Roma Antakya Rio MALI Tokyo Gökçeada Budva AVRUPA Kho Samui KEŞFEDİLMEMİŞ YERLER Santiago G.AMERİKA Amsterdam Londra NEPAL Hopa Moskova AVUSTRAlYA Pekin K.AMERIKA Kars NewYork Rodos Bali KEŞFEDİLMEMİŞ TATİLLER Melbourne AFRIKA Katmandu Santiago HINDISTAN Maca Pichu Sao Paulo Izmir Utrecht St.Petersburg Antalya Shangai Baku Askabat Caracas Lima Split Montreal Artvin Budapeste Bruksel Nairobi KUBA San Diego Sidney
4.Gün Sibenik , Split Ve Brac Adasındayız
Sabah 6.00 ' da kalktık , otobana girmedik ve sahilden Split 'e gitmek üzere yola koyulduk .
Saat 09.00 civarı feribotla Splitten Adalara gitmeyi planlarken , yolda hayatımızda görmediğimiz güzellikteki koylarla , plajlarla karşılaştık ve 65 km. uzaklıktaki Sibenik 'e geldik . Burada kahvaltı ettikten sonra yola devam ederken eşsiz plajların , manzaraların büyüsü karşısında yolda deniz molasıda verdiğimizden toplam 135 km . olan Zadar Split arasını 6,5 saatte alınca sabah feribotlarını kaçırmıştık .
Saat 13.00 gibi geldiğimiz Splitte arabamızı merkezde saati 10 Kuna = 1,4 Euro olan en yüksek fiyatlı otoparka parkedip adalara giden feribotlar hakkında bilgi almaya gittik .
Bir çok adaya sefer olmasına rağmen bize en uygununun Brac adası olduğuna karar verip iki kişi 10 Euro olan gidiş biletlerimizi aldık . Arabamızı vapura bineceğimiz yere yakın başka bir otoparka günlük 10 Euro 'ya parkettik .
Splitten Brac ve Hvar adaları 1 , Korçula 3 saat uzaklıkta .
Büyük feribotlar bizdeki arabalı vapura benziyor . Farkları üst kata yürüyen merdivenle çıkılıyor . Orta kat kapalı , klimalı ve çok geniş , üstde geniş bir kat daha bulunuyor ve orası tenteli .
Güzel bir yolculuk sonrası Brac adasına ulaştık . Feribot inişinde elinde sobe yazan kağıt bulunan ve iyi ingilizce bilen bir kız pansiyon için 2 kişi gecelik 30 Euro fiyat verdi . Kabul ettik ve sizi pansiyona patron götürecek dedi . Patron dediği bayan kıza gülümsedi ve '' Bana patron denmesinden hoşlanmadığım için şaka yapıyor diyerek yola çıktık . 10 dakika yürüdükten sonra Brac adasının Supetar bölgesinin merkezi bir yerindeki pansiyonumuza geldik . Pansiyon odaları duşlu , tuvaletli , bakımlı , geniş ve çok temizdi .
Bir geceden fazla kalacaksanız pansiyon fiyatını daha aşağı çekme şansınız bulunuyor .
Eşyalarımızı bırakıp deniz kenarına indik . eşyalarımızı halk plajına bıraktık ve yakındaki cafe 'ye yemeğe gittik . Bir adet kalamar kızartma ( Porsiyonlar bizdekinin 4 katı büyüklükte ve çok lezzetli ) , bir porsiyon kalamar ızgara , iki bira için 15 Euro hesap ödedik ve plaja döndük .
Plaj adanın sıradan bir plajıydı . Bir koy içinde sakin bir deniz , kıyılar çakıl olsa da suya girdikten bir kaç metre sonra kum başlıyor . Deniz çok temiz , adeta balıklarla dansediyorsunuz . Denizden çıkmak istemedik ama ada çok büyük olsa da biraz gezmek isiyorduk . Pansiyonda elbiselerimizi değiştirip kendimizi sokağa attık .
Supetar 'ın piyasa caddesi denilebilecek caddesinde , önce cafe , barların bulunduğu sağ tarafa gittik . Zaten sol tarafta 200 m. ilerde adanın diğer bölgelerine giden ormanlık yol başlıyordu .
Sade ve şık cafeler turistlerin olduğu kadar ada sakinlerininde buluşma yeriydi . Karşı kıyıdaki Split şehrini seyrederken kahvelerimizi yudumladık ve Supetar 'ın meydanına doğru yürümeye başladık , akşam saatleri olsa da hava sıcaktı ve dondurma yemek yapılacak en cazip şeylerden biriydi . Dondurmacının önünde çileklimi , yoğurtlu dondurma mı olsun diye karar vermeye çalışırken dondurmacı çilek dedi .
Şaşırdık . Dubrovnik ' ten hareket ettiğimizden beri hiç Türk'le karşılaşmamıştık Eyüp ve kardeşi Mekadonya Türkü , ailesiyle birlikte adanın şık bir cafe - restoranını işletiyorlar . Babaları iki kez Türkiye ' ye gelmiş , onlar henüz gelmemişler . O bölgede Türkiyeden gelen Türklerle hiç karşılaşmamışlar , o yüzden şaşırdılar , dondurmaya da ısrarımıza rağmen para almadılar .
Ada 'da kazıklanmadan nerede balık yiyebileceğimizi sorduğumuzda '' Hiç endişelenmeyin , bu ülkede insanlar dürüsttür , istediğiniz yerde rahatlıkla yiyebilirsiniz dedikten sonra , güzel balık yapan bir yeri önerdiler . Ayrıca bir sorununuz olursa biz gece yarısına kadar buradayız , çekinmeden gelebilirsiniz demeleri bizi oldukça duygulandırdı .
Eyüplerin önerdiği restoran menüsüyle özel bir yer izlenimi veriyordu . O günkü menüde eşimin aklındaki yemek olmayınca deniz kenarına gittik . Balık , kalamar yapan bir tekneye gözümüz ilişti . Akşamüstü bolca kalamar yediğimizden sadece balık siparişi verdik ve tekneye geçtik . 2 kişinin rahatça doyabileceği kızarmış küçük balıklar için 3 Euro ödedik ve ertesi gün erkenden yola çıkacağımız için biraz daha dolaştıktan sonra pansiyonumuza döndük .
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder