Sabah erken kalkıp akşam sahilde gördüğümüz Opet tarafından yaptırılan 6.944 ağacın bulunduğu Rauf Denktaş Parkını keşfetmeye çıkıyoruz .
Gerek bitki çeşitliliği gerekse düzenliliğiyle Türkiye 'de gördüğümüz en güzel parklardan birisi olan bu yere hayran kalıyoruz .
Sahil 'e dönüp ayrılmadan önce tertemiz denizde yüzüyor, sonra eşyalarımızı toplamaya gidiyoruz.
Buradan aklımda kalan ise oldukça sakin , güzel ve çok ucuz olduğuydu . Anamur 'un turistik bölgesinden ayrılıp yukarıya çıkıyor , şehri keşfederken bir pastanede kahvaltı ediyor, sonrasında dağ yoluna tırmanıp Antalya 'ya doğru yola çıkıyoruz . Bu yolu kullanarak Anamur 'dan Antalya 'ya gidecekseniz yol üzerinde manzaralı çok güzel kahvaltı yerleri de bulunuyor .
Bölgedeki ormanlar o kadar güzel ki bir yerde arabayı durdurup dışarı çıkıyor ve kekik kokulu havayı dakikalarca içimize çekiyoruz . Bir süre sonra geldiğimiz Melleç civarında yerel ürünler satan tezgahlara bakarken kuşbakışı görünen denizin güzelliği dikkatimizi çekiyor ,
kilosu 25 TL 'ye biraz kekik balı aldıktan sonra muz bahçelerinin arasından geçerek aşağıdaki Alan obası Mahallesine iniyoruz .
Sahilden arabayla geçerken navigatörde kendimizi denizden gidiyor gibi görüyor , '' Arabaya da yüzmeyi öğrettik '' diye espriler yapıyoruz .
Bölgede uçsuz bucaksız izlenimi veren mükemmel bir kumsal bulunuyor .
Biraz yüzdükten sonra yolumuza devam ediyor , Gazipaşa 'ya geliyoruz . Gazipaşa ' yı Alanya 'ya yakın havaalanıyla tanıyorduk. Doğu Akdeniz boyunca sahil şeridinin mükemmel koylara ev sahipliği yaptığını keşfettiğimizden dolayı sahile gittik ve kelimelerle zor anlatılabilecek güzellikte bir plajla karşılaştık.
Böyle eşsiz bir deniz de yüzmemek olmaz diyerek kendimizi suya attık. Burada deniz Antalya Konyaaltı plajı gibiydi. Sahilde bir kaç cafe ve fiyatları biraz yüksek olsa da konaklayacak bungalowlar vardı. Bir cafe de oturup çay ve kahve içtikten sonra biraz da uçsuz bucaksız kumsalda aklımız kalarak oradan ayrıldık.
Sıcakta uzun süre yol almak açıkmayla birleşince en kısa sürede yemek yiyecek bir yer bulmalıyız diye düşünürken Alanya yakınındaki Mahmutlar 'a gelmiştik.
Buradaki cafe ve restaurantlar gece daha hareketli olmalı. Güneşin altında istediğimiz gibi yemek yiyecek bir yer bulamadığımızdan tam keyfimiz kaçacakken sahile yöneldik ve bir restoran görünce aracımızı parkedip içeri girdik. Burası otelin restoranıymış ve otel müşterilerine açık büfe yemek veriyormuş. Biz de yemek yiyebilir miyiz diye sorduğumuzda 10 TL ödeyerek yiyebilirsiniz cevabını alınca çok mutlu olduk. Açık büfe çok zengin olmasa da bu sıcakta fazla bir şey yiyecek halimiz yoktu. İçecekler de ücretsiz olduğundan ben bir bardak bira aldım fakat alkollü içkiler menüye dahil değilmiş. Tamamen yabancıların bulunduğu cafe de ki garson bize jest olarak hazırladığı meyve tabağını getirince jestinden çok memnun olduk ve kendisine teşekkür ettik.
Orada burada duralım derken akşamüstü olmuştu. Yola Alanya 'nın içine girmeden devam ederek Antalya 'ya doğru ilerledik. Bir neden bularak her yıl neredeyse en az bir kez geldiğimizden Antalya 'ya girince kendimizi evimize gelmiş gibi hissettik.
Burada evlerinde kalacağımız arkadaşlarımız mangal 'da balık yaptılar ,
bu ziyafet sonrası biraz sohbet edip uyuduk.
Roma Antakya Rio MALI Tokyo Gökçeada Budva AVRUPA Kho Samui KEŞFEDİLMEMİŞ YERLER Santiago G.AMERİKA Amsterdam Londra NEPAL Hopa Moskova AVUSTRAlYA Pekin K.AMERIKA Kars NewYork Rodos Bali KEŞFEDİLMEMİŞ TATİLLER Melbourne AFRIKA Katmandu Santiago HINDISTAN Maca Pichu Sao Paulo Izmir Utrecht St.Petersburg Antalya Shangai Baku Askabat Caracas Lima Split Montreal Artvin Budapeste Bruksel Nairobi KUBA San Diego Sidney
Bugün Antalyayı Gezip Lara' da Falezlerde Yüzeceğiz
Bu günümüzü çok sevdiğimiz Antalya ' da geçireceğiz. Sabah sahilde yürüyüş yaptıktan sonra
Muratpaşa Belediyesi tesislerinde dinleniyoruz. Antalya 'da Muratpaşa Belediyesi halkı düşünen yaklaşımıyla Eskişehir belediyesini andırıyor.
İlçe de Avrupa ülkelerinde olduğu gibi çok sayıda spor tesisi ,park , dinlenme tesisleri bulunuyor. Tesislerde çay içip dinleniyor ,
sonrasında arkadaşlarımızın evinde biraz uyuyoruz. Öğleden sonra Falezlerden denize girmek için sahile gidiyoruz.
Falezlerden denize merdivenlerle iniliyor. 100 ' den fazla basamaktan oluşan bu yol düzgün ve çok güzel manzaralara ev sahipliği yapıyor.
Aşağısı kayalık . Denize girmek için bir kaç yerde merdivenler bulunuyor. Bu sıcak havada serin deniz insanı kendisine getiriyor.
Su çok temiz. Yüzüp güneşleniyor ve sonrasında eve dönüyoruz. Akşam yemeği sonrası dışarıya çıktığımızda Lara 'da oldukça hareketli bir gece hayatıyla karşılaşıyoruz. Bu bölgede son bir kaç yılda çok şık cafe restoran 'lar açılmış ve modern geniş caddeleri hareketlendirmiş. Biz sahildeki cafelerden birisinde oturup çay içiyoruz .
Yarın Ölüdeniz 'e doğru yola çıkacağız.
Muratpaşa Belediyesi tesislerinde dinleniyoruz. Antalya 'da Muratpaşa Belediyesi halkı düşünen yaklaşımıyla Eskişehir belediyesini andırıyor.
İlçe de Avrupa ülkelerinde olduğu gibi çok sayıda spor tesisi ,park , dinlenme tesisleri bulunuyor. Tesislerde çay içip dinleniyor ,
sonrasında arkadaşlarımızın evinde biraz uyuyoruz. Öğleden sonra Falezlerden denize girmek için sahile gidiyoruz.
Falezlerden denize merdivenlerle iniliyor. 100 ' den fazla basamaktan oluşan bu yol düzgün ve çok güzel manzaralara ev sahipliği yapıyor.
Aşağısı kayalık . Denize girmek için bir kaç yerde merdivenler bulunuyor. Bu sıcak havada serin deniz insanı kendisine getiriyor.
Su çok temiz. Yüzüp güneşleniyor ve sonrasında eve dönüyoruz. Akşam yemeği sonrası dışarıya çıktığımızda Lara 'da oldukça hareketli bir gece hayatıyla karşılaşıyoruz. Bu bölgede son bir kaç yılda çok şık cafe restoran 'lar açılmış ve modern geniş caddeleri hareketlendirmiş. Biz sahildeki cafelerden birisinde oturup çay içiyoruz .
Yarın Ölüdeniz 'e doğru yola çıkacağız.
Bugün Antalya 'dan Kemer , Finike , Kaş , Kalkan Üzerinden Ölüdeniz 'e Gideceğiz.
Sabah Antalya 'dan yola çıkıyor , yolda beğendiğimiz yerde mola verip beğendiğimiz yerde konaklamayı düşünüyoruz .
Kemer ' i geçtikten sonra Adrasan koyu civarında ana yol üzerinde mola veriyor ,
uzaktan koya bakarak kahvaltımızı ediyoruz . Bu günkü kahvaltı menümüzde gözleme ve çay bulunuyor .
Yola devam ederek Finike 'ye geliyoruz .Finike ' ye bir önceki gelişimizde hava yağışlı olduğundan denize girememiş ve aklımız kalmıştı . Bu yüzden bu turkuaz deniz de yüzmek olmazsa olmazlarımızdandı . Yüzdükten sonra yola devam ediyor , yine güzel bir koy görünce durup yüzüyoruz . Yol üzerinde ki her güzel koyda yüzersek çok vakit kaybedeceğimizi fark ederek biraz hızlanıyoruz . Demre civarında güzel manzaralı balık restoranları bulunuyor , buralarda en çok reklamı yapılan ise aslında su kaplumbağalarının yemeği olan mavi yengeç . Bölge çok güzel olsa da şu an yemek yemiyor , yola devam ediyoruz . Restoranların birisinde durduğumuzda bir çift lokantanın sahibine '' buralarda nereye gidebiliriz diye sorduğunda '' yalnızca Demre harabeleri cevabını alıyor . Bende bir şeyler tavsiye etmek istesem de hızla uzaklaşıyorlar . Oysa bölgede görülmesi olmazsa olmaz yerlerden birisi de Kekova . Biz Kekova 'ya bir kaç yıl önce gidip eşsiz sahilinde yemek yemiş ,fakat Üç ağız tekne turu yapamamıştık . Siz giderseniz bizim içinde tekne turunu yapın . Daha sonra geldiğimiz Kumluca 'da bembeyaz seralarla kaplı uçsuz bucaksız bir araziyle karşılaşıyoruz . Seraların görüntüsü etkileyici . Yola devam edince Kaş 'a ulaşıyoruz . Karnımız oldukça acıktığından yol üstünde gördüğümüz Olympos Mocamp 'a girince tesadüfende olsa yemek için çok doğru bir yerde olduğumuzu fark ediyoruz . Eşsiz bir manzara eşliğinde biraz geç gelse de ,oldukça güzel hazırlanmış yemeğimizi yiyip turkuaz renkli plajından denize giriyoruz . Çok beğendiğimizden '' geceyi burada geçirsek mi '' diye düşünsek de , 2 gün sonrası için Dalyan 'da rezervasyonumuz olduğundan uzun bir yolumuz olduğunu düşünüp yola çıkıyor , ünlü Kaputaş Plajında yüzdükten sonra Kalkan 'a doğru devam ediyoruz . Kalkan 'da sahili izledikten sonra Dalyan 'a biraz daha yaklaşalım derken dünyaca ünlü Patara Antik Şehrinin de içinde olduğu plaja geliyoruz . Bu eşsiz plajda yüzüp dalgaları izledikten sonra geceyi çok sevdiğimiz Ölüdeniz de geçirmek fikri ağır basınca eşyalarımızı toplayıp yola devam ediyoruz . Ölüdeniz 'e yaklaşırken Fethiye 'de yaşayan bir arkadaşımızı arıyor , '' Ölüdeniz sahilinde oteller de bu mevsimde yer bulmanız zor olur '' cevabını alsak da şansımızı deniyor ve bir kaç otelden fiyat aldıktan sonra küçük bir pazarlıkta yaparak 2 kişi için sahile yakın bir otelde oda + kahvaltı 100 TL 'ye bir yer bulup yerleşiyoruz. Oteldeki Fethiyespor takvimi ilgimizi çekiyor . Sahilde bir yürüyüş sonrası soluğu yamaç paraşütçülerinin buluşma yerlerinden Cloud 9 cafede alıyoruz . Burada bir kaç yıl öncesinden tanıdığımız şef Menderes beyi bulup önce biraz sohbet ediyor ,sonrasında yemek siparişimizi veriyoruz . Menderes bey 'in nişanlandığını duyunca tebrik ediyoruz . Aslında kısa sürede çok sayıda insanla tanışanlar doğal olarak kimin kim olduğunu tam olarak hatırlayamayabiliyor . Menderes beyde bizi sima olarak tanımasına rağmen bizle ilgili fazla bir şey hatırlamasa da kibarlığından bozuntuya vermiyor . Bende turistlere rehberlik yaptığım dönemde aynı şeyleri yaşadığımdan onu anlayabiliyorum . Bu şık cafede yemekte önce ikram olarak Kekikli ve Biberli Zeytinyağı geliyor , Özel Soslu Enginar 'ı da deniyor , beğeniyoruz. Ana yemeğimiz ise kırmızı şarap eşliğinde Tavuk Şinitzel ve Vejeteryen Pizza Oluyor . Yemeğin üzerine çok şık sunumlu kahvemizi içtikten sonra Menderes beyle biraz daha sohbet edip oradan ayrılıyoruz . Mükemmel bir yemek sonrası oldukça hareketlenmiş olan gece hayatını izleyip dondurma yiyoruz , sonra odamıza dönüyoruz .
Yarın Dalyan 'a geçerek buradan okuyabileceğiniz tatilimize devam edeceğiz .
Kemer ' i geçtikten sonra Adrasan koyu civarında ana yol üzerinde mola veriyor ,
uzaktan koya bakarak kahvaltımızı ediyoruz . Bu günkü kahvaltı menümüzde gözleme ve çay bulunuyor .
Yola devam ederek Finike 'ye geliyoruz .Finike ' ye bir önceki gelişimizde hava yağışlı olduğundan denize girememiş ve aklımız kalmıştı . Bu yüzden bu turkuaz deniz de yüzmek olmazsa olmazlarımızdandı . Yüzdükten sonra yola devam ediyor , yine güzel bir koy görünce durup yüzüyoruz . Yol üzerinde ki her güzel koyda yüzersek çok vakit kaybedeceğimizi fark ederek biraz hızlanıyoruz . Demre civarında güzel manzaralı balık restoranları bulunuyor , buralarda en çok reklamı yapılan ise aslında su kaplumbağalarının yemeği olan mavi yengeç . Bölge çok güzel olsa da şu an yemek yemiyor , yola devam ediyoruz . Restoranların birisinde durduğumuzda bir çift lokantanın sahibine '' buralarda nereye gidebiliriz diye sorduğunda '' yalnızca Demre harabeleri cevabını alıyor . Bende bir şeyler tavsiye etmek istesem de hızla uzaklaşıyorlar . Oysa bölgede görülmesi olmazsa olmaz yerlerden birisi de Kekova . Biz Kekova 'ya bir kaç yıl önce gidip eşsiz sahilinde yemek yemiş ,fakat Üç ağız tekne turu yapamamıştık . Siz giderseniz bizim içinde tekne turunu yapın . Daha sonra geldiğimiz Kumluca 'da bembeyaz seralarla kaplı uçsuz bucaksız bir araziyle karşılaşıyoruz . Seraların görüntüsü etkileyici . Yola devam edince Kaş 'a ulaşıyoruz . Karnımız oldukça acıktığından yol üstünde gördüğümüz Olympos Mocamp 'a girince tesadüfende olsa yemek için çok doğru bir yerde olduğumuzu fark ediyoruz . Eşsiz bir manzara eşliğinde biraz geç gelse de ,oldukça güzel hazırlanmış yemeğimizi yiyip turkuaz renkli plajından denize giriyoruz . Çok beğendiğimizden '' geceyi burada geçirsek mi '' diye düşünsek de , 2 gün sonrası için Dalyan 'da rezervasyonumuz olduğundan uzun bir yolumuz olduğunu düşünüp yola çıkıyor , ünlü Kaputaş Plajında yüzdükten sonra Kalkan 'a doğru devam ediyoruz . Kalkan 'da sahili izledikten sonra Dalyan 'a biraz daha yaklaşalım derken dünyaca ünlü Patara Antik Şehrinin de içinde olduğu plaja geliyoruz . Bu eşsiz plajda yüzüp dalgaları izledikten sonra geceyi çok sevdiğimiz Ölüdeniz de geçirmek fikri ağır basınca eşyalarımızı toplayıp yola devam ediyoruz . Ölüdeniz 'e yaklaşırken Fethiye 'de yaşayan bir arkadaşımızı arıyor , '' Ölüdeniz sahilinde oteller de bu mevsimde yer bulmanız zor olur '' cevabını alsak da şansımızı deniyor ve bir kaç otelden fiyat aldıktan sonra küçük bir pazarlıkta yaparak 2 kişi için sahile yakın bir otelde oda + kahvaltı 100 TL 'ye bir yer bulup yerleşiyoruz. Oteldeki Fethiyespor takvimi ilgimizi çekiyor . Sahilde bir yürüyüş sonrası soluğu yamaç paraşütçülerinin buluşma yerlerinden Cloud 9 cafede alıyoruz . Burada bir kaç yıl öncesinden tanıdığımız şef Menderes beyi bulup önce biraz sohbet ediyor ,sonrasında yemek siparişimizi veriyoruz . Menderes bey 'in nişanlandığını duyunca tebrik ediyoruz . Aslında kısa sürede çok sayıda insanla tanışanlar doğal olarak kimin kim olduğunu tam olarak hatırlayamayabiliyor . Menderes beyde bizi sima olarak tanımasına rağmen bizle ilgili fazla bir şey hatırlamasa da kibarlığından bozuntuya vermiyor . Bende turistlere rehberlik yaptığım dönemde aynı şeyleri yaşadığımdan onu anlayabiliyorum . Bu şık cafede yemekte önce ikram olarak Kekikli ve Biberli Zeytinyağı geliyor , Özel Soslu Enginar 'ı da deniyor , beğeniyoruz. Ana yemeğimiz ise kırmızı şarap eşliğinde Tavuk Şinitzel ve Vejeteryen Pizza Oluyor . Yemeğin üzerine çok şık sunumlu kahvemizi içtikten sonra Menderes beyle biraz daha sohbet edip oradan ayrılıyoruz . Mükemmel bir yemek sonrası oldukça hareketlenmiş olan gece hayatını izleyip dondurma yiyoruz , sonra odamıza dönüyoruz .
Yarın Dalyan 'a geçerek buradan okuyabileceğiniz tatilimize devam edeceğiz .
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)