Bugün Adrasan 'dan Antalyaya Geçiyoruz

Sabah kaldığımız tesiste kahvaltımızı yaparken Adrasan Koyunun tropik plajları andıran bakir güzelliklerinden bahsediyoruz.
Trekking yapmaya gidenler önümüzden geçiyor .
Umarız bu cennet betonlaşmaya kurban edilmez . Kahvaltı sonrası son bir kez denize bakıp gözümüz arkada kalarak ayrılıyoruz .
Yol üzerinde her yer nar ağacı kaynıyor .
Bir teyzeye '' neler satıyorsunuz '' deyince sattıkları çeşit çeşit üründen bahsedip tezgahının resmini çekebileceğimizi söylüyor .
Aslında biz dün teknede kaptanın yaptığı köri kokulu yerel otu arıyorduk , fakat bulamadık . Adrasan Antalyaya 110 km. uzaklıkta bulunuyor . Yol üzerinde Tekirova civarında plajlara bakıyoruz . Sezon sonu olduğundan çok az insana rastlıyoruz ,
daha önceki gelişlerimizde uğradığımız bizim için meşhur olmuş Beldibindeki balıkçı barınağına geliyor , 1,5 kiloluk Lagos balığı için 75 TL 'yi gözden çıkarıyoruz .
Antalyaya gelince arkadaşlarımızla buluşuyoruz . Bizi kepez yolunda ,
ata binilen ,güzel bir havuzu , olağanüstü bir bahçesi ,cafe ,restoranları olan Antalyaya 20 dakika mesafedeki Orfe isimli çiftliğe götürüyorlar .
Burada ata binenleri seyrediyor ,
bahçelerde dolaşıyor,
cafede bir şeyler içiyoruz .
Buradaki bahçe çok büyük ve kelimelerle anlatılması zor denilecek derecede güzel.
Sonrasında şehre geri dönüyoruz .
Karnımız acıktığından Lagostan başka bir şey düşünmüyoruz . Lagosu patates ve soğanla fırında pişiriyoruz . Bu balık çok lezzetli ,
arkadaşımız palamutu domates sosuyla buzdolabında bekleterek farklı bir balık hazırlamış, tadını beğeniyoruz .
Bu güzel ziyafet sonrası
havaalanına geçiyor ,
yine gelmeye söz vererek Antalyadan ayrılıyoruz .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder