Haftasonu Yunanistan 'ın Thassos Adasına Tatiline Gidiyoruz

Bu hafta arkadaşlarımızdan adını son dönemde çok duyduğumuz Yunanistan 'ın Thassos adasına gitmeye karar verince 155 TL ' ye gidiş dönüş otobüs biletlerimizi alıp Esenler Otogarına doğru yola çıktık. Bu otogar 'a uzun süredir gelmemiştim , ilk dikkatimi çeken ayaküstü yenen yemeklerin fiyatlarının boğazda yemek yemekten pek farklı olmadığı oldu.
 Akşam trafiği yüzünden İstanbul 'dan çıkışımız biraz uzasa da bir mola dahil yaklaşık 4 saat sonra İpsala sınır kapısına ulaşıyoruz. Burada otobüsün x ray cihazına gireceği söyleniyor ve valizlerimiz otobüsten indiriliyor,
 arkasından elektrikler kesiliyor.. Karanlıkta göz gözü görmüyor .Yaz günü olmasına rağmen hava oldukça serin , kıyafetlerimiz yazlık olduğundan üşüyoruz. Jeneratörü bulunmayan gümrük kapısında bekleyişimiz uzayınca cep telefonu ışıklarından faydalanarak kapalı üstü kapalı bir yer bulup soğuktan korunmaya çalışıyoruz. 1,5 saatlik bekleyişten sonra elektrik geliyor ,otobüsümüz geliyor ve Kavala 'ya doğru yolumuza devam ediyoruz. Sabah saat 6 civarında Kavala ' ya ulaşıyoruz.
Sahile göz attıktan sonra ara sokakların birinde gördüğümüz fırından 4,5 Euro 'ya pohaça ve sandviçler alıyoruz.
Kurabiyesi ile ünlü olan Kavala 'nın bence börek ve pohaçaları daha güzel. O kadar ki bu güne kadar yediğim en lezzetli hamur ürünleri arasına girebileceğini söyleyebilirim ve hepsi oldukça ucuz .
Alışveriş paketimizin üzerinde bizim almadığımız bir börek görünce biz bunu istememiştik diyince , gift ,gift diyorlar ve hediyeleri olduğunu öğrenince teşekkür edip kahvaltı edebileceğimiz bir cafe arıyoruz. Otobüste birlikte geldiğimiz , gece gümtrükte elektrikler kesilince aynı kaderi paylaşırken tanıştığımız turist gurubunu görünce '' Bunlar buraları bilir '' diye düşünerek oturdukları cafe 'ye giriyoruz.Cafe 'de bizim içtiğimiz siyah çay bulunuyor fakat fiyatı 2 Euro .Çay eşliğinde kahvaltımızı yapıp saat 09:00 feribotuna bilet almak için limana doğru ilerliyoruz.
 Bizdeki arabalı vapurlara benzeyen feribot 'da
en çok dikkatimizi çeken şey ise engellilere verilen önem oluyor. Onların gemide üst kata çıkabilmesi için özel bir asansör var.
1 saat 20 dakikalık yolculuktan sonra Thassos 'da Prinou limanına  ulaşıyoruz.
Gemideyken bizim otobüs grubunun rehberine nerede kalabileceğimizi sorduğumuzda bir kaç yer tarifi yapmıştı , fakat onlar dolu görünüyor. Bir kaç yere baktıktan sonra denize sıfır ,balkonundan deniz manzaralı , klimalı , sahibi oldukça  iyi derecede İngilizce kunuşabilen gecelik 35 Euro oda fiyatı veren Prinos otele yerleşiyoruz.
Eşyalarımızı bırakıp rent a car 'cıları araştırıyoruz. Çünkü ada' da 92 km 'lik araç yolu ve 65 plaj bulunuyor. Bir rent a car firması günlük 35 Euro araç fiyatı verse de uyanık 1,5 gün için 2 günlük fiyat istiyor. Diğer biri ile günlük full kaskolu günlük 43 Euro 'ya 2 gün için Hyundai Atos için anlaşıyor ve aracımızı alıp adayı keşfetmeye başlıyoruz.İlk olarak 1 km. uzaklıkta bir tesis görünce kapısına doğru ilerliyor , kimse durdurmayınca içeriye giriyoruz. Burası orman içinde bir camping. Çam kokuları arasında çadırların arasından geçiyor , sahilini beğenince denize giriyoruz.
Ada 'da tüm sahiller kumsal ve kumu neredeyse  Kleopatra adası kumu kaliteisnde. Camping tertemiz ve çok iyi düzenlenmiş . Cafe 'si çamaşırhanesi , duşları ,mutfağı , çamaşırhanesi ,giyinme kabinleri gibi olanaklarla entegre bir yer görünümünde.Oradan ayrılıp bugün adanın sol tarafına gitmeye karar veriyoruz. 5 - 6 km. sonra geldiğimiz plajı beğenince yemeği sahildeki Gorgona Aile restoranında yemeye karar veriyoruz.
Burada güzel bir plaj bulunuyor.
Biz Türkçe konuşunca garson yanımıza geliyor , ben İngilizce bir şeyler söyleyince Türkçe olarak ''Ben İngilizce bilmiyorum, Türkçe söyle diyor , Ben de yurtdışında kimi görse İngilizce konuşan birisi olarak yurt dışında herkesin İngilizce bilmediğinin veya bilmek zorunda olmadığının farkına varıyorum.Bu işletme 'de garsonlar saygılı faka sıcakkanlı patronu ise  nedense bize çok güven verici geldi.Yemek olarak Şarap sosunda pişmiş Izgara Ahtapot ,
Domates sosunda pişirilmiş karides ,
sarmısaklı patates siparişi verdik ,
bize tulumba tatlısı ikram ettiler .
Bu ziyafet için 2 kadeh sofra şarabı  ve bahşiş dahil 23,5 Euro ödedik.Yüzdükten sonra tekrar yola çıkıp bir kaç km. ilerideki başka bir plajda da yüzüyoruz.
Küçücük Ada da 65 tane birbirinden güzel plaj olunca sürekli bir plaj da durup  yüzmek istiyorsunuz.
Daha sonra bizdeki beach 'ler görünümlü bir yere biraz da çekinerek giriyoruz .
Çünkü biz çok yeri gezmek istediğimizden bir yerde şezlong 'a yatıp gün boyu orada kalmayı düşünmüyoruz.Adada ki tüm şezlog 'lu yerler veya beach 'ler gibi burada da girişin ücretsiz olduğunu farkediyoruz. Yalnızca İçtiğiniz , yediğiniz şeyin parasını ödüyorsunuz. 1,5 Euro 'ya expresso 'da içseniz yüksek hesap ödeseniz de beach 'den aynı şartlar da yararlanabiliyorsunuz
  Oradan ayrılıp feribotların yanaştığı bir diğer liman olan Thassos kasabasına geliyoruz.
Thasssos 'da şöyle bir gezelim , bir yerde kahve içelim derken aniden sert bir rüzgar çıkınca arabaya binip geriye doğru Tarsanas Beach 'e gelip kahveyi burada içelim diyoruz.
Önce ortamı anlamak için beach 'in şık cafe 'sinde oturuyoruz , sonra greek coffee siparişi verip şezlonglara geçiyoruz. Greek Coffee olarak adlandırılan Yunan kahvesini önce Yunan baklavası gibi sıradan bir şey sanıyoruz. Fakat kızgın basınçlı suyla yarım dakikada hazırlanan bu kahve bizimkinden hafif , fena da sayılmazdı .
Bu güzel plajda denize girdikten sonra otele dönüyoruz. Otel sahibi kibar bayan 'a akşam nerede yemek yiyelim deyince babamın bir arkadaşının 5 km kadar uzakta bir sahil restoranı var ve oldukça güzel , isterseniz tepedeki Kazaviti köyünde et 'de yiyebilirsiniz deyince sahildeki balık restoranına gitmeye karar veriyoruz. Otelci bayan konuşması ağırlığı ve ses tonuyla bize güven veriyor. Kaldığımız süre boyunca bize ne önerdiyse memnun kaldık ve kendisine ''Sen söylüyorsan kesin oraya gideriz '' dedik.. Öğleyin geç ve çok yemek yediğimizden Rahoni 'de güzel bir koyda bulunan Glifoneri restaurant 'da olabildiğince hafif mezeler yemeye karar veriyoruz.
Burası tipik bir Yunan Tavernasıydı.
Masaya önce Yerel Yunan birası Mythos eşliğinde kekikli sarmısaklı ekmek geliyor ,
değişik bir salata
ve mezelerden sonra sardalya ızgara siparişi veriyoruz.
Burası anayoldan dikkat çeken bir noktada olmasa da bilenlerin geldiğini farkettik. Rum müziği eşliğinde yemek yediğimiz bu tavernada gelen hesap ise bahşiş dahil 19,5 Euro idi..
 Dönüşte Prinos 'daki otelimizin yanındaki pastanede oturup Marmaris Selimiye deki pastanede benzeri, bence daha güzeli yapılan Rodos tatlısı gibi bir tatlıyı kahve eşliğinde yiyor ,
otele gidip uyuyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder