Budapeşte'de Szentendre Köyüne,Szechenyi Kaplıcalarına Kahramanlar Meydanı'na Gideceğiz.

Sabah otelde erken kahvaltı sonrası tramvayla Szentendre'ye giden banliyö trenin geçtiği  Batthyany Ter M2 istasyonuna gelip kısa bir bekleyişten sonra trene biniyoruz.Banliyö treni Bekasmegyer istasyonuna kadar gidiyor.Burada inip diğer treni bekliyor,15 dakikalık bekleyiş sonrası banliyö trenine biniyoruz.Trende bir süre sonra bilet kontrolü yapılıyor ve kondüktör şehir içi günlük  biletimizin Bekasmegyer'e kadar geçerli olduğunu ve yeni bilet almamız gerektiğini belirtince kişi başı 310 HUF (1 €) ödeyerek yeni biletimizi alıyoruz ve bir süre sonra Szentendre köyüne geliyoruz.Sabah saatlerinde hava oldukça soğuk olsa da açık olması rahat gezme olanağı sağlıyor.Biraz yürüdükten sonra kasabanın meydanı Föter'e geliyoruz.Burada restoranlar ve turistik eşya satan dükkanlar bulunuyor.Biraz yukarıya doğru çıkınca her yerden görülen Saint John Kilisesine geliyoruz.Kasabayı izleyebileceğiniz bu kilisenin büyük bir avlusu bulunuyor.
Daha sonra aşağıya inip Tuna nehri sahilini keşfediyor, sahildeki bir cafede oturup nehri izleyerek kahve içiyoruz.
Sokaklarda biraz daha dolaştıktan sonra karnımız acıkıyor ve önünde kuyruk bulunan ünlü Korzo büfe'de Langos yemek için kuyruğa giriyoruz.
Macaristan'ın ünlü yiyeceği Langos pişi benzeri bir hamurdan yapılıyor,yağda kızartılıp içine pizza gibi malzemeler konuyor,açık veya kapalı hazırlanabiliyor.Bizim ağız tadımıza uygun ve lezzetli.Biz Langos yanısıra sosis siparişi de veriyoruz.
Szentendre köyünde Tunan nehri  sahili insanı dinlendiriyor.Yazın burası çok kalabalık oluyordur.
Sahilde uzun bir yürüyüş yolu yanı sıra sahilde bir kaç tane cafe , restoran'da bulunuyor. Güneş biraz ısıtmaya başladı.Sahile yakın sokakda bulunan köyün ünlü dondurmacısı Margaretta Cukrazsda'dan dondurma alıp sahilde yürüyüş yaptıktan sonra sahil yolunu takip ederek şehre dönmek için tren istasyonuna geliyoruz.
Dönüş tren biletini makineden alıyoruz.Aslında hangi biletin alınması gerektiği konusunda herhangi bir bilgiye ulaşamadığımız için ,trende kalkmak üzereyken  bizde herhangi bir bilet alıp binip tren aktarması yapmadan ünlü Szechenyi kaplıcalarına gitmek için şehre dönüyoruz.Trenden indikten sonra tramvayla buradan internet sitesine ulaşabileceğiniz tarihi kaplıcalara geliyoruz.1913 yılında açılan neo barok tarzında yapılan Szechenyi kaplıcaları bünyesinde 15 tane havuzu barındırıyor.
Ancak en popüleri açık hava da yer alan büyük havuz, açıkhava'da ayrıca olimpik bir yüzme havuzu ve şezlonglar bulunuyor.Günlük havuz girişi ve kabin fiyatı 20 € civarında bulunuyor.
Kaplıcalar çok güzel ve tüm günde ayrılabilecek bir yer olsa da başka yerlere de gideceğimiz için kaplıcadan ayrılıp Varoşliget şehir parkı içinde dolaşmaya başlıyoruz.
Burada bulunan Vajdahunyad kalesi çok etkileyici.
Kalenin bahçesinde yerel çok sayıda yemeğin satıldığı seyyar  açık hava restoranı ,hediyelik eşya dükkanları bulunuyor.
Burası öğlen yemeği için güzel bir alternatif olabilir.
Çok geniş bir alana yayılan parkta Tarım Müzesi ve Sirk yer alıyor.
Ayrıca bölgede çok büyük bir buz pateni pisti de bulunuyor.
Parktan çıkınca çok yakında bulunan Kahramanlar Meydanı'na geliyoruz.
Burası şimdiye kadar gezdiğimiz yerlerde gördüğümüz en büyük meydanlardan birisi.Çevresinde bir havuz,
Güzel Sanatlar Müzesi,Budapeştenin simgelerinden 1896 yılında yapılmış Milenyum Anıtı,Macaristan'ın önemli liderleri ve kahramanlarının heykelleri  bulunuyor.
Günlük biletimizi kullanarak otobüsle bölgeden ayrılarak şehrin lüks mağazalarının bulunduğu Andrassy caddesinden geçerek
sahil tarafına geliyor ,İstanbul Beyoğlu'nu andıran caddede yürüyoruz.Burada internette orta fiyatlı olarak tavsiye edilen restoranı bulsak da menüsünde fiyatlarının şehre göre astronomik olduğunu görünce
yemek için ilk gün çay içtiğimiz ve çok beğendiğimiz buradan internet sitesine ulaşabileceğiniz Kazimir Bistro'ya gidiyoruz.Bu restoranda bizi sempatik garsonlar ve orijinal yemekler karşılıyor.Restoran dolu olsa da bir masanın boşaldığını görüp oraya geçiyoruz.Macarların ünlü  Gulaş çorbası,orijinal bir ördek yemeği siparişi veriyoruz.Bu güzel yemek için kişi başı 15 € hesap ödüyoruz.
Yemek sonrası çok yakında bulunan Avrupa'da yeni akım disco bar'ların en iyi örneklerinden kabul edilen buradan internet sitesine ulaşabileceğiniz Szimpla Kartozi'ye gidiyoruz.
Burası nasıl bir yer derseniz , çok büyük avlulu bir alan ,kalabalık,

dekorasyon evinize sokmayacağınız kırık dökük eşyaların mimarlar tarafından bir formata sokulmasından oluşuyor,
yemek yiyebilecek veya içki alabileceğiniz bir kaç bölümü bulunuyor,her yaş grubuna hitap ediyor,fiyatlar uygun.Burası akşam yemeği alternatifi olarak da değerlendirilebilir.Buraya her ilk gelen gibi müze gezer gibi bölümleri geziyor 
bir odaya girip oturup müzik dinliyoruz.Sonrasında otelimize gidip uyuyoruz.
Yarın Türkiye'ye döneceğiz.

Budapeşte'de Büyük Pazar,Balıkçı Tabyası ve Özgürlük Anıtına Gideceğiz.

Çok merkezi bir konumdaki otelimiz Queen Mary oldukça zengin bir kahvaltı sunuyor. Kahvaltı sonrası 1.650 HUF (5 €) ödeyerek bir gün geçerli bilet alıyoruz.Bilet satışı makineler yanı sıra bazı büfelerde  de yapılıyor. Önce metro ile sahile ,daha sonra nehir kenarında biraz yürüyüp

 manzarayı izledikten sonra sahil kesiminde bir çok yerden geçen 2 no'lu nostaljik tramvay ile Vamhaz Krt 1-3 adresinde bulunan Central Market'e gidiyoruz.Burası yiyecek yanı sıra hediyelik eşyalarında satıldığı büyük bir yer. Kahvaltı veya yemek satan ayaküstü büfe-restoranlar yerel yiyecekleri tatma şansı veriyor.Macar yemekleri ağız tadı olarak bize uygun,Dolmayı bayağı büyük yapıyorlar,Macar gulaşı da tabii ki  lezzetli,meyve sebze reyonları zengin ve bazı ürünlerin fiyatları Türkiye seviyesinde veya altında.Bu büyük pazarı dolaşmak oldukça zaman alıyor.Pazarda Macaristan'ın sembol ürünlerinden kırmızı biber'de satılıyor.Dışarı çıkınca yakındaki buz pateni pistine göz atıyoruz.3 saate kadar paten ücreti 3 € ve 30 € depozito alıyorlar.Nehir manzaralı pistte paten yapmak kulağa hoş gelse de gezeceğimiz çok yer olduğundan oradan ayrılıyor,Özgürlük köprüsünü yürüyerek Buda tarafına geçiyor,tramvayla Buda kalesi ve Balıkçı Tabyasına çıkan asansörün bulunduğu yere ulaşıyoruz.Asansör kaleye doğru merdivenle biraz çıktıktan sonra çok dikkat çekmeyen bir konumda ,yukarıya çıkmanın ucuz bir yolu, 6 no'lu otobüsle veya buradan bilgisine ulaşabileceğiniz finiküler ile de (Chain köprüsünün sonunda ) ulaşabilirsiniz.Dönüşte ise tarihi sokakları kullanarak yokuş aşağı yürüyerek inmek yorucu olmuyor. Asansörden inince Kraliyet Sarayı karşımıza çıkıyor.Burası çok geniş bahçeli,devasa bir yer.Burada bahçeleri gezebilir, askerlerin nöbet değişimini izleyebilir, Macar Ulusal Galerisine ve Kale Müzesine gidebilirsiniz.Biz Macaristan Ulusal Galerisinin  girişindeki cafede kahve içip Mattihinas Kilisesinin yanındaki Balıkçı Tabyasına geçiyoruz. Burası balıkçı adını geçmişte bölgede bir balık pazarı olmasından dolayı almıştır.Burası gerek ortamı ,gerekse manzarasıyla insanı şaşkınlığa uğratacak kadar etkileyici bir görüntüye sahip.Burada canlı müzik yapanları dinlerken burçlardan Avrupa'nın en güzel manzaralı arasında olabilecek kadar iddialı olan Tuna nehrini zleyebilir,etkileyici bahçeleri gezebilirsiniz.Karnınız acıktıysa 6 no'lu otobüsün kalktığı meydanın köşesindeki kalabalık restoran'ı tercih edebilirsiniz.Bunu neden söylüyorum ? Biz menüsünde bir çok yerel yemek bulunan bu restoranı pas geçerek yürüyerek aşağıya indik ve karnımız çok acıktığından vakit kaybetmemek için mikrodalga da ısıtılmış çorba içtik.Nagyi Palacsintajoca isimli bu self service restoranda çok ucuza bir şeyler yiyebilirsiniz.Aşağıda ayrıca büyük bir Spar market'in restoranı da bulunuyor.Budapeşte'de o kadar çok gezilecek alternatif var ki ,biz 3 gece 4 gün her yeri gezmekte zorlandık.Bu şehre daha fazla süre ayırmak gerek.Balıkçı Tabyasından aşağıya inince şehrin her yerinden görülebilen Gellert Tepesine (Özgürlük Tepesi)  gitmek önce 47 no'lu tramvaya, sonra Moricz Zsigmont meydanından 27 no'lu mini otobüse biniyoruz.Hop on otobüsler de tepeye geliyor.Bölgede büyük bir park bulunuyor.Şehrin en yüksek yerindeki 14 metre yüksekliğindeki Özgürlük Heykeli etkileyici ,manzarası büyüleyici görünüyor. Tepeden yine 27 no'lu otobüsle aşağıya iniyor ve lüks mağazaların da yer aldığı şehrin en sosyetik caddesi Andrassy ut 29 'da bulunan 
buradan internet sitesine ulaşabileceğiniz  Müvesz Pastanesine gidiyoruz. Burası çok uzun bir cadde ve caddenin sonunda Kahramanlar Meydanı bulunuyor. 1898 kuruluşlu bu pastane tarihi dekorasyonu ve güzel pastalarıyla bizden çok iyi bir not alıyor. Döner platformda o kadar ilginç pastalar var ki 5 dakika kadar platforma bakıp hangisini yiyeceğimize karar veriyor,içecek olarak rose şarabı tercih ediyoruz.Pastanın en güzel tarafı kremasında süt kokusunun hissedilmesiydi.Pastande 2 adet pasta ve 2 kadeh şarap için 10 € ödüyoruz. Akşam yemeği için bir gün önce rezervasyon yaptırdığımız şehrin en kaliteli restoranlarından buradan internet sitesine ulaşabileceğiniz  Muzeum Kavehaz 'da piyano eşliğinde bir akşam yemeği yiyeceğiz. 
Burası masa örtülerinden garsonların davranışına kadar şık bir ortama sahip .
Önce kaşıkta tereyağı ve ekmek getiriyorlar.
Biz kırmızı şarap eşliğinde atıştırmalık olarak salam ,pastırma, kaz ciğeri içeren bir tabak siparişi veriyoruz.
Ana yemek olarak ise biftek
ve Çilekli Sos Yatağında Kızarmış Ördek siparişi veriyoruz.Neden Çilekli Sos derseniz aceleyle menüde ördeği görünce yemeğin tam ismine dikkat etmememden kaynaklandı.
Pek alışılmadık bir yemek olsa da , sonuna kadar yedim ve hiç de fena sayılmazdı. Bu yemek için 2 kişi 60 € ödedik.Ayrıca burada illa ki yüksek fiyatlı yemek yemek de gerekmiyor.Arkamızdaki yaklaşık 15 kişilik masadakilerin bazıları bir şey yemedi ve yalnızca içki içti,bazılarıysa atıştırmalık basit yiyecekler yediler.Yemek sonrası otelimize dönüp uyuyoruz.Yarın Ünlü Szentendre Köyüne, Tarihi Szechenyi Kaplıcalarına Gideceğiz.Akşam yemeğinde ise ilk gece çay içtiğimizde çok beğendiğimiz Kazimir Bistro'dayız.Sonrasında Avrupa'nın Yeni Akım Disco Bar'larının en iyi örneklerinden Szimpla Kertozi'de olacağız.Budapeştede bir sonraki günkü yazımızı buradan okuyabilirsiniz.