Almanya'da Bugün Berlin'i Gezeceğiz

Sabah erken kalkıp yürüyüş yapıyorum.Berlin'de ki otelimiz ünlü hayvanat bahçesine yakın bir konumda,
fakat süremiz kısıtlı ve bu kez burasını ziyaret edemeyeceğiz.Kahvaltı sonrası Müzeler Adasının yolunu tutuyoruz.Müzeler adası nehir kenarında yemyeşil bir alanda kurulu
,Bu bölgede çok sayıda önemli müze bulunuyor.Müze girişleri pahalı ve uzun kuyruklar olsa da en azından bir müzeyi ziyaret etmek istiyoruz.
Biz Pergamon (Bergama) müzesini ziyaret edeceğiz.Bir saat civarı bir kuyruk bekleyişi sonrası müzeye giriyoruz.
Müze de verilen kulaklıklarda Türkçe rehberlik hizmeti de bulunuyor.
Müzenin özellikle Bergama'dan getirilen Bizans eserleri bölümü bize etkileyici geliyor.
Yalnız aralarında Zeus sunağının da olduğu bazı bölümler kapalı.Müzeden çıkınca nehir kenarında oturup biraz dinleniyor,
sonra şehri dolaşmaya devam ediyoruz.Televizyon kulasini geçtikten sonra geldiğimiz meydanda karnımız acıktığından açıkhava da oturup bir şeyler yiyor ,
sonrasında Soykırım Anıtına geliyoruz.
Burada irili ufaklı 3.000 civarında ki labirentler etkileyici.Yine yakınındaki tarihi 1791 yılına uzanan Brandenburg kapısına geliyoruz.
Yine Platz der Republik'te Alman Hükümet Merkez Binasına geliyoruz.
Bu bölgede bir çok gezilecek yer birarada bulunduğundan yürüyerek gezilebiliyor.Bölge oldukça geniş bir alana yayıldığından yürüyerek gezmek insanı yoruyor.Parkta oturup biraz dinleniyor ,
sonra metroyla otelimizin bulunduğu bölgeye dönüyoruz.
Burada çeşitli ufak tefek eşyaların satıldığı , yiyecek reyonlarının bulunduğu bir panayır yeri var.Sahne de yerel müzikler de başlayınca bir masa da oturup müzik  dinlerken 
akşam yemeğimizi de yiyoruz.Almanya'da sokak yiyeceği olarak en çok tercih edilen yemek patates kızartması ,tavuk ve sosis.
Biraz daha müzik dinleyip otelimize gidip uyuyoruz.Yarın arabayla Greiz şehrine geçeceğiz.

Bugün Çekya'da Prag'dan Karlovy Vary'ye Gideceğiz.

Bugün 1 günlük araç kiralayıp Çekya'nın Bohemia bölgesinde yer alan ünlü kaplıca şehri Karlovy Vary'ye gideceğiz.Prag Karlovy Vary arası arabayla 1,5 saat sürüyor.Karlovy Vary bir doğa harikası kaplıca şehri.Burada Atatürk'ün kaldığı Karslbad Plaza Hotel'de yer alıyor.
Otelin girişinde Atatürk ile ilgili bir plaket bulunuyor.Plaket 'in üzerinde '' Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Kemal Atatürk burada kalmıştır '' yazıyor.
Aracımızı girişte ücretli bir parka bıraktıktan sonra şehri gezmeye başlıyoruz.Şehir çok orijinal.görünüyor.
Çekya'da günışığı sanki bir farklı yansıyor.Bu durumu çektiğimiz fotoğrafların parlaklığında da fark ediyoruz.İlk bakışta şehrin ihtişamı dikkat çekiyor.
Nehir kıyısında ilerlerken çok sayıda cafe,restoranla ,hediyelik eşya satış mağazalarıyla karşılaşıyoruz.Buradaki kaplıcalar da içilebilen bir su 'da musluklardan akıyor.
Sular  özelliklerine göre numaralandırılmış ve muslukların üzerinde farklı numaralar bulunuyor.Su oldukça sıcak ve tadı da pek hoş olmasa da sağlık için yararlı olduğu belirtiliyor.
Şehri dolaşırken benim sandaletim yırtılıyor.Ne yaparız diye düşünürken arkadaşımızın bahsettiği Bata outlet mağazasını görünce hemen içeri giriyor ve çok  uygun bir fiyata orijinal bir sandalet alıyorum.Karnımız acıkmaya başladığından yemek yiyecek yer bakıyor ve nehir kenarındaki bir restoran'ı tercih ediyoruz.Bu şık ortamda nehir kenarındaki restoranlar uygun fiyatlı öğlen yemeği menüleri sunuyorlar.Biz aperitif yiyecekler yanı sıra
gulaş şeklinde tavşanlı ana yemekleri
tercih ediyoruz.Gulaşların içinde bulu nan pamuk gibi beyaz ekmekler İtalyan sandviç ekmeklerini andırıyor ve lezzetli.
Çekya tavşan yemekleri ile de oldukça ünlü bir ülke.Biraz daha gezdikten sonra bu güzel yerden ayrılıyor,
Prag'a dönüyor , aracımızı teslim edip şehri dolaşmaya devam ediyoruz.Eski şehir meydanında Tarçın ve şekerli hamurdan yapılan geleneksel Tredelnik satan bir tezgah'tan alıp deniyoruz.
Yapımı orijinal ancak lezzet olarak bence çok özel bir şey değil .Meydan'da çocuklar dans gösterisi yapıyor.
Charles köprüsünden geçerek Kaleye gidiyoruz.
Bölgeyi gezdikten sonra çok yorulduğumuzdan otele dönüp uyuyoruz.Yarın sabah erkenden trenle Berlin'e geçeceğiz.

Prag'dan Trenle Berlin'e Geçeceğiz

Bugün Berlin'e gitmek için kahvaltı sonrası taksiyle tren istasyonuna gitmek için yola çıkıyor,yol üzerinde 1996 yılında bitirilen Prag'ın sembollerinden Dans Eden Bina'nın önünden geçiyoruz.
Prag Tren istasyonu oldukça büyük olduğundan hangi trene nereden binileceğini anlamak için biraz erken gelmemiz iyi oluyor.Bu arada Arjantinli bir kız da yanımıza gelip bize Berlin treninin nereden kalktığını soruyor.

Tren'in hangi perona geleceğini görünce bizi takip etmesini söylüyoruz.Prag Berlin arasında 4,5 saatlik yolculuk için yerimizi bulup yerleştikten sonra elimizde biraz Çek Korunası kaldığından trenin restoranında bu paraları harcamak istiyoruz.
Tren restoranları bana ilginç geliyor.Kahve ve kek siparişi veriyoruz.
Eşsiz tablolara eşdeğer manzaralı yerlerden geçtikten sonra Almanya'ya giriyoruz.
Almanya tarafına geçince trende disiplin ve ciddiyet artıyor.Tren koridorlarında yürürken Heidi dizisindeki Madam Rottenmeier tipli bir konduktör sert bir şekilde tren içinde nereye gittiğimizi soruyor ve biletleri istiyor.
Biz biletlerimizi oturduğumuz kompartımanda bıraktığımızdan istersen gidip alalım diyoruz.Fakat Madam Rottenmeier yumuşuyor ve geçin diyor. Berlin de yaz da olsa yağmurlu ve serin bir hava bizi karşılıyor.
İstasyondan çıkıp taksiyle otelimize gidiyoruz.Biz yurt dışında daha önce kazık yeme tecrübesine sahip olduğumuzdan taksiye binince navigasyonu açıp taksicinin yolu uzatıp uzatmadığını kontrol ediyoruz.Prag ve Berlin'de bu konuda sorun yaşamadık.(Daha önce Lizbon'da bu konuda sorun yaşamış ve 9 Euro'luk havaalanı - Saldanha mesafesi için sabahın 3'ünde 24 Euro ödemek zorunda kalmıştık) Booking'den ayarladığımız otel dar merdiven ile çıkılsa da geniş odalı ve çok merkezi konumdaydı.
Günboyu ücretsiz Naneli su,çay kahve ikramı bulunuyor. Berlin metrosunda bilet otomatlarında Türkçe menü bulunması dikkatimizi çekiyor.
Metroyla Spree nehri kenarına geliyoruz.Burası hareketli bir bölge.
Çevresinde cafe,restoranlar , müzeler bulunuyor.Karnımız acıktığından önce bir restoran'da yemek yiyoruz. Yemek olarak Patatesli Tavuk But ,
Bir Çeşit Köfte ,
Bir Çeşit Mini Hamburger ,
içecek olarak siyah ve klasik bira siparişi veriyoruz.
Prag ile Berlin arasında yemek fiyatlarında en az % 30'luk fark dikkat çekiyor.Yemek sonrası Spree nehrinde tekne turu yapıyoruz.
Hava kapalı olsa da Berlinde tekne turu oldukça keyifli.Daha sonra metroyla Berlin duvarına gitmeye karar veriyoruz. Berlin duvarı ilginç ve etkileyici.İnsanı düşündürüyor.
Akşam yemeği için ne yapalım diye düşünürken metroyla Kreuzberg Türk Mahallesine gitmeye karar veriyoruz.Trende yerde kitap okuyan çocuklar çok ilginçti.
Metro'dan inince bir parkta mangal yapıldığını görünce mahalleye geldiğimizi anlıyoruz.
Yalnız bu bölge nedense bize çok güvenli gelmiyor.Bölge'ye çok sayıda turist de geliyor.Hangi restoran'a girelim derken merkezde köşedeki en kalabalık olan kebapçıyı tercih ediyoruz.
Dışarıda bir masaya oturuyoruz.Garson telefonu yol tarafına koyduğumuzu görünce uyarıyor ve oraya koymayın diyor. Fiyatlar Berlin geneline göre de  o kadar yüksek ki bir Adana kebap 14 Euro'dan başlıyor.Fakat yemekler , özellikle Beyti'si gerçekten güzeldi.
Menü'de çayın 1 Euro olduğunu görünce garson'a kebapçı'da çay parayla olur mu ? Çok ayıp deyince bizden çay parası almıyorlar.Yemek sonrası çevreyi dolaşıp metroyla otelimize dönüyoruz.

Bugün Prag'ı Gezeceğiz

Sabah erkenden kalkıp şehrin sokaklarını geziyorum.Bu tarihi şehir bana sıcak ve etkileyici geldi.Bira'nın  başkentlerinden biri olan bu şehirde ki festivalde Türk birasının da olması gurur verici.
Sabah gezintisinde yerel bir restoran'da keşfediyorum, akşam yemeğe buraya geleceğiz.Otel'in kahvaltısı bayağı zengin.
Özellikle üzerine kuru üzüm konarak yenen buğday püresini beğendim.Kahvaltı sonrası otelimize  çok yakın konumdaki füniküler'i kullanarak Petrin tepesine çıkıyoruz.
Yemyeşil bir park içinde Petrin Gözlem Kulesi,Aynalı Labirent de bulunmakta.
Tepe'nin diğer tarafında ünlü ve eşsiz şehir manzaralı Nebozizek restoran'ı görünce sıcak havada bir şeyler içmek için içeriye giriyoruz.Yemyeşil sakin ortamda manzarayı izlerken insana sanki zaman durmuş gibi geliyor.
Dönüşte diğer yönden tepeye çıkan insan kuyruğuyla karşılaşıyoruz.Kuyruğun sonu görünmüyor.
Yürüyerek aşağıya inip herhangi bir yerel pub'da hamburger yiyoruz.
Sonra bir Tram'a binip nehir kenarındaki Vyton 'a gelip bir tekne restoran'da etrafı izleyip bir şeyler içiyor, sonrasında yakındaki  Wysehrad Tepesine çıkıp parkı geziyor ,eşsiz Prag manzarasını izliyoruz.
Otele dönüp biraz dinlendikten sonra Zizkov bölgesindeki U Sadu isimli restoran'a gidiyoruz.
Burasını sabah yürüyüşü yaparken keşfetmiştim.Dışarıdan girişi pek belli olmayan, akşamları kalabalıktan yer bulması zor bir yer.
Biraz bekleyip bir masaya oturduk.Siyah birası çok güzeldi.Yemek olarak çorba
sonrası tavşan yedik. Trip Advisor'da 4 puanda olan bu restoranın porsiyonları büyük Yemekleri  lezzetliydi.
Garson da 3-5 kelime Türkçe biliyordu.Yemek sonrası yakındaki otelimize gidip uyuduk.