Bu gün Marsilya'dan Nice 'e Geçeceğiz

Bu gün kahvaltı sonrası benim çok beğendiğim Marsilya 'dan ayrılıp trenle Nice şehrine geçeceğiz.
Şehirden ayrılırken Marsilya 'yı neden sevdim diye düşünürken şehrin sahil plajlarının , Kuzey afrika - avrupa kültür karışımının , bol ağaçlı geniş caddelerinin , otobüsle her yere kolay ulaşımın , otomobil lastikli metrosunun , enfes deniz ürünlerinin , şehrin insana verdiği rahatlığın etkileyici olduğunu farkettim.
Tren istasyonuna gelip birbirinden güzel koylardan ,
sahil kasabalarından geçiyor
Fransa 'nın Nice şehrine ulaşıyoruz.
Otelimiz tren istasyonunun çok yakınında olduğundan 10 dakikada yürüyerek gidiyor , odamız henüz hazır olmadığından eşyalarımızı bırakıp kendimizi dışarıya atıyoruz. Tarihi Eze köyüne gitmek için önce trenle otobüs durağına gidiyor ,
 güneşin altında yaklaşık bir saat bekledikten sonra en ucuz ulaşım aracı olan belediye  otobüsüne binip
eşsiz manzaralar eşliğinde Eze 'ye doğru yol alıyoruz.
Eze 'ye gelince köşedeki marketten atıştırmalık bir şeyler alıyoruz.
Tarihi milattan önce 2000 yıllarına dayana köy Romalılar tarafından kurulmuş ,
günümüzde Kartal Yuvası olarak adlandırılıyor.
Tarihi ve tertemiz dar sokakları , dik yokuşları ,
şık dükkanları , harika bahçeleri ile burası Nice 'e geldiğinizde görülmesi gereken yerlerden birisi.
Yalnız çok yokuşlu olduğundan sıcak havada dolaşmak pek de kolay olmuyor. Tepeden inerken bir çeşmeden su içip otobüsle dönüyoruz.
Nice gelince mayolarımız yanımızda olduğundan büyük plaja gidiyor ve yüzerken şehri seyrediyoruz.
Plaj çok kalabalık görünüyor .Plajdan çıkınca sahilin bir arka sokağındaki cafelerin birinde oturup kahve içiyoruz.
Bu gün bayağı yorulduk ve açız .Önce otele gidip üstümüzü değiştiriyor .
Sonra yat limanında bize çok övülen arkadaşlarımızın daha önce gittiği deniz kenarındaki restoranı bulmak için trenle tekrar sahile dönüyoruz.
Çok fazla aramadan restoranı bulup oturuyoruz.
Bu restoranda bir garson ve bir de sahibi gibi bir adam görüyoruz.
Görüntü sıradan deniz kenarı bir restoran gibi olsa da
yemekler ve şarap gerçekten olağanüstü ve gurme restoranlara taş çıkartacak nitelikte . Bizimkiler inanılmaz lezzette balık çorbası (12 Euro) ,
biftek (18 Euro )  gibi şeyler yese de
ben 21 Euro 'luk bir fix menü seçiyorum. Ordövr tabağı sonrası
ana yemek olarak sipariş verirken ne olduğunu bilmeden  Somon Tartar 'ı seçiyorum. Bir pasta görünümündeki Somon Tartar geldiğinde önce nasıl bir şey olduğunu anlamaya çalışıyor sonra tadına bakıyorum . Somon Tartar ince kıyılmış , karabiber ve ince kıyılmış sebzelerle karıştırılmış ince kıyım çiğ somon balığından yapılmış .Normal de böyle bir şeyi yemeyi hiç bir zaman düşünmeyecek olsam da o kadar lezzetli ki , inanılmaz derecede güzel .
Sonrasında bir çeşit trimisu yiyoruz.
Bir kadeh şarap ve soda içtiğimiz bu 3 kişilik  yemeğe toplam 100 Euro ödüyoruz. Yemek sonrası yürüyerek Nice 'in büyük sahiline geliyor , dondurma yiyen , dolaşan 
veya sahilde kumsalda oturan ,
denize giren insanlarla karşılaşıyoruz. Gece plaj çok kalabalık görünüyor.
Böyle bir görüntüyü  Hatay Samandağ'ın Çevlik plajında daha önce gördüğümden bana pek yabancı gelmese de Nice 'de böyle bir şey pek aklıma gelmezdi. Burasının  ortamı bence güzel ve samimi .  İnsanlar yemek sonrası burada yürüyüş yapıyor. Biz de sahildeki uzun Kordonboyunda uzun bir yürüyüş yapıyor , plajdaki barlara bakıyoruz.
Bu gün çok yorulduk . Arka sokaktaki meydandan geçiyor
ve trenle otelimize dönüyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder