4.Gün Tireye Gidiyoruz

Sabah kahvaltı sonrası Tireye doğru yola çıktık . Bu günkü programımıza göre Tire pazarını gezip , öğleyin bir yerde Tire köftesi yiyeceğiz . Tireye yaklaşırken bizimkilerden birisi buralarda dere kahve diye güzel bir yer vardı deyince önce oraya kahve içmeye gidiyoruz . Dere Kahve Tireye yakın küçük şelaleler ve yeşillikler içinde cennetten bir köşe . İyiki arkadaşımızın aklına gelmiş ve buraya uğramışız . Buradaki cafe güzel kahvaltıda veriyor fakat biz kahvaltı etmiştik . Biraz dolaşıyor sonra oturup kahvemizi yudumluyor ve oradan ünlü Tire Pazarına gitmek üzere ayrılıyoruz .

Tireye gelince pazarın bugün kapalı olduğunu öğreniyoruz . Tek tük açık dükkan var . Bir dükkanın önünden geçerken içeride oturan amcayı selamlıyoruz . Gerçek bir Tire beyefendisi olan amcamız ayağa kalkıyor ve size şeker ikram edeyim diyerek bizimle sohbete başlıyor . 1940 'lı yıllarda İstanbuldaymış ve bize Beyoğluna o dönem şık ve temiz giyimli hanımlar beyler çıkardı diye geçmiş anılarını anlatıyor . Keçe işi yapan amcayı tanımaktan ve sohbet etmekten çok zevk aldık . Bizi dükkanına davet ediyor fakat yeterli vaktimiz yok . Ona teşekkür ediyor ve ayrılıyoruz . Yan sokakta çeşitli kumaşlar üzerine keçe işlemeyle şal ,atkı , masa ,sehpa örtüleri , keçe dokumayla hitit veya başka desenli kilim ve halı imal eden dükkanlar var .
Keçe ile yapılan bu ürünler kulağa fazla hitap etmesede göze hitap ediyor . Burada üretilen olağünüstü güzellikte çok keşfedilmemiş orijinal ürün ve giysiler var . Biz ilk kez gördük . Bu ürünler Şirincede de turistik bir mağazada satılıyordu . Buradan bazı giyecekler alıyoruz . Pazar gezintisi sonrası Kırıkkayalar isimli bir peynirciye uğrayıp tuzsuz lor peyniri , ünlü karadut reçeli , Tire tulumu ve İzmir tulumu peynirleri alıyoruz . Burası daha sonra bizi ararsanız kargo ücretini sizin ödemeniz kaydıyla sipariş alıyoruz diyor . Karnımız acıktı meydanda ünlü Tire köftecileri var . Biz ise yine bizimkilere uyarak Değirmen Şelaleye Tire köftesi yemeye gidiyoruz . Değirmen şelaleye gelince orman içinde güzel bir yerle karşılaşıyoruz . Burası oldukça serin ve yaz sıcakları için ideal bir yer . Köfte siparişlerimizi veriyoruz . Tire köftesi domates soslu mükemmel bir tada sahip . Üzerine lor peyniri ile karıştırılmış karadut reçelli bir tatlı yiyoruzki bu yemeği ve tatlıyı yemek için bile Tireye gelinebilir . Dönüşte Tire üzerinden İzmire doğru yola çıkıyoruz .

Akşam Yemeğinde İnciraltındayız

Üçkuyuları geçtikten sonra deniz kıyısında yer alan İncirlaltı , güzel cafeleri , geniş yürüyüş alanları , müzikli restoranları ile İzmirde heryaştan insanın ilgi gösterdiği bir cazibe merkezi .

Önce sahilde biraz yürüyor ve deniz müzesinin gece ışıklandırılmış denizaltı ve gemisini izliyoruz . Bu gemiler gündüz gezilebiliyormuş .

Karnımız acıkınca ne yapalım derken İzmirde henüz kumru yemediğimizi farkediyor ve yakındaki Kumrucu Eyüp'ün dükkanına giriyoruz . Bizim yediğimiz Kumrunun içinde salam ,sosis ve sucuk var , susamlı ekmeği özel dense de bana göre her şeyi özel ve İzmir Kumrusu güzel bir tada sahip . Yemek sonrası biraz sohbet edip geri dönüyoruz .

İzmir Neden Güzel Bir Şehir

Bana sorarsanız İzmir gerçekten dünyanın en güzel şehirlerinden birisi . Bu soruyu şimdi kendime soruyorum .

İzmir neden güzel ?

Şehir konum olarak güzel bir yere kurulmuş .

Tarihiyle dost bir şehir , eski binalar restore edilip korunmuş .

Dörtbir yanında 1 saat içinde ulaşabileceğiniz gezilecek çok yer var .

Sürücüler trafikte kırmızı ışıkta duruyor ve yaya geçidi olmasa bile yayalara yol veriyor .

Şehrin çok sayıda geniş cadde ve meydanı var , geniş cadde ve meydanlarda insanlar nefes alıyor .

İnsanları iyi ve yardımsever .

Her tarafın yemyeşil olması ve heryerdeki palmiyeler şehre farklı bir hava veriyor .

Hayvan dostu bir şehir , bir çok yerde sokak hayvanları için su kapları bulunuyor .

Bölgeye özel yemek alternatifleri fazla .

Alternatiflerine göre pahalı bir şehir değil . Bu durum gezerken rahatlık sağlıyor .

Şehri yaya olarak gezerken toplu taşım alternatifleri hızlı hareket etmeyi sağlayarak kısa sürede daha fazla yere gitmeye olanak veriyor.

5.Gün İzmirde Kemeraltı , Bornova , Alsancak Ve Konağı Gezeceğiz

Sabah arabayı teslim etmeye gidiyoruz. Yoldaki evlere asılmış Türk bayrakları çok hoş görünüyor . Bayram olmasa da İzmirde nereye giderseniz gidin heryer bayraklarla süslenmiş . Arabayı bırakınca Alsancaktaki Kahve Diyarına kahvaltıya gidiyoruz. Burada 9.90 TL 'ye serpme kahvaltı promosyonu var . Denize sıfır bir yerde oldukça zengin bir kahvaltı tabağı ve sınırsız çay . Kahvaltıdaki bal olağanüstü güzel . Kahvaltı ederken balık ve martılara ekmek atıyoruz . Ekmek parçaları kefaller ve martılar arasında paylaşılıyor .Burada servis iyi ,ortam çok güzel . Bu fiyata bu güzel ortamı sunduğu için Kahve Diyarına teşekkür edip biraz Konakta dolaşıyoruz .

Kemeraltınamı gidelim derken eşime hadi sana Bornovada bir kahve ısmarlayayım diyorum ve metroya atlayıp Bornovaya gidiyoruz .Bornovada Ege üniversitesinde ağaçlar arasında tarihi bir binada güzel bir cafe var . Daha önce bir arkadaşım götürmüştü . Cafeyi kolayca buluyoruz fakat bu gün kapalıymış . İzmire gezmeye gelirseniz bu cafeyi tavsiye ederim . Ağaçlar arasında uygun fiyatlı ,şık bir ortam . Yemyeşil bahçede biraz dolaşıp metroyla Konağa geri dönüyoruz . Metro İzmirde büyük bir kolaylık sağlamış . Konak - Bornova arası 20 dakika sürüyor .

Konağa geldiğimizde henüz kahve içememiştik . Kemeraltına doğru giderken taze sıkılmış meyve suyu dükkanlarını görünce durmadan edemiyor ve bardağı 1 TL' ye Karadut , bögürtlen ,çilek ,nar suyu karışımı harika bir meyve kokteyli içiyoruz . Kemeraltı çok hareketli ve ne ararsanız bulabileceğiniz bir yer . Binalar oldukça tarihi görünüyor . İstanbulda Mahmutpaşayı andırıyor . Sokaklarda dolaşıyoruz . külahı 1 TL 'ye dağ çileği alıp yiyoruz . Bir yerde macuncunun rengarenk tablası bizi çağırsada öğle yemeğinde enginarlı pizzayı denemek için Venedik Pizzaya gideceğiz .

Fakat öncesinde Kemeraltı girişinde ,belki de şu an Türkiye 'de tek Kasato isimli dondurmayı yapan pastaneye uğruyoruz.
Bu tatlıyı İstanbul da Bahar pastanesinde bir ara görmüştüm fakat son gittiğimde orası da yapmıyordu . İzmir dışında bir yerde yapıldığını duyarsanız bana bildirirseniz sevinir , peşinden gerekirse başka  şehre de gidebilirim .
Kemeraltındaki Kapalıçarşıya da bir uğrayıp pizzacıya gidiyoruz .
İzmirde pizza yemek çok cazip olmasada Venedik Pizzada enginarlı pizza yemek ilginç geldi . Buranın kabak ve enginarlı yanısıra mantar ve enginarlı pizzasını çok beğendik . Enginarlar bu mevsimde konserve olmasa eşsiz bir pizza olurdu . Mevsim gereği yapacak bir şey yok sanırım .

Birazda Mithatpaşa caddesinde dolaştıktan sonra dönüp eşyalarımızı hazırlıyoruz . Çünkü akşam bu güzel şehirden ne yazıkki ayrılıyoruz .Bu tatil planımızda olsada Ödemişe gidemedik , Urlayı gündüz göremedik .

Hoşçakal Güzel İzmir , en kısa sürede tekrar görüşmek dileğiyle .

Kartepe - Yuvacık - Sapanca Tatiline Nasıl Karar Verdik

Sapancaya daha önce günübirlik turlar yapmıştık . Kartepede sonbaharda güzel bir otelin uygun fiyatlı olduğunu görünce seyahate karar verdik . Bu tatilimizde Yuvacık Barajı , Sapanca , Maşukiye , Kırkpınar ve Kartepe'ye uğradık .

1. Gün Önce Yuvacık 'a Gidiyoruz .

Sabah saat 7 gibi yola çıktık ve ilk durağımız olan Yuvacık barajı bölgesine 1,5 saat sonra ulaştık . Bölgeyi bir arkadaşımızdan duymuştuk ve çok beğendik .

Baraja geldiğimizde saat sabah 8.30 ve çalışanlar kahvaltı ediyordu . Nerede kahvaltı edebileceğimizi sorduğumuzda Karaaslan Tesislerini önerdiler . Bir kaç km. sonra oraya ulaştık . 100 metre kadar bir uzunluğa sahip toprak bir yoldan aşağı inince doğal güzellikler içinde bir köyle karşılaştık . Gördüğümüz bir genç bizi kahvaltı için 2. katta heryanı ahşap ısıtılmış sıcak bir odaya aldı . Ortam doğal ve güzeldi . Burada isterseniz atv 'ye binip rehber eşliğinde ormanda gezebiliyor , paintball oynayabiliyor , yürüyüş parkurunda dolaşabiliyor ve otelde konaklayabiliyorsunuz . Oda kahvaltı , yarım ve tam pansiyon konaklama sırasıyla 70,80,90 TL . Ortam çok doğal , işletme ise oldukça profesyonel görünüyor . Biz oradayken atv ve paintball için bir kaç otobüs geldi . Çoğu yöresel ürünlerden hazırlanmış , çok çeşitli olmasa da kendisini özel hissettiren kahvaltı için kişi başı 15 TL ödedik . Yürüyüş yolunda yürüdük ve Sapancaya gitmek üzere yola çıktık . Yolda Başiskeleden geçerken Oya Başar ve Levent Kırca 'nın yaptırdığı ilköğretim okulunu görebilirsiniz .