Skiathos Adasından Feribotla Volos Şehrine Geçeceğiz


Bu sabah Skiathos adasında apartımızın muhteşem manzarası aşliğinde balkonumuzda kahvaltı yaptıktan sonra hemen önümüzdeki sahile gidiyoruz.
Ne yazık ki bu çok beğendiğimiz adada da 1 gün daha kalabilecekken feribot grevi nedeniyle 1 gün erken ayrılacağız.Feribotumuz öğleden sonra olduğundan yarım günde olsa denizin tadını çıkartmak istiyoruz.Bulunduğumuz sahilde upuzun bir kumsal bulunuyor.Öğlene kadar güneşlenip yüzdükten sonra hazırlanıp şehir merkezindeki feribot iskelesine gidiyoruz.
Yunanistanda dev feribotlar dolmuş gibi çalışıyor,göz açıp kapayıncaya kadar boşalıyor, araç ve yolcusunu ışık hızıyla alıp yoluna devam ediyor.Bizde 3 saatlik bir yolculuk sonrası anakarada bulunan Volos şehrine ulaşıyoruz.
Şehir ilk bakışta sahildeki trafiğe kapalı caddesi ve yerleşim şekliyle Kavala şehrini andırıyor.
Kafamızda hızlı bir plan yapıp şehrin bir kaç km. dışındaki yazlık bölgede yer alan otelimize gitmeden önce şehri gezmeye karar veriyoruz.Aracımızı merkeze yakın ara sokakların birinde paralı bir otoparka bırakıp sahile yürüyoruz.Hava çok sıcak,etrafta pek insan görünmüyor.Trafiğe kapalı cadde de yürüdükten sonra sahilde ki cafelerin dolmaya başladığını görüyor,
bize park yeri ararken yardım eden kominin olduğu cafeye oturuyoruz.
Şöyleki , biraz önce aracımıza park yeri ararken burasının yanında boş yer vardı ,fakat tabela Yunanca olduğundan anlamayınca cafeye gittim.Karşıma çıkan komi çocuk işi de yoğun olmasına rağmen benimle geldi ve tabelayı okuyarak park yerinin okula ait olduğunu söyledi.Ben de işini bırakıp geldiği için bir taraftan fırça yerse diye onun için endişelenmiş ve teşekkür etmiştim.Bu cafede siyah biranın 5 € olduğunu görünce ‘’amma pahalıymış ‘’ diye düşünsek de yanında 2 sandviç ve cipsle geldiğini görünce ucuz geldi.
Burada etrafı biraz gözlemleme fırsatı bulduk.İnsanlar genelde iş çıkışı böyle yerlerde buluşup sohbet ediyor.Ayrıca yaş ortalaması yüksek teyze grupları da vardı.Şehri biraz daha gezdikten sonra yediğimiz sandviçler biraz doyurduğundan fazla ağır bir şey yemek istemedik,köşedeki büfeye sorup yerel bir fast food’a girdik.Eşim köfte ve bira ben karışık kebap ve ¼ şarap siparişi verdik.
Dikkatimi çeken şey ise garsonlar çok iyi ingilizce konuşuyordu.Fakat yediklerimiz çok lezzetli değildi.Burada fiyatlar inanılmaz düşüktü.2 kişi bu yemek için 13 € hesap ödedik.Yemek sonrası aracımızı alıp otele gitmek için yola çıktığımızda şehrin hareketlendiğini farkettik.Mağazalar açılmış ve o sakin şehir hava kararıp sıcak azalınca çok kalabalık bir görünüme kavuşmuştu.Otelimiz Volos şehrinin yazlık bölgesi Kleious'daydı,.odamıza yerleşip çevreyi tanımak için kendimizi dışarıya attık.Yürüyerek sahile gelince restoranların ,cafelerin, beach’lerin bulunduğu büyük bir kalabalıkla karşılaştık.
Burada tahminimce tek yabancı bizdik.Çoğu insan birbirini tanıyor gibiydi.Restoran’ın birinde ‘’Leylim Ley ‘’ şarkısı çalıyordu.
Sahilde yürüdük sonra bir cafede oturduk.Garson kız yabancı olduğumuzu anlayınca nereli olduğumuzu sordu.Türk'üz deyince biraz şaşırsa da sevindi.Çünkü Almanya’da bulunduğu dönemde sevdiği Türk arkadaşları varmış.Bizimle oldukça ilgilendi.
Kahvemizi içtikten sonra otelimize gidip uyuduk.Yarın Volos’la Selanik arasında bir yerde neresini beğenirsek orada konaklayacağız.

Skiathos Adasında Tekne Turuna Çıkacağız

Sabah erken kalkıp kaldığımız apartın önündeki kumsalda yürüyüş yapıyoruz.
Burası da oldukça büyük ve sakin bir  kumsal olsa da  hemen arkasındaki koyda Skiathos şehir merkezi yer alıyor.Kaldığımız yerden şehir merkezine yürüyüş mesafesi yaklaşık 2 km. ve Türkiye'de güney sahillerinde yaptıkları gibi İngiliz turistler bu mesafelerde araç kullanmıyor,yürüyorlar.Biz bugün odamızın balkonunda kahvaltı etmenin keyfini yaşamak istiyoruz.
Mamma mia filmiyle de ün kazanan bu ada da gerek odamızın manzarası ,gerekse ortamı o kadar güzel ki beklentimizin çok üzerindeki bu yer için hala '' rüyada mıyız '' diye düşünüyoruz.Kahvaltı sonrası Skiathos merkezinin üst bölümündeki otopark'a aracımızı park edip sahile yürüyoruz.Günlük tur yapan teknenin yanına gelince neredeyse tamamen dolu olduğunu görünce hemen kişi başı 20 € olan biletimizi alıp tekneye geçiyoruz.
Dün akşam nasıl olsa yer buluruz diye bilet almamıştık.Saat 10:00 'da hareket eden günlük tur teknesinde bu gün doğu blokundan büyük bir grup ve biraz İngiliz turist bulunuyor.
İlk olarak Skiathos adasına yaklaşık 1 saat mesafedeki doğal yaşam alanı olduğu için yerleşimin olmadığı Tsougkria adasına geliyoruz.
Adanın büyük plajı sessiz sakin,denizi güzel.Bir ağacın gölgesinde oturup denize giriyoruz.Burada 2 saate yakın kaldıktan sonra öğlen yemeğini de yiyeceğimiz Skiathos adasının arkasındaki kara yolu ulaşımı pek iyi olmayan Kantigiorgis'e geliyoruz.
Şirin ,güzel kuma,tertemiz denize sahip bu plaj 'da gelen grupların büyük bölümü hemen restoranlara geçse de biz kumsal da gölge bir ağaç altı bulup yanımızda getirdiğimiz sandviçleri yedikten sonra denize giriyoruz.Restoranlar'a gruplar aşağı yukarı aynı saatlerde geldiğinden yığılma oluyor ve yemek beklendiğinden denize girme süresi azalıyor.Yemek sonrası Skiathos adasının belki de en ünlü plajı olan ıssız kara ulaşımı olmayan Lalaria'ya gidiyoruz.
Aslında bugün ilk olarak buraya gelecektik ,fakat deniz koşullarından dolayı önce gelemeyeceğimiz söylendi,şansımıza akşamüstü deniz biraz düzelince rüyalarda görülebilecek güzelliğe sahip plaja gidiyoruz.Tekneler kötü deniz koşullarından dolayı programda olmasına rağmen bazen bu plaja gelemiyormuş.Yolda hava rüzgarlı bu yüzden insanlar üzerlerine bir şeyler giyiyor veya havluya sarınıyor.Lalaria plajının ürkütücü kayalıkları,ıssız kumsalı,turkuaz denizi rüyalarda görülebilecek güzellikte.
Neyse bu plaj için ben susayım ,fotoğraflar konuşsun.Buradan ayrıldıktan sonra Skiathos Limanına dönüyoruz.Biz bu adaya tek kelimeyle aşık olduk.Bu yüzden kaldığımız pansiyoncuyla konuşup bir gün daha kalmak istediğimizi belirtince hem daha iyi fiyat hem de olumlu cevap alıyoruz ve limanda feribot bilet satış ofisinin yolunu tutuyoruz.Fakat 2 gün sonrası grev'den dolayı sefer olmadığını öğrenince ertesi güne biletimizi alıyoruz.Pansiyoncuya da arayıp bir sonraki gece kalma rezervasyonumuzu iptal ediyoruz.Onun da grevden haberi yokmuş.Kaldığımız stüdyoya gidip üstümüzü değiştiriyor ve bu kez yürüyerek şehre gidiyoruz.
Dün yediğimiz kuzu tandır o kadar güzeldi ki yine aynı yere gidince garson bizi tanıyor ve yine gelmemiz hoşuna gidiyor.Bize bir masa ayarlıyor.Ona Special menüyü soruyoruz.
2 kişilik olduğunu ve karışık etlerden oluştuğunu söylüyor.Bu kez bu yemeği deniyoruz.Fakat porsiyon çok büyük 2 kişi yemekte zorlanıyoruz.
Yemek sonrası sokakları dolaşırken aynı sokaktan geçerken ise garson bizi görünce '' Oooo doymadıysanız size bir masa ayarlayayım '' diye espri yapıyor.Yemek sonrası şehri kuşbakışı görebilmek için saat kulesine çıkıyoruz.
Mamma mia filminin gösterildiği açıkhava sinemasının dev ekranı oldukça iyi görünüyor.Şehri izledikten sonra sahile geçiyoruz.Bu hafta bizim evliliğimizi aynı zamanda Tatil Alternatifleri bloğumuzun 10.yılını ifade ediyor.Bu yüzden sahildeki Marilyn isimli bara gidip en güzel masaya oturuyor ,birer kadeh roze şarap siparişi veriyoruz.Bu manzara eşliğinde en ilginç olan ise bizim düğün şarkımız Bryan Adams'ın ''Everyting I do '' şarkısını o sırada çalması oldu. Böyle bir sürprizi ne benim ne de eşimin yapması için vakti yoktu.Marilyn'den kalkmak için hesabı istediğimizde garson bir dakika dedi ve bize ikramları olan birer kokteyl getirdi.
Bu buzlu meyve kokteyli öyle bir şeydi ki  hayatımda bu kadar soğuk ve güzel bir kokteyl içmemiştim.Ayrılırken '' Yarın yine bekleriz '' dedi.Böylece Marilyn isimli bar da bizim için unutulmaz bir anı oldu.Kaldığımız yere yürüyerek dönerken şehrin bazı güzel manzaralarını ve restoranlarını keşfetme şansı da bulduk.
Hatta bazılarının önünden geçerken bizi içeriye davet edip manzaralarını  ve menülerini gösterdiler.Şehirde yüzünüzü denize verdiğinizde sağ tarafta biraz tepedeki restoranlar çok romantikti.Yarın feribotla Volos şehrine geçeceğiz. 

Skopelos Adasından Skiathos Adasına Geçeceğiz

Sabah yakındaki Breakfast House'dan muhteşem börekler alıp terasımızda kahvaltı ediyoruz.
Ayrıca bugün Skiathos adasına geçeceğimizden öğleyin yemek için aldığımız sandviçleri paket yaptırıyoruz.Kahvaltı sonrası Skopelos merkezindeki apartımızdan ayrılıp yine aynı isme sahip yaklaşık 15 km. uzaklıktaki Skopelos kasabasına gidiyoruz.
Burada otel ve yazlıklar yer alıyor.Biz daha önce soldaki plaja gitmiştik bu kez sağdaki plajda sandalyelerimizi çıkartıp ağaç gölgesine yerleştiriyoruz.
Burada denize girdikten sonra feribotumuzun kalkacağı Glossa limanına geliyor,
biraz erken geldiğimizden yakındaki cafe de dinleniyoruz.Burada da Yunanistan'ın çoğu yerinde olduğu gibi ücretsiz bir şişe su yalnızca bir tane kahve siparişi vermemize rağmen 2 tane bardakla masamıza geliyor.
Feribot gelene kadar marinada dolaşırken Türk bayraklı bir tekne görünce yanına gidiyorum,fakat içerde o an kimse görünmüyor.Feribot gelince hızla boşalıyor ve doluyor.Adalar arası dolmuş gibi o kadar çok araçlı araçsız feribot seferleri var ki feribot sirkülasyonu sanki hızlı çekim yapılıyor.
Skopelos adasından Skiathos adasına yolculuğumuzu Anes Ferry isimli şirketin feribotuyla yapıyoruz.Bilet satış ofislerinde tek bir yerden tüm gemiler için satış yapılıyor olması alternatifleri arttırıyor ve rekabeti sağlıyor.Yaklaşık 1 saatlik feribot yolculuğu sonrası Skiathos adasına geldiğimizde şık bir yerle karşılaştığımızı fark ediyoruz.
Feribot'un yanaştığı şehir merkezi Bodrum'u çağrıştırıyor.Limandan çıkınca navigasyonla kalacağımız aparta gidiyoruz.
Bize önce alt katta pek deniz görmeyen bir oda veriyorlar , başka odanız yok mu deyince ''Bugün çıkacak bir ingiliz aile var ,ancak akşam çıkarlar '' cevabını duyunca '' tamam '' diyor ve eşyalarımızın bir bölümünü apartta bırakıp gideceğimiz ilk plaj olan Koukounaries 'e doğru yola çıkıyoruz. Oda'ya akşam yerleşmeyi kabul etmemiz bize muhteşem manzaralı bir oda sağlayacak.Geldiğimiz ilk plaj bir milli park içinde yer alıyor.
Bu çok büyük Patara plajını andıran yerde ağaçların altında cafe restoranlar,sahilde şezlonglar bulunuyor.

Biz eşyalarımızı sahile yakın bir yerde kumsala bırakıp denize giriyor ve yüzerken eşsiz manzarayı seyrediyoruz. Hani ilk kez bir yere gidersiniz de bir çok şey benzer görünse de orası size daha güzel gelir.
Bu ada ilk plajda bile bize henüz fazla bir yerini gezmesek de çok beğeneceğimizin ipuçlarını veriyor.Yüzdükten sonra arabamıza binip çok yakındaki Agia Eleni Plajına baksak da sanırım diğerine çok yakın olduğundan bir başka plaja gitmek için yola çıkıyoruz.Geldiğimiz Troulos plajında şemsiye şezlong bu ada geneli gibi ücretli ( 8 € ) ,biz katlanır sandalyelerimizi alıp çam ağaçlarının altına açıyoruz.

Adalar arası feribotlar nasıl pratik ve hızlıysa bizimde arabadan sandalye çıkarma, taşıma,açma,kapama hızımız hiç fena görünmüyor.Deniz ve doğa bu plajda da çok güzel .Yüzdükten sonra toplanıp tepeden resimdeki gibi görülen
muhteşem koydaki Vromolimnos plajına gidiyoruz. Burası çok büyük 2 koydan oluşan bir yer,aracımızı parkedip voleybol sahasının yanından bir tanesine giriyor yine ağaçların gölgesine şezlonglarımızı koyup oturuyor yanımızda getirdiğimiz bir şeyler içiyor ve '' ne güzel bir adaya geldik '' demekten kendimizi alamıyoruz.
Burada da yüzüyoruz.Kalacağımız apartın sahibi arıyor ve odamızın hazır olduğunu söylüyor.Saat 18:00'i geçtiğinden odaya yerleşip şehir merkezini dolaşmak istiyoruz.Odamıza gelince basit,her türlü ihtiyacı karşılayacak şekilde dizayn edilmiş muhteşem deniz manzaralı bir yer olduğunu görüyoruz.
Yerleşip şehir merkezine iniyoruz.Bulunduğumuz yerden pek çok insan yürüyerek şehir merkezine gitse de biz bayağı yorulduğumuzdan enerjimizi şehri gezmeye ayırmak istiyor ve araçla gidiyoruz. Şehir merkezi nin üst kısımlarında bayağı dolaşsak da park yerleri hep dolu görünüyor.Bu arada adada araç park etmek ücretsiz.Biraz dolaştıktan sonra bir aracın çıktığını görünce park ediyor ve yokuş aşağı yürüyerek şehre geliyoruz.
Şehir merkezindeki ara sokaklar Muğla Dalyan'ı andırıyor.Karnımız çok acıktığından restoran menülerini inceliyoruz.
Sahile yakın ara sokakların birinde çok kalabalık bir restoran görünce garson'u buluyoruz.
Oda bize zar zor bir masa ayarlıyor.Tamamen et üzerine olan bir restoran'da Kuzu çevirmenin bizdeki market satış fiyatının altında olduğunu görünce denemek istiyoruz.
Kiloyla satıyorlar.Garson'a '' yarım kiloyla doyar mıyız '' deyince garson fazla bile gelir gibisine gülüyor.
Gerçekten yağsız ve sanırım pişmiş haliyle yarım kilo olan porsiyon en az 3 kişiyi ,belki de 4 kişiyi doyurabilecek büyüklükte ve tadı olağanüstü.Bu muhteşem yemeğe 1/2 Litre beyaz şarapla birlikte 22 € ödüyoruz.
Skiathos adası çok şık ,kalabalık ve İngiliz turist ağırlıklı bir yer, fiyat rekabeti Skopelos adasına göre daha fazla olduğundan yiyecek fiyatları daha ucuz.Yemek sonrası sahile iniyor ve yürüyoruz.Biraz ileriden müzik sesleri gelince o tarafa yöneliyoruz.Meydanın bir tarafında halk oyunları ekibi oldukça büyük bir kalabalığa gösteri yapıyor.

Biraz izledikten sonra dondurmacıya uğrayıp dondurma alıyor,sokakları gezmeye devam ediyoruz.Bodrum barlar sokağı benzeri bazı sokaklara giriyoruz.Burada çoğunlukla restoranlar,tavernalar yer alıyor.Bu ada o kadar güzel ki çok yorgun olmamıza rağmen her sokakta karşımıza farklı şeyler çıkınca oradan oraya gezip duruyoruz.
Sahilde tekne turu için konuşuyoruz.Aslında süremiz kısıtlı olduğundan pansiyon sahibine sohbet ederken '' adada sizce hangi plajlara gidebiliriz '' diye sormuş ve '' karadan gidilmeyen bazı plajlar ve çevre küçük adalara giden turlar var '' '' Büyük tekneleri tercih edin ,onların fiyatları daha ucuz (20 €) '' cevabını almıştık.Bir teknenin programını inceleyip
yarın geliriz diyor ve odamıza dönüp uyuyoruz.

Skopelos Adasında Limnonari Beach'e Gidip sonra Şehir merkezini Gezeceğiz

Sabah bizi nefis lezzetiyle kendisine bağlayan Breakfast House'a gidip Skopelos Pie,Bir tür cheescake ,
börek alıp kaldığımız apart da kahvaltı ediyoruz.Skopelos Pie dedikleri börek bizim kol böreği oluyor.Kahvaltı sonrası tepeden Skopelos şehrini kuş bakışı  izledikten sonra
Limnonari Beach'e doğru yola çıkıyor,orman yolundan giderek ana yol'dan plaja ulaşıyoruz.
Geçmiş günlerin tecrübelerine dayanarak kestirme yolları tercih etmiyoruz.Plajın bulunduğu koyda 2 tane oldukça büyük beach bulunuyor.Biz koyun içindeki büyük restoranı olanı tercih ediyoruz.Zaten şu an çok fazla boş şezlong'da görünmüyor.Bu plajda da görevli hatırımızı sorduktan sonra konuya girerek şezlong fiyatının 7 € olduğunu söylüyor.

Bugün başka plaja gitmeyeceğimiz için biz de ödemeyi yapıyoruz.Kapalı bir koyda bulunan bu plajın da ada geneli ve bölge geneli gibi denizi berrak ve güzel.Akşamüstü buradan ayrılıp kaldığımız apart'a gidiyor,giyindikten sonra yürüyerek şehir merkezine geçiyoruz.Skopelos şehir merkezi derli toplu,tepelere doğru uzanan bakımlı evleriyle şirin bir tatil kasabası.
Ada da ayrıca şehir merkezi dışında yazlık ve otellerin bulunduğu yine Skopelos adında bir yerleşim yeri bulunuyor.Ağırlıklı olarak İngiliz turistler adayı tercih etse de eski doğu bloku ülkeleri turistlerine de oldukça sık rastlanıyor.Bu adaya uçakla gelmek isterseniz Skiathos adsındaki havaalanında inip yaklaşık 1 saat feribot yolculuğu yapmak gerekiyor.Şehir merkezinde sahil caddesinde genelde restoranlar yer alıyor.Arka dar sokaklar şehrin havasını daha fazla yansıtıyor.Fazla yokuş olmayan sokaklar da şık dükkanlar,meydanlar da restoranlar,pansiyon ve butik oteller deniz veya sokak manzaralı orijinal cafe'ler bulunuyor.dar sokaklardan yokuş yukarı çıktıkça yerleşim yerleri daha fazla kendini gösteriyor.
Akşam yemeği için arka sokaklarda meydandaki bir restoranı tercih ediyoruz.
Spagetti Bolonez'i üstünü kızartarak da yaptıklarını görünce ben onu tercih ediyorum.Aslında bu yemeği genelde bol kıyma soslu ve çok güzel yapsalar da üstünün kızartılması lezzetini ortadan kaldırıyor,
Bolonez değil başka bir makarna çeşidine benzetiyor.Yemek sonrası yürüyerek şehri kuş bakışı izlemek için tepedeki kiliseye çıkıyoruz.
Kilise şehri tepeden iyi bir açıdan görüyor.Bol bol manzaranın resmini çekiyoruz.
Şehir çok yokuş ve dar sokaklara sahip olduğundan burada yaşayan insanlar bu yokuşları her gün nasıl çıkıyor merak ediyoruz.Araç ulaşımının olmadığı yokuşlarda motosiklet kullanılıyor.Bölgedeki evler küçük ,çok şık ve bakımlı görünüyor.Sahile dönünce bir cafe de oturup bir çok yerde görüp henüz yiyemediğimiz Ekmek isimli tatlıyı denemek istiyoruz.
Biraz ıslak kek,biraz Trileçe  havasındaki bu tatlı kadayıf ve kuru yemiş içeriyor.Fena sayılmaz dı.Bölgede lokma'da yaygın olarak yapılıyor.
Biraz daha dolaştıktan sonra odamıza gidip uyuyoruz.Yarın Skiathos adasına geçeceğiz.