Çevrede çok sayıda şarap satış yerleri bulunuyor. Bir tanesine geldiğimiz gün uğradık, fakat o saatte kapalıydı.Pozzolengo'dan ayrılıp yol üzerindeki DM isimli mağazaya uğrayıp bir kaç şey alıyoruz.
Sağlık ve temizlik ürünleri satan bir Alman firması olan DM'nin Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde şubeleri bulunuyor.Bu mağazadan 1 € 'ya 20'lik C vitamini gibi şeyler aldıktan sonra yaklaşık 45 km. uzaklıktaki Brescia'ya doğru yola çıkıyoruz. İtalya'da otobanlar pahalı olduğundan navigasyon sayesinde alternatif yolları kullanıp , otobana girmeden İtalya'da gezeceğimiz 26.şehir olan Brescia'ya geliyor ve Brescia Katedralinin yanındaki kapalı otoparka aracımızı bırakıp otoparkın merdivenlerinden katedralin öncesindeki Vittoria meydanına çıkıyoruz.
Çevreyi inceledikten sonra ilerleyip Katedral'e girince pazar ayini yapıldığını fark ediyoruz.
Biraz daha dolaştıktan sonra
yaklaşık 105 km.uzaklıktaki Milano şehrine doğru yola çıkıyoruz.Bu yol üzerinde otoban'a girmek zorunda kalıp uzun süre bu şekilde gitsek de
bulduğumuz ilk fırsatta otoban'dan çıkıp alternatif yollardan otelimize ulaşıyoruz.
Milano fuar dönemi olduğundan oteller pahalı.Şehirde araç park etmek büyük problem olduğundan otelimizi metroya ve tramvaya yakın , ücretsiz otoparklı yerler arasından seçtik.Bu arada bir çok otelin ekstra günlük otopark ücreti 15 - 25 € arasındaydı.Banliyöde ki otelimiz iyi bir konumda olsa da içeri girince asık suratlı sahibinin şimdiye kadar hiç bir yerde görmediğimiz kural ve uyarılarıyla karşılaşınca neredeyse kadının suratına karşı gülecektik.Kapıdan girince havasız bir ortam bizi karşıladı, kadın benimle aracın yanına gelip arabayı 10 cm. sola aldırdı.Işığı şurdan yakın ,açık bırakmayın,gürültü yapmayın gibi uyarılarını bitirdikten sonra anahtarımızı alıp odaya çıktık
'' Sakınan göze çöp batar '' diye bir atasözü vardır ya,odaya girince daha önceden aldığımız İtalya'da son dönemde çok popüler olan Prosecco şarabını açmak istedim.Bu köpüren kırmızı şarabı açarken köpürünce bütün oda battı.Yerlerin taş olması sayesinde havlu kağıtla etrafı temizleyip dışarıya çıkıp metroyla
Aslında Milano'ya 2.gelişimiz olsa da biz bu şehre hak ettiği süreyi ayırmadığımızdan buraya gelememiştik.15.yüzyilda 14.yüzyıldan kalan surların kalıntıları üzerine Milano dükü Sforza tarafından yaptırılan bu kale çok etkileyici görünüyor.
Dammann isimli pastaneye girip kahve ve küçük pastalardan sipariş veriyoruz.Küçük pastalar güzel olsa da oldukça küçüktü.
Burası turistik bir bölge olsa da çevreyi izleyince biraz turistin yanında oldukça fazla sayıda yerli insanlar da bulunuyor. Pastane'den çıkınca biraz dolaştıktan sonra karnımızın acıktığını fark ediyor ve bir restoran bakıyoruz.
Risotto'lar güzel,porsiyonlar oldukça büyüktü, şarap oldukça iyiydi.Salata domates ağırlıklı görünse de içinde taze körpe semiz otu,roka da vardı.Bu güzel 2 kişilik yemeğe 6 € servis ücreti dahil 52 € hesap ödüyor ,
metroyla otelimize dönüyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder