa çok güzel . Sonrasında Çeşmeye geçiyor ,
meşhur sakızlı dondurmadan yerken günün yorgunluğunu atıyoruz.
Çeşme o kadar şık ve güzel ki , sahilin karşısındaki roro limanı hiç şık ve doğru yere yapılmış görünmesede o dahi burasının güzelliğini bozamamış.
Önce sahilde dolaşıyoruz . Hava sıcak olsa da akşam saatleri yaklaştığından hafif bir serinleme insanı rahatlatıyor .
Kalenin yanından geçiyor ve şık çarşıya giriyoruz.
Çeşmenin sakızlı dondurması gibi sakızlı kurabiyeside ünlü .
Sergi haline getirilmiş eski bir kilisede kitap satın alıyor ,
fayton turunu bir başka gelişimize erteliyor ,
tekrar sahil tarafına gidiyoruz .
Limanda biraz dolaştıktan sonra
akşam yemeği olarak Çeşmenin meşhur kumrusundan yiyor
ve Karaburun'a geri dönüyoruz . Yarın İzmir üzerinden Çandarlıya gideceğiz.
Aslında bugün bizim için Çeşmeye gitmek bir amaç olmaktan çok yol üzerinde ilginç yerler olduğundan bir araç niteliğinde olacak .
Yenilimandan sonrası dağ yoluna sapıyor ,yolda eşeğiyle bir şeyler taşıyan teyzeyle karşılaşıyor ,
aşağıda görünen yolunu bulamadığımız enfes bir koya tepeden bakıyor,
kısmen yıkılmış eski rum köylerinden geçiyor ,
etkileyici görüntülerin fotoğraflarını çekiyoruz.
Karaburun bölgesinin tarihi geçmişi çok eskiye dayandığından tarihle iç içe bir yolculuk yapıyoruz.
Bu yolu kullanarak Karaburundan Çeşmeye durmadan 1,5 saatte ulaşabilirsiniz.Yol üstünde Türkiyeye çok yakın olan Sakız adasınıda izleyebilirsiniz . Bir süre sonra geldiğimiz Küçükbahçe 'de dağlardan görüp yanına yaklaşamadığımız güzel plajlardan birine ulaşıyoruz .
Buraya köyün içinden geçerek ulaşıyorsunuz .
Sahilin arkasındaki cafede kahvelerimizi içip berrak denizde yüzüyoruz.
Yol üzerinde çok sayıda ıssız ve eşsiz koyla karşılaşıyoruz.
Dağ yolunu bitirdikten bir süre sonra Ildırıya ulaşıyor ,
burada arkadaşlarımıza uğrayıp yemek yiyoruz.
Daha sonra Ilıcadan geçerek Altınkum plajına gideceğiz .
Altınkum plajında oldukça serin bir denizle karşılaşsakta hava çok sıcak olduğundan yüzüyoruz.
Burada da doğa çok güzel . Sonrasında Çeşmeye geçiyor ,
meşhur sakızlı dondurmadan yerken günün yorgunluğunu atıyoruz.
Çeşme o kadar şık ve güzel ki , sahilin karşısındaki roro limanı hiç şık ve doğru yere yapılmış görünmesede o dahi burasının güzelliğini bozamamış.
Önce sahilde dolaşıyoruz . Hava sıcak olsa da akşam saatleri yaklaştığından hafif bir serinleme insanı rahatlatıyor .
Kalenin yanından geçiyor ve şık çarşıya giriyoruz.
Çeşmenin sakızlı dondurması gibi sakızlı kurabiyeside ünlü .
Sergi haline getirilmiş eski bir kilisede kitap satın alıyor ,
fayton turunu bir başka gelişimize erteliyor ,
tekrar sahil tarafına gidiyoruz .
Limanda biraz dolaştıktan sonra
akşam yemeği olarak Çeşmenin meşhur kumrusundan yiyor
ve Karaburun'a geri dönüyoruz . Yarın İzmir üzerinden Çandarlıya gideceğiz.
Karaburundan Ayrılıp İzmir, Menemen, Aliağa Üzerinden Çandarlıya Geliyoruz
Sabah Karaburundan İzmir 'e doğru yola çıkıyoruz .
Yol üzerinde önce bir yerde durup taş sızması zeytinyağı ve topan kefal alıyoruz . Karaburun kefali kefal türü balıklar içinde ayrı bir yere sahip . Bana göre ise en lezzetli balıklardan birisi.
Daha sonra bir kaç gün önce kendimize balık ziyafeti çektiğimiz deniz kenarındaki restorana uğruyor ve İzmire geçiyoruz .
İzmirde arkadaşlarımıza giderken Karabağlar civarında otobanda kayaya oyulmuş Atatürk heykeliyle karşılaşıyoruz .
Heykel bir sanat eseri ve çok etkileyici . Arkadaşımızda kefalleri ızgarada pişirip yemek sonrası İzmirden ayrılıp Menemen üzerinden Aliağa 'ya yöneliyoruz .
Aliağa 'yı hem bir sanayi bölgesi hemde turistik buluyoruz .Sahilde dolaşıyor ve sonrasında Çandarlıya doğru yola devam ediyoruz .
İlk defa geldiğimiz Çandarlı bizi samimi havası , ince kumlu kumsalları ve doğal güzellikleriyle oldukça şaşırtıyor . Hava çok sıcak .
Sahilde bir cafede oturup bir şeyler yiyip yüzüyoruz . Bu gece burada kalmayı düşünsekte İzmirden bu yana henüz çok km. gelmedik , bu yüzden yola devam etmeye karar veriyoruz . Çandarlıdan çıktıktan bir kaç km. sonra ise önümüze karşısında bir ada olan uzun bir kumsal çıkıyor .
Oraya inelim derken kaybolsakta sahile ulaşıyoruz . Burası olağanüstü güzellikte bir yer . Bir sosyal tesis olduğundan bizi alırlar mı diye düşünerek birazda çekiniyoruz.
Fakat bu denizde mutlaka yüzmeliyiz diyor ve kendimizi önce kumsala sonra denize atıyoruz . Bu gün yorulmuş olduğumuzdan dolayı burada kalmayı deneyeceğiz . Yer olup olmadığını bahçıvana soruyor ve olduğunu öğreniyoruz. Sonra müdür beyi buluyoruz . Müdür bey bizi biraz tanımak için bir kaç soru soruyor ve sonra orada bir oda vermeyi kabul ediyor . Çok mutlu oluyor ve eşyalarımızı odaya bırakıp sahile dönüyor yüzüyor ve yüzüyoruz .
Akşam olmaya başlayınca sahildeki gözlemeciden gözleme yiyoruz .
Akşam ise yine sahile gelip palmiye ağaçları altında geç saatlere kadar oturup denizin sesini dinleyip mehtabı izliyoruz.
Yol üzerinde önce bir yerde durup taş sızması zeytinyağı ve topan kefal alıyoruz . Karaburun kefali kefal türü balıklar içinde ayrı bir yere sahip . Bana göre ise en lezzetli balıklardan birisi.
Daha sonra bir kaç gün önce kendimize balık ziyafeti çektiğimiz deniz kenarındaki restorana uğruyor ve İzmire geçiyoruz .
İzmirde arkadaşlarımıza giderken Karabağlar civarında otobanda kayaya oyulmuş Atatürk heykeliyle karşılaşıyoruz .
Heykel bir sanat eseri ve çok etkileyici . Arkadaşımızda kefalleri ızgarada pişirip yemek sonrası İzmirden ayrılıp Menemen üzerinden Aliağa 'ya yöneliyoruz .
Aliağa 'yı hem bir sanayi bölgesi hemde turistik buluyoruz .Sahilde dolaşıyor ve sonrasında Çandarlıya doğru yola devam ediyoruz .
İlk defa geldiğimiz Çandarlı bizi samimi havası , ince kumlu kumsalları ve doğal güzellikleriyle oldukça şaşırtıyor . Hava çok sıcak .
Sahilde bir cafede oturup bir şeyler yiyip yüzüyoruz . Bu gece burada kalmayı düşünsekte İzmirden bu yana henüz çok km. gelmedik , bu yüzden yola devam etmeye karar veriyoruz . Çandarlıdan çıktıktan bir kaç km. sonra ise önümüze karşısında bir ada olan uzun bir kumsal çıkıyor .
Oraya inelim derken kaybolsakta sahile ulaşıyoruz . Burası olağanüstü güzellikte bir yer . Bir sosyal tesis olduğundan bizi alırlar mı diye düşünerek birazda çekiniyoruz.
Fakat bu denizde mutlaka yüzmeliyiz diyor ve kendimizi önce kumsala sonra denize atıyoruz . Bu gün yorulmuş olduğumuzdan dolayı burada kalmayı deneyeceğiz . Yer olup olmadığını bahçıvana soruyor ve olduğunu öğreniyoruz. Sonra müdür beyi buluyoruz . Müdür bey bizi biraz tanımak için bir kaç soru soruyor ve sonra orada bir oda vermeyi kabul ediyor . Çok mutlu oluyor ve eşyalarımızı odaya bırakıp sahile dönüyor yüzüyor ve yüzüyoruz .
Akşam olmaya başlayınca sahildeki gözlemeciden gözleme yiyoruz .
Akşam ise yine sahile gelip palmiye ağaçları altında geç saatlere kadar oturup denizin sesini dinleyip mehtabı izliyoruz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)