Sabah kahvaltı sonrası Gökçeada Plajlarını keşfetmek üzere yola çıkıyoruz. Bir ucundan diğer ucuna 32 km. olan adayı turlamayı planlıyoruz.Kaleköyden çıkınca önce 4 km. mesafedeki şehir merkezine geliyor ve oradan 17 km. mesafedeki Aydıncığa doğru devam ediyoruz.
Su açısından zengin küçücük adada 3 tane göl bulunuyor. Bir tanesinin yanından geçerken güzelliğinden etkileniyoruz.
Burada her şey doğal göl civarında bir tesis yok , adanın bir diğer özelliği hayvanların özgür bir şekilde ortalıkta dolaşması . Adada inek , keçi , koyun gibi hayvanları sürü olarak görme şansınız olmasada heryerde onlarla karşılaşabilirsiniz.
Her yeri kekik kokan adada doğal bir şekilde beslenen hayvanların etinin lezzeti ise belkide hiç bir yerde karşılaşamayacağınız kadar güzel.
Aydıncığa geldiğimizde gördüğümüz ilk plaja doğru sapıyoruz.
Burada bir cafe ve karavanlı sörfçüler var .
Biraz dolaşıp Aydıncıktaki bir sonraki plaja doğru ilerlediğimizde sanki bir cennetle karşılaşıyoruz.
Uçsuz bucaksız kumsalı bulunan bu plajda bir yerde acemi sörfçüler sörf yapmayı öğrenirken yan tarafta mantarlarla ayrılmış yüzme alanında insanlar denize giriyor . Burada Bulgar , Romen ve İtalyan turistler de vardı .
Daha ilerde ise tecrübeli sörfçüler var. Burada Kite Surf 'de yapılıyor .
Terliklerimizi elimize alıp sahilde suyun içinden yürüyerek plajı keşfe çıkıyor ,
beğendiğimiz bir yerde 2 adet şezlong ve 1 şemsiyeyi toplam 10 TL 'ye kiralıyoruz.
Yüzüp güneşlendikten sonra karnımız acıkıyor ve biraz ilerdeki salaş cafeye gidiyoruz.
Burada porsiyonu 10 TL 'ye Mercan ve Sardalya balığı yerken eşsiz Aydıncık koyu manzarasını seyrediyoruz.Garsonun balığın yanındaki roka ve maydanozları restoranın önündeki bahçeden koparması bu tazelikte bir yemeğin ayrıcalığıydı.
Aydıncık plajını çok beğendiğimizden bir tam gün ayırma kararı verip yemek sonrası Lazköy 'e gitmek üzere ayrılıyoruz.
Yol üzerinde güzel manzaralı yollardan geçerek aşağıda resimleri görünen eşsiz bir plaj olan Lazköy 'e ulaşıyoruz.
Burada tertemiz bir denizde yüzüyor ve tepedeki salaş ve manzaralı cafede kahve içiyoruz.
Lazkoydan ayrıldıktan sonra aşağıdaki resimdeki Uğurlu köyüne geldik. Burası için söylenecek tek şey plajının güzel olmasıydı.
Adaya göre oldukça büyük bir yer görüntüsündeydi fakat bir çay bahçesi bile göremedik .
Oradan ayrılıp bir kaç km. ilerideki öğretmen evine gittik .
Burası cıvıl cıvıldı .
Gökçeadada güzel bir koyda yer alan öğretmenevinde güneşlendik , yüzdük ve bir şeyler içtik .
Dönüşte doğa harikası yerlerden geçtik ,
eski bir rum köyü olan Dereköyde kısa bir mola verdikten sonra Kaleköy'e döndük.
Bu akşam ne yesek diye düşünürken gördüğümüz kasap dükkanından içeri girdik. Kasap Bilal Usta isterseniz size köfte yapıyım diyince böyle bir teklifi reddedemedik , hazırladığı köfteleri aldık ve apartımızda pişirdik. Hayatımızda böyle lezzetli etle pek karşılaşmadığımızdan o günden sonra hergün sabahtan et siparişi verip akşamüstü etlerimizi aldık . Yalnızca Bilal Ustanın hazırladığı kekik kokulu oğlak , kuzu etlerinden yemek için bile Gökçeadaya gidilebilir.
Akşam sahile inip dolaştık ,
bir cafede oturduk ,sohbet ettik ,
etrafı seyrettik ,müzik dinledik .
Yarın tekne turuyla , Gökçeadanın karayoluyla ulaşılamayan koylarına gideceğiz.
Bu gün Gökçeada da tekne turuna çıkacağız. Adada çoğuna karayoluyla ulaşılamayan tepeköyaltı, şelale, pirinçburnu, marmaros, sualtı milliparkı, mavikoy, mağaralar, yelkenkaya, kaşkaval(peynir kayalıkları), güzelcekoy, batıklar, kafakos burnu koyları bulunuyor.
Kahvaltı sonrası teknemize binmek üzere Kaleköy sahiline gidiyor ve Gökçeada koylarına doğru yola çıkıyoruz . Bir gün önce bize sürpriz yaparak '' Biz Gökçeada 'ya geldik neredesiniz '' diye bizi arayan kuzenim ve eşide kendilerini tekne turunda buluyorlar .
Önce Yıldız koyunun önünden geçiyoruz.
Burada kenarda kayalıkların üzerinde balık tutanlarla selamlaşıyoruz. Sonrasında bir yüzme mlolası veriyoruz.
Yol üstünde çok güzel koylarla karşılaştıktan sonra Peynir kayalıklarının önünden geçiyoruz.
Burasının dünyanın önemli kendiliğinden oluşmuş harikalarının içerisinde ilk yüze girmiş olduğunu öğreniyoruz.
Gerçektende katmanlar bir peyniri andırıyor ve etkileyici görünüyor. Nasıl oluştuklarına bir anlam veremiyorsunuz .
Sonrasında öğle yemeğimizi yiyoruz.
Yemekten sonra 3 yüzme molası daha veriyoruz ,
mağaraların bulunduğu bir koyda içeriye bir kaç metre girip şnorkelimizle eşsiz sualtı güzelliklerini seyrediyoruz.
Bir kaç metre derine dalıp balık sürülerinin arasına karışıyoruz.
Akşam 6.30 gibi Kaleköy ' e geri dönüyoruz.
Sabah kahvaltı sonrası önce feribotların yakınında bulunan Kuzulimanına gidiyoruz .
Burada güneşlenip denize girdikten sonra kumsalın arka tarafındaki salaş cafeye gidip kahvelerimizi içiyoruz.
Sonrasında Tepeköy 'e doğru yola çıkıyoruz.
Dar yollardan bayağı yükseğe tırmandıktan sonra köye ulaşıyoruz. Tepeye yaklaştıkça adanın bir çok yerinden gördüğümüz dağlardan birisinin zirvesine doğru ilerlediğimizi farkediyoruz.
Bu köyde bir kaç cafe ve restoran bulunuyor. Bir şarap evine girip şarapları tadıyor ve beğendiğimiz bir tanesini alıyoruz. Bölgenin şarapları konusunda bilgi aldıktan sonra Tepeköy 'e çıkarken sağ tarafta bulunan Çınaraltına gidiyoruz.
Yüksekten ileriye bakınca uçsuz bucaksız deniz ve yeşillik insanı etkiliyor.
Uzakta hayal meyal bir de ada görünüyor . Burada büyük bir çınar var ve insanlar dağdan su dolduruyor.
Tepeköyden ayrılıp Zeytinli 'ye gidiyoruz.
Zeytinli Tepeköy'e göre daha turistik bir yer .
Pansiyon ve şık cafe ,restoranlar bulunuyor .
Burada bir cafeye girip sakızlı muhallebi , krem karamel ,
çikolatalı muhallebi siparişi veriyoruz .
Manzara çok güzel .Bir ovada bulunan Gökçeada merkezini uzaktan seyrederken sakızlı kahvelerimizi yudumluyoruz.
Ayrılırken cafenin girişindeki resimlere bakmam yaşlıca bir beyin ilgisini çekti ve baktığınız resim Beyoğluspor'un dedi . Biraz sohbet edince kendisinin soldaki resimdeki Beşiktaş futbol takımı kadrosundaki Hristo olduğunu belirtti .Fotoğrafa baktığımda Beşiktaş tarihinin efsane kadrolarından birisi olduğunu farkettim . Çünkü Hristo amca 'nın takımdan saydığı tüm isimleri duymuştum . Kendisine veda ederken Türk futbol tarihinin yaşayan bir efsanesiyle karşı karşıya olduğumuzun farkında olarak oradan ayrıldık .
Saat henüz erken olduğundan kendimize bahane yaratıp Aydıncık 'a gidiyor ve geç öğle yemeğimizi burada bir salaş cafede yiyor , sonrasında yüzüyoruz. Burası çok güzel bir plaj .
Bugün Aydıncıkta akşam 7.30 ' a kadar kalıyor ve ayrılmak istemesekte apartımıza dönüyoruz. Akşam yemeği için Bilal ustadan oğlak siparişlerimizi alıyor ve pansiyonumuzda pişiriyoruz . Sonra bir değişiklik yapıp hareketli Kaleköy Sahili yerine Yıldızkoy' a gidiyoruz .
Buradaki şık camping 'in barına oturup kahve içiyor ve mehtabı seyrederken Gökçeadanın insanı şaşırtan güzelliklerinden bahsediyoruz.
Ertesi gün hiç istemesekte bu cennet adadan ayrılarak tatilimizi bitirmiş olacağız .
Karaburundan Gökçeadaya kadar 41 yeri gezdiğimiz 20 günlük Kuzey Ege tatilimizde , kendi aracımızla dolaştık , 9 gece otel veya pansiyonda , 11 gece arkadaşlarımızda konaklayarak yemek , alışverişler dahil kişi başı 1.500 TL harcadık .
Bu tatilimizde nereye gideceğimiz birkaç hafta öncesine kadar belli değildi. Pegasus 'un internet sitesinde nereye gidebilirizi araştırırken Samsuna gitmeye karar verdik. Aslında yıllar önce Karadenizi Sinoptan Hopaya kadar gemiyle dolaşmış ve hayran kalmıştık .
Yalnız gemi Orduya uğramadığından orasını hep merak etmiştik. Promosyonlu uçak biletini bulunca Samsun Çarşamba havaalanına biletlerimizi aldık. Tatile çıkmamızdan bir kaç gün önce Ordu 'da aradığımız bir otelin resepsiyonundaki arkadaş 'ın '' Merak etmeyin sizi sokakta bırakmayız '' demesi bizi otel bulma konusunda rahatlattı. Çünkü otel rezervasyonu yapmadan tatile çıkıp nereyi beğenirsek orada kalacaktık. Tatile çıkmadan 2 günlük dizel citroen C3 araç için rent a car rezervasyonumuzu havaalanındaki bir firmadan günlüğü 65 TL 'den yaptık. Böylece kısacık tatilimizde süre kaybımız olmayacaktı.
Tatile çıkarken aklımızda Samsun çevresinde dolaşmak olsa da bizim tatil anlayışımızda şu ana kadar uzun süre aynı yerde kalmak pek olmadı.
Artık yola çıkıyoruz . Bakalım bu 2 günlük tatilimizde Samsun dışında da bir yerlere gidebilecekmiyiz.